Danıştay Kararı 7. Daire 1999/1920 E. 1999/3421 K. 21.10.1999 T.

7. Daire         1999/1920 E.  ,  1999/3421 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/1920
Karar No: 1999/3421

Temyiz İsteminde Bulunan : …Laboratuarları İthalat ve İhracat Anonim Şirketi
Vekili :Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : …Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli gümrük giriş beyannamesi kapsamı eşya nedeniyle tahakkuk ettirilen gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla tesis edilen haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, ithal edilen eşyalara ilişkin olarak yapılan tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemi iptal eden mahkeme kararının Danıştay Yedinci Dairesince bozulması üzerine dava konusu haciz işleminin tesis edildiğinin anlaşıldığı; Danıştay Yedinci Dairesince, anılan kararın düzeltilmesi isteminin de reddedildiği; mahkemelerince de, bozma kararına uyularak, davanın reddine karar verildiği; ayrıca, davacı şirketçe de, amme alacağının emanet hesabına yatırıldığı; bu durumda, kesinleşen amme alacağı için uygulanan haciz işleminde yasal isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden …’nci Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; dava konusu işlemin tesis edildiği aşamada, ilk derece mahkemesinin iptal kararının Danıştayda bozulması üzerine henüz mahkemece verilmiş bir karar bulunmadığından, amme alacağının kesinleşmediği ileri sürülerek bozulması ve duruşma yapılması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirketçe vergiden muaf olarak ithal edilen eşyaların, muafiyet kapsamında yer almadığından bahisle yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararının Danıştay Yedinci Dairesince bozulması üzerine, davalı idarece, söz konusu gelir eksiğinin ödenmesi hususunun davacı şirkete bildirildiği; süresi içinde, ödeme yapılmaması nedeniyle de dava konusu haciz işleminin tesis edildiği; bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın; Danıştay bozma kararının yürütülmesinin durdurulmasının istenmediği, mahkemelerince de bozma kararına uyulduğu, bu nedenle amme alacağının kesinleştiği gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında, vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılmasının, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemini durduracağı hükme bağlanmıştır. Düzenlemeden açıkça görüleceği üzere; davanın, tarh edilen vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerle bunların zam ve cezalarının davaya konu edilen kısmının tahsilatını durdurucu etkisi, mahkemenin bu konuda vereceği herhangi bir karara gerek olmaksızın, kendiliğinden gerçekleşmekte ve davanın sonuçlanmasına kadar devam etmektedir.
Bu bakımdan; Vergi Mahkemesince dava konusu tarh ve ceza kesme işlemlerinin iptali konusunda verilecek kararların davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine bozulması durumunda, dava aşamasına geri dönüleceğinden; bu aşamanın tarh edilen verginin ve kesilen cezanın dava konusu kısmının tahsilatını durdurucu etkisi, yeniden doğar. Bunun sonucu olarak, temyiz merciinin kararına karşın; dava konusu vergi ve ceza, dava hakkında bozma kararı gereklerine uyularak karar verilinceye veya, direnme halinde, dava sonuçlandırılıncaya kadar, yeniden tahsil edilemez hale gelir.
Bu hukuki durum karşısında; Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararı üzerine; fakat, mahkemece dava hakkında herhangi bir karar verilmeden önce tesis edilen dava konusu haciz işleminin hukuka aykırılığı açık bulunduğundan, aksi yolda verilen temyize konu kararda isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hükme bağlanacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına,
21.10.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.