Danıştay Kararı 7. Daire 1999/2360 E. 2000/1909 K. 12.06.2000 T.

7. Daire         1999/2360 E.  ,  2000/1909 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/2360
Karar No: 2000/1909

Temyiz İsteminde Bulunan: Maliye Bakanlığı
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacıya ait 1993 model …marka araca ilişkin olarak ödenen 1993 ve 1994 yıllarına ait motorlu taşıtlar vergisinin iadesi istemiyle düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile yasal faize hükmedilmesi istemiyle açılan davada; aynı nedenden dolayı yapılan taşıt alım vergisi tarhiyatının, … Vergi Mahkemesinin … gün ve K:… sayılı kararı ile taşıtın net ağırlığının 935 kg olduğundan bahisle iptaline karar verildiğinin; anılan kararın, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 16.10.1996 gün ve K:1996/3128 sayılı kararı ile onanıp, karar düzeltme isteminin de 18.2.1998 gün ve K:1998/489 sayılı kararıyla reddedildiğinin anlaşıldığı; bu durumda, davacıya ait aracın 935 kg olduğu hususunun yargı kararı ile kesinleşmiş bulunması karşısında, 990 kg esas alınarak fazladan motorlu taşıtlar vergisi tahsil edilmesinde isabet görülmediği; yasal faiz istemine gelince; 213 sayılı Kanunun 112’nci maddesine 4369 sayılı Kanunla eklenen 4’üncü bent hükmü uyarınca, fazladan ödenen verginin, 1.1.1999 tarihinden itibaren, 1999 yılı için belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizi ile birlikte davacıya iadesi icap ettiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ile iade edilecek vergiye 1.1.1999 tarihinden itibaren faiz hesaplanmasına ilişkin … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; taşıtların net ağırlıklarının belirlenmesinde Bakanlıklarının yetkili olduğu, ayrıca 1.1.1999 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak faize hükmedilemeyeceği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, 15.8.1996 tarihinde Maliye Bakanlığına şikayet yoluyla yapılan başvurunun zımnen reddedildiği ileri sürülerek 16.2.1999 tarihinde dava açıldığı anlaşılmakla, 2577 sayılı Kanunun 10’uncu maddesi hükmü uyarınca süresinde olmayan davanın reddi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesinde isabet bulunmadığından, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacıya ait 1993 model …marka aracın net ağırlığının 990 kg olduğundan bahisle 1993 ve 1994 yıllarına ilişkin olarak 27.6.1995 tarihinde motorlu taşıtlar vergisi farkı tahsil edildiği; söz konusu meblağın iadesi için, 25.12.1995 tarihinde, davacı tarafından düzeltme hükümleri çerçevesinde yapılan başvurunun reddi üzerine, 15.8.1996 tarihinde şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına başvurulduğu; şikayet başvurusunun zımnen reddedildiğinden bahisle 18.9.1996 tarihinde … Vergi Mahkemesinde açılan davanın, mahkemenin … gün ve K:… sayılı kararıyla; olayda altmış günlük zımni ret süresi dolmadan dava açıldığı gerekçesiyle reddildiği; anılan kararın onanmasına dair Dairemizin 15.10.1998 gün ve K:1998/3353 sayılı kararının 23.1.1999 tarihinde davacıya tebliği üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10’uncu maddesinde, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri; altmış gün içinde bir cevap verilmezse, isteğin reddedilmiş sayılacağı; altmış günün bittiği tarihten itibaren, ilgililerce, dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açılabileceği; dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre; 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 124’üncü maddesi hükmü uyarınca şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına yapılacak başvuruların, başvuru tarihinden itibaren işlemeye başlayan altmış gün içinde cevap verilmemesi halinde, zımnen reddedilmiş sayılacağı; zımni ret işleminin iptali istemiyle açılacak davaların da, bekleme süresi olan altmış günün bitiminden itibaren, vergi mahkemesinde dava açma süresi olan, otuz günlük süre içerisinde açılması gereklidir.
Olayda, 15.8.1996 tarihinde yapılan şikayet başvurusunun zımnen reddedilmiş sayıldığı tarih, 14.10.1996 günüdür. Dolayısıyla, bu zımni ret işleminin iptali istemiyle davanın, vergi mahkemesinde, bu tarihten itibaren otuz gün içerisinde açılması halinde, esasının incelenmesi mümkün bulunmaktadır.
Oysa; dava, bu sürenin dolduğu 14.11.1996 gününden çok sonra, 16.2.1999 tarihinde açılmıştır. Yapılan şikayet başvurusuna, Maliye Bakanlığınca kendiliğinden bir cevap verilmedikçe, bekleme süresinin dolumundan önce 18.9.1996 tarihinde açılan ilk davanın bu nedenle incelenmeksizin reddi üzerine yeni bir idari dava açma süresinin işlemesine de olanak yoktur.
Açıklanan nedenle, süre aşımı sebebiyle incelenmeksizin reddi gereken davanın esasının incelenmesiyle verilen temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmadığından, istemin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 12.6.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.