Danıştay Kararı 7. Daire 1999/1906 E. 2000/444 K. 14.02.2000 T.

7. Daire         1999/1906 E.  ,  2000/444 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/1906
Karar No: 2000/444

Temyiz İsteminde Bulunan:… İnşaat ve Tesisat Anonim Şirketi
Vekili : Av. … – Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı şirket tarafından otoyol inşaatında kullanılmak üzere geçici kabul yoluyla ithal edilen makine ve teçhizatın süresinde yurt dışı edilmediğinden bahisle, eşyalara ilişkin gümrük vergi ve resimlerinin yasal faizi ile birlikte tahsili amacıyla tesis edilen işlemin iptaline dair … …’inci Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının Danıştay Yedinci Dairesinin 5.3.1998 gün ve E:1997/849; K:1998/861 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararı doğrultusunda yeniden bakılan davada; olayda, yurtta kalma süresi 13.12.1993 tarihinde sona eren malzemelerin yurtta kalış süresinin iki yıl daha uzatılması ile ilgili olarak yapılan müracaatın bu tarihten çok sonra (10.11.1995 tarihinde) yapılmış olması karşısında, davacının geçici kabul rejimi şartlarına uymadığı sonucuna varıldığından, başlangıçta tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan vergi ve resimlerin tahsili amacıyla tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar veren …’inci Vergi Mahkemesinin … gün ve E: …; K:… sayılı kararının; tek başına süreye aykırılığın geçici ithal rejimine aykırılık olarak ele alınamayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından 24.4.1992 tarihinde, 1615 sayılı Kanunun 119’uncu maddesi uyarınca, otoyol inşaatında kullanılmak üzere geçici kabul yoluyla ithal edilen ve yurtta kalma süresi 13.12.1993 tarihinde sona eren makine ve teçhizata ilişkin olarak, gümrük müdürlüğünün 11.10.1995 tarihli yazısı ile yurt dışı edilip edilmediklerinin sorulması üzerine, davacı şirketçe 6.11.1995 tarihli dilekçe ile Karayolları Genel Müdürlüğüne başvurularak eşyaların yurtta kalma süresinin iki yıl daha uzatılmasının istenildiği, gümrük müdürlüğüne verilen 15.11.1995 tarihli dilekçe ile de, süre uzatım talebinde bulunulduğunun belirtildiği; süre uzatım talebinin, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğünce, vaki talebin eşyaların yurtta kalma süresinden çok sonra yapılmış olması nedeniyle uygun bulunmaması üzerine süre uzatım talebinin Gümrükler Genel Müdürlüğünce reddedildiği ve eşyalara isabet eden vergi ve resimlerin hesaplanan yasal faizi ile birlikte tahsili amacıyla dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 119’uncu maddesinde, maddede belirtilen maksatlarla memlekete geçici olarak girecek yabancı eşyanın vergilerinin, Bakanlıkça kabul ve tespit edilecek esas ve şartlar dairesinde teminata bağlanacağı, 7’nci fıkrasının (a) bendinde de, büyük inşaat, tesisat ve fenni araştırmalarla, batık gemilerin çıkarılması işlerinde kullanıldıktan sonra tekrar yurt dışına çıkarılacak olan ve memlekette bulunmayan veya temini büyük külfeti gerektiren fenni vasıta ve taşıtlar ile bunların takımlarının, geçici muaflık rejimi çerçevesinde yurda getirileceği ve bu eşyaların yurt içinde kalacağı sürelerin ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Bakanlıkça tespit edileceği belirtilmiştir. Geçici muaflık rejimi ise, Gümrük Yönetmeliğinin 852’nci maddesinde “yabancı memleketler eşyasının Gümrük Kanununda yazılı şartlarla dışarıdan getirilip, vergi ve resimleri teminata bağlandıktan sonra, geçici olarak yurda sokulması ve asli nitelikleri değişmeksizin, yine kanunda yazılı süreler zarfında tekrar çıkarılmasıdır.” şeklinde tanımlanmış, Gümrük Kanununun “Süre Değişimi” başlıklı 175’inci maddesinde de, Gümrük Kanunu ile tayin edilmiş sürelere ilişkin hükümlerin uygulanmasında zorlayıcı sebepler veya beklenmeyen haller nazara alınarak duruma göre Bakanlıkça tespit edilecek esas ve usullere göre süre değişiminin yapılabileceği, 140’ıncı madde kapsamına giren eşya için sürelerin bitiminden evvel zorlayıcı sebepleri gösteren bir yazıyla ilgili müdürlüğe veya Bakanlığa bizzat veya taahhütlü mektup veya telgrafla başvurulmasının zorunlu olduğu, zorlayıcı sebeplerin yerinde görülmesi halinde süre uzatımının yapılabileceği belirtilmiş, Gümrük Yönetmeliğinin 878’inci maddesinde ise, “zorlayıcı sebepler veya beklenmeyen haller bulunduğu takdirde, geçici kabul ve geçici muaflık eşyasının çıkış süreleri Bakanlıkça uzatılabilir” hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer alan madde hükümleri bir arada değerlendirildiğinde; geçici ithal rejimi çerçevesinde yurda getirilen eşyaların, getiriliş amaçları doğrultusunda kullanıldıktan sonra öngörülen süre zarfında tekrar yurt dışı veya çıkış hükmünde antrepoya ya da gümrükçe izin verilen yerlere teslim edilmeleri, öngörülen kanuni yurtta kalma sürelerinden sonra da kullanılmalarına ihtiyaç hasıl olması durumunda ise, ihtiyacın belgelendirilmesi (zorlayıcı sebep veya beklenmeyen hal) kaydıyla, eşyaların yurtta kalma süresinin uzatılması için müracaatta bulunulması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere, Gümrük Kanunu ile tayin edilmiş sürelerin değişimi için (140’ıncı madde kapsamına giren eşya hariç) sürelerin bitiminden önce başvuru zorunluluğu bulunmamakla birlikte, zorlayıcı sebepler ve beklenmeyen haller nazara alınarak, bu sürelerin diğişimi konusunda bakanlığa (Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığına) bir takdir yetkisi verilmiştir.
Bu itibarla, olayda, yurtta kalma süresi 13.12.1993 tarihinde sona eren eşyalara ilişkin olarak, davalı idarenin uyarısı üzerine, iki yıla yakın bir süre sonra yapılan süre uzatım talebinin; Bayındırlık ve İskan Bakanlığının olumsuz görüşü doğrultusunda Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünce reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gibi ortada zorlayıcı sebep veya beklenmeyen hal bulunduğu hususunun da belgelendirilemediği anlaşılmakla davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına, … lira maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14.2.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.