Danıştay Kararı 7. Daire 1999/1673 E. 2000/315 K. 03.02.2000 T.

7. Daire         1999/1673 E.  ,  2000/315 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/1673
Karar No: 2000/315

Temyiz İsteminde Bulunan : Yeni Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.
İstemin Özeti : Yatırım teşvik belgesine sahip davacı şirketin sermaye artırımının, teşvik belgesinin geçerlik süresi dışında yapıldığından bahisle tarh edilen damga vergisi ile kesilen kusur cezasını; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 22’nci maddesi ile 3505 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesinden söz edilerek, dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirdiği sermaye artırımının 29.6.1995 tarihinde tescil edilerek, 3.7.1995 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan olunduğu, teşvik belgesinde 30.6.1995 tarihi olarak öngörülen yatırım süresinin 31.12.1997 tarihine kadar uzatıldığı ve belgenin, 30.6.1989 – 31.12.1997 tarihleri arasında geçerliliğini koruduğu hususunun Hazine Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğünün 9.12.1998 tarihli yazısından anlaşıldığı; bu durumda, davacı şirketçe teşvik belgesinde öngörülen yatırım süresi içinde sermaye artırımına gidildiği sonucuna varıldığından, sermaye artırımının belgenin geçerlilik süresinden sonra yapılması nedeniyle tarh edilen vergi ve kesilen cezada isabet görülmediği gerekçesiyle terkin eden …’nci Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; 3.7.1995 tarihinde ilan edilen sermaye artırımının, yatırım teşvik belgesinin süre sonu olan 30.6.1995 ile belgenin süresinin uzatıldığı 12.7.1995 tarihleri arasında gerçekleşmesi nedeniyle, bu işleme istisna uygulanamayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun (1) sayılı Tablosunun 1’inci maddesinin, 3’üncü fıkrasında; anonim, eshamlı komandit ve limited şirket mukavelenamelerin damga vergisine tabi olduğu, şirket sermayesinin artırılması halinde artırılan meblağa yukarıdaki nispetlerin yeniden uygulanacağı ve azami haddin yeniden nazara alınacağı hükme bağlanmış olup; buna göre, damga vergisini doğuran olayın, sermaye artışının hukuken gerçekleştiği tarihte doğacağı açık bulunmaktadır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 300’üncü maddesinde, tasdik edilen şirketin, merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan olunacağı açıklandıktan sonra, tescil ve ilan edilecek hususlar arasında esas sermaye miktarı da gösterilmiş olup; Kanunun 301’inci maddesinin ilk fıkrasında da, şirketin ticaret siciline tescil ile hükmi şahsiyet kazanacağı, hükme bağlanmıştır. Öte yandan, anılan Kanunun “ticaret sicili” ile ilgili faslında yer alan 33’üncü maddesinde, tescil edilmiş hususlarda vuku bulacak her türlü değişikliğin de tescil olunacağı öngörülmüştür.
Bu hükümlerden, anonim şirketlerin kuruluşunda ticaret siciline tescil edilen sermaye miktarındaki değişikliklerin de, ticaret siciline tescilinin gerekeceği ve bu tescilin muteberlik şartı olduğu, dolayısıyla sermaye miktarında yapılan değişikliğin tescil tarihinde hüküm ifade edeceği anlaşılmaktadır. Nitekim, Türk Ticaret Kanununun bu hukuki duruma paralel olarak düzenlenen 390’ıncı maddesinde; esas sermayenin artırılmasına dair umumi heyet kararının, tescilden önce hüküm ifade etmeyeceği yolunda yer alan hüküm de, bunu doğrulamaktadır.
Bu hukuki durum karşısında; sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının ticaret siciline tescil edildiği tarihte damga vergisini doğuran olayın meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Her ne kadar, Damga Vergisi Kanununun 22’nci maddesinin temyize konu kararda da dayanılan (a) fıkrasında; anonim, kooperatif, eshamlı komandit ve limited şirket mukavelenamelerinin veya bunların sermaye artışlarıyla, süre uzatmaları hakkındaki kararlarının tescil ve ilanı tarihinden itibaren 3 ay içinde, damga vergisinin ödeneceği yolunda hüküm yer almış ise de; damga vergisinde vergiyi doğuran olayı değil, makbuzla ödemede verginin ödenmesine ilişkin süreyi düzenleyen bu hükmün, uyuşmazlıkla ilgisi yoktur.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin sermaye artırımı işleminin 29.6.1995 tarihinde tescil edildiği ve 3.7.1995 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, davalı idarece, sermaye artırımının 3.7.1995 tarihinde ilan ile hüküm ifade ettiği, teşvik belgesinin yatırım süresinin dolayısıyla gerçerliliğinin 30.6.1995 tarihinde dolduğu ve yatırım süresinin, şirketin 12.7.1995 tarihli başvurusu üzerine uzatıldığı, bu itibarla 30.6.1995 ile 12.7.1995 tarihleri arasında teşvik belgesi geçerli olmadığından, bu arada gerçekleştirilen sermaye artırımına istisna uygulanamayacağı iddia edilmekteyse de; sürenin uzatılması, sona ermesi gereken tarihten itibaren işlemeye devam etmesi anlamına geldiğinden, olayda, anılan iddianın aksine, 30.6.1995 – 22.7.1995 tarihleri arasında teşvik belgesinin geçerliliği bakımından herhangi bir fasıla bulunmadığı gibi; yukarıda açıklandığı üzere, sermaye artışının esasen, 30.6.1995 tarihinden önce, 29.6.1995 tarihinde ticaret siciline tescil edilmek suretiyle gerçekleşmiş bulunması karşısında; bu iddia, sonucu itibarıyla yerinde görülen temyize konu mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına, 3.2.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.