Danıştay Kararı 7. Daire 1999/1828 E. 2000/847 K. 27.03.2000 T.

7. Daire         1999/1828 E.  ,  2000/847 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/1828
Karar No: 2000/847

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Erenköy Giriş Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Turistik İşletme ihtiyaçları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
İstemin Özeti : Davacı şirketçe gerçekleştirilen ithalatta kullanılan faturada yer alan %50-55 oranlarındaki iskonto tutarının, eşyaların gümrük vergisine esas kıymetlerine ilave edilmesi gerektiğinden bahisle yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemi; olayda, faturada iskonto edilen 136.074,85 İsveç kronunun “iskonto” olmadığı ileri sürülerek ek tahakkuk yapılmışsa da, konuya ilişkin Gümrükler Genel Müdürlüğü kararında, ek tahakkuka esas alınan tutarın iskonto olduğu kabul edildiğinden, aksi yönde tesis edilen işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden …’inci Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; muayene memurunca tespit edilen iskonto tutarı üzerinden yapılan ek tahakkukun hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Dosyanın incelenmesinden, ithalatta kullanılan faturada gösterilen iskontonun eşyanın gümrük vergisine esas kıymetine dahil edilmesi suretiyle ek tahakkuk yapıldığı halde, mahkemece faturada belirtilen tutarın iskonto olmadığından bahisle ek tahakkuk yapıldığı kabul edilmek suretiyle karar verildiği, bu haliyle maddi olayın tespitinde yanılgıya düşüldüğünün açık bulunduğu anlaşılmakla, işin esası hakkında yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket tarafından ithal edilen eşyanın beyan edilen kıymetine, faturada belirtilen %55-55 oranlarındaki iskontonun dahil edilmediğinden bahisle ek tahakkuk yapıldığı; ek tahakkuka vaki itirazın reddi üzerine açılan işbu davada ise, vergi mahkemesince, maddi olayın tespitinde yanılgıya düşülerek, faturada gösterilen tutarın iskonto olmadığından bahisle ek tahakkuk yapıldığı kabul edilmek suretiyle karar verildiği anlaşılmıştır.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 12.2.1994 tarih ve 21847 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3968 sayılı Kanunla değişik 65’inci maddesinde, ithal eşyasının gümrük vergisine esas olan kıymetinin, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı belirtilmiş olup; Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmaya İlişkin Yönetmeliğin 5’inci maddesinde, ithal eşyasının gümrük vergisine esas alınacak kıymetinin, bu Yönetmeliğin 6 ila 12’nci maddelerinde yer alan yöntemlerin sırasıyla uygulanması yoluyla tayin ve tespit olunacağı; bir yönteme göre belirlenemeyen kıymet için, izleyen yönteme geçileceği; “Satış Bedeli Yöntemi” başlıklı 6’ncı maddede ise, ithal eşyanın gümrük kıymetinin, eşyanın satış bedeli olduğu; yani, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satış sırasında ortaya çıkan ve bu Yönetmeliğin 13 ve 14’üncü maddelerine göre gerekli düzeltmelerin yapıldığı gerçekte ödenen veya ödenecek fiyat olduğu hususları hükme bağlanmıştır.
Aynı Yönetmeliğin gümrük kıymetine dahil edilecek unsurlara ilişkin esasları düzenleyen 13’üncü maddesinde, ithal eşyasının satış bedeli yöntemine göre gümrük kıymeti belirlenirken, gerçekte ödenen veya ödenecek fiyata ilave edilecek unsurlar sayılmış olup, bunlar arasında iskontoya yer verilmemiş, aynı maddenin son fıkrasında da, gümrük kıymetinin belirlenmesinde, gerçekte ödenen veya ödenecek fiyata bu maddede öngörülenler dışında hiçbir ilave yapılamayacağı açıklanmıştır.
Öte yandan; 1615 sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Gümrük Yönetmeliğinin 386’ncı maddesinin (B) fıkrasının IV’üncü bendinde, iskontonun vergi matrahına katılması gerektiği belirtilmişse de, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmaya İlişkin Yönetmeliğin 20’nci maddesinde, 1615 sayılı Gümrük Kanununun Uygulanmasına Dair Gümrük Yönetmeliğinin, bu Yönetmeliğe aykırı hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığı yolundaki hükmü ve yukarıda bahsedilen 13’üncü madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, eşyanın satış bedeline göre bulunacak kıymetine iskontonun dahil edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; faturada belirtilen %50-55 oranlarındaki iskontonun, ithal olunan eşyanın beyan edilen kıymetine dahil edilmemesi gerekli olup; olayda, beyan edilen kıymetin gerçekte ödenen veya ödenmesi gereken fiyat olmadığı yolunda davalı idare tarafından yapılan başkaca bir tespitin de olmaması karşısında; uygulanan indirim oranına isabet eden kıymet farkı üzerinden yapılan ek tahakkukta mevzuata uyarlık bulunmadığından, davanın kabulü yolunda verilen mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine mahkeme kararının onanmasına, 27.3.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.