Danıştay Kararı 7. Daire 1999/1739 E. 2000/347 K. 07.02.2000 T.

7. Daire         1999/1739 E.  ,  2000/347 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/1739
Karar No: 2000/347

Temyiz İsteminde Bulunan : Şirinyer Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Dış Ticaret ve Pazarlama A.Ş.
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tarafı olduğu araç satış sözleşmesinden dolayı salınan damga vergisi ve kesilen kusur cezasını; olayda, davacı Şirketin, ithal motorlu taşıt ticareti faaliyet belgesi almak üzere Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü nezdinde yaptığı müracaat nedeniyle, bu başvurusu için gerekli olan ve serbest bölgede kurulu … Otomotiv Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş. ile yapmış olduğu araç satış sözleşmesini ibraz ettiği; davacının başvurusuna adı geçen Bakanlıkça gönderilen cevabi yazıda, izin verilebilmesi için ithali yapılacak taşıtlarla ilgili olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca verilecek bakım, servis ve yeterlilik belgesinin tasdikli bir örneğinin gönderilmesinin istenmesi üzerine, söz konusu yeterlilik belgesinin gönderildiği; ancak bu kez de, başvuru makamınca yeni tarihli yeterlilik belgelerine gerek görüldüğünden, davacı Şirketçe eski başvurudan vazgeçilerek yeniden müracaat edildiği ve eski sözleşme yerine, Almanya’da … Automobille … firmasıyla yapılan yeni bir sözleşmenin eklendiği; araç ithalatının ise, söz konusu yeni sözleşmeye göre yapıldığı; bu itibarla, … şirketi ile yapılan sözleşmenin hükmünden yararlanılmadığı anlaşıldığından; bir hususu ispat ve belli etmek için ibraz edilebilme niteliğini kaybeden bu sözleşmeden dolayı salınan vergi ve kesilen cezada isabet görülmediği gerekçesiyle terkin eden …’nci Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; uyuşmazlık konusu belgenin, araç satış sözleşmesi olup taraflarca imzalandığı; bu tür kağıtların ise, 488 sayılı Kanun gereği damga vergisine tabi olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Uyuşmazlık, davacı şirketçe düzenlendiği halde hükmünden istifade edilmeyen araç satış sözleşmesinin damga vergisine tabi bulunup bulunmadığına ilişkindir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde yer alan “belli bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek belgeler” ibaresi ile kastedilen, söz konusu belgenin herhangi bir hususta girişilecek ispat davranışı için kullanılmak üzere delil olma özelliğini taşıyacak biçimde düzenlenmiş olması ve ibraz edilebilme kabiliyetinin bulunmasıdır. Başka bir deyişle, “ibraz edilebilme” ibaresi, bir kağıdın düzenlenme amacı çerçevesinde kullanılması anlamını taşımamakta, madde hükmü ile kağıdın ibraz edilebilir özellikte olması yeterli bulunmaktadır.
Bu durumda, davacı şirket ile … A.Ş. arasında yazılı olarak ve taraflarca imzalanmak suretiyle düzenlenen, böylelikle ibraz edilebilme kabiliyeti kazanmış olan araç satış sözleşmesinin, hükmünden yararlanılmadığı, bu nedenle damga vergisini doğuran olayın meydana gelmediği gerekçesiyle, damga vergisine tabi tutulmaması gerektiği yönünde verilen mahkeme kararında isabet bulunmadığı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyize konu karar; davacı Şirket ile … A.Ş. arasında imzalanan araç satış sözleşmesinin, kullanılmaması sebebiyle bir hususu ispat ve belli etmek için ibraz edilebilme niteliğini kaybettiği ve, bu nedenle, damga vergisine tabi olmadığı gerekçesine dayalı olduğundan; uyuşmazlığın çözümü, damga vergisini doğuran olayın belirlenmesine bağlı bulunmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19’uncu maddesinde; vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı açıklanmış olup; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde de, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade edeceği düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre; olayda, araç satış sözleşmesi dolayısıyla, damga vergisi, söz konusu sözleşmenin hukuken tekemmül ettiği; yani, taraflarınca imzalandığı tarihte doğmuş bulunmaktadır. Her ne kadar, ilgililerce imzalanan bir belgenin damga vergisine tabi olabilmesi için, ayrıca bir hususu ispat ve belli etmek için ibraz edilebilme niteliğine de sahip bulunması gerekmekte ise de; Borçlar Kanununun 182’nci maddesinde, satılan malın müşterinin borçlandığı semen karşılığında müşteriye teslim ve mülkiyeti ona nakleylemek borcunu tahammül eden akit türü olarak tanımlanan satış sözleşmesinin yazılı şeklinin bu niteliği kazanması, kullanılması, ibraz edilmesi veya hükmünden yararlanılması koşuluna bağlı değildir; bu nitelik, sözleşmenin hukuken tekemmül ettiği anda, esasen mevcuttur.
Öte yandan; damga vergisini doğuran olay olarak, “ibraz edilme veya hükümlerinden faydalanma” haline, Damga Vergisi Kanununun anılan 1’inci maddesinin son fıkrasında, yalnızca yabancı memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtlar bakımından göndermede bulunulmuş; Türkiye’de düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi olabilmeleri için, böyle bir koşul aranmamıştır.
Bu açıklamalar karşısında; araç satış sözleşmesinin taraflarınca imzalanıp, tekemmül ettirildiği tarihte doğan damga vergisinin, kullanma, ibraz veya hükmünden yararlanılma halinin gerçekleşmemesi üzerine ortadan kalkmasına hukuken olanak bulunmadığından; aksi yolda verilen temyize konu kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 7.2.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

A Y R I Ş I K O Y
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, “Bu Kanuna bağlı (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar Damga Vergisi’ne tabidir.
Bu Kanundaki kağıtlar terimi; yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçer bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat ve belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade eder.
Yabancı memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtlar, Türkiye’de resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine devir veya ciro işlemi yürütüldüğü veya herhangi bir suretle hükümlerindan faydalanıldığı takdirde vergiye tabi tutulur.” hükmü yer almıştır.
Davacı şirket, ithal motorlu taşıt ticareti faaliyet belgesini almak için gerekli olan Almanya’da kurulu … Otomobille … Firmasıyla yapmış olduğu araç satış sözleşmesini ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca verilen bakım, servis ve yeterlilik belgesini ibraz ederek idareden ithal motorlu taşıt ticareti faaliyet belgesini aldığı incelenen dava dosyasından anlaşılmıştır.
Davacının, ithalmotorlu taşıt ticaretifaaliyet belgesi alabilmek için, daha önce başvuru dilekçesine eklediği serbest bölgede kurulu … Otomotiv Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş. ile yapmış olduğu araç satış sözleşmesinin noter onayından geçmeden eklenmesi ve idarece de anılan belgenin kabul edilmemesi nedeniyle bu başvurusundan vazgeçerek yukarda belirtildiği gibi usulüne uygun eklenen belge üzerine davacıya ithal motorlu ticaret faaliyet belgesi verildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, davacının … Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile yapmış olduğu araç satış sözleşmesi, yasanın aradığı anlamda herhangi bir hususu ispat ve belli etmek için ibraz edilebilecek bir belge niteliğinde olmadığından, damga vergisine tabi tutulmaması gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle sonucu itibariyle yerinde görülen mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına karşıyım.