Danıştay Kararı 7. Daire 1999/1309 E. 1999/3702 K. 15.11.1999 T.

7. Daire         1999/1309 E.  ,  1999/3702 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/1309
Karar No: 1999/3702

Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar: 1-…Vergi Dairesi Müdürlüğü
2-… Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı kurumun 1996 yılı işlemlerinin damga vergisi yönünden incelenmesi sonucu düzenlenen rapor ile davacı kurumun factoring hizmeti sunduğu müşterileri tarafından, alıcı (borçlu) durumundaki üçüncü şirketler adına düzenlenen faturalara, üzerlerinde, “Bu fatura bedelini teşkil eden tutar bilcümle ferileri, talep ve yan hakları ile birlikte … A.Ş. şirketine temlik edilmiş olup, vadesinde bu şirkete ödenecektir. Başka kişilere yapılacak ödemeler geçerli değildir. Bu konudaki tüm sorunlar zamanında … A.Ş. firmasına bildirilmelidir.” ibaresi yazılı stickerler yapıştırılmak suretiyle fatura muhteviyatı alacaklarını davacı şirkete temlik ettikleri halde, temlikname mahiyetindeki bu kağıtları damga vergisine tabi tutmadıklarının saptandığından bahisle, söz konusu rapora istinaden, 1996 yılının Temmuz dönemi için, damga vergisi salınıp, ağır kusur cezası kesilmesi yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada; Borçlar Kanununun 162’nci maddesine göre, kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak men edilmiş olmadıkça, borçlunun rızasını aramaksızın, alacaklının alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebileceği; 163’üncü maddesine göre, tahriri şekilde yapılmadıkça alacağın temlikinin muteber olmayacağı ve alacağın temlikini vadetmenin özel şekle tabi olmadığı; öte yandan, Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesine göre de, anılan Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olup, kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade edeceği; (1) sayılı tablonun akitlerle ilgili kağıtlar bölümünün 1/a maddesine göre ise, temliknamelerin binde 6 oranında damga vergisine tabi tutulacağı, olayda tarhiyata esas alınan inceleme raporu ve eki belgelerin incelenmesinden; factoring faaliyeti yapan davacı kurumun, söz konusu faaliyeti gereği, müşterileri ile aralarında alacağın factoring firmasına devrini sağlamak amacıyla ve damga vergisine tabi tutularak düzenlenmeleri gereken factoring sözleşmesini düzenlemediklerinin ve factoring hizmetinin, hizmeti alan firmaların faturaya bağlı alacaklarının, bu faturalara yapıştırılan stickerlerle factoring firmasına (davacı kuruma) temlik edilmesi suretiyle gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı; bu durumda, yukarıda değinilen düzenlemelere göre, alacaklının, fatura muhteviyatı alacak haklarının factoring firmasına (davacıya) devrini sağlayan, söz konusu faturalar üzerine yapıştırılmış kağıtların, temlikname mahiyetinde olduğunun kabulü ile binde 6 oranında damga vergisine tabi tutulması icap ettiği sonucuna varıldığı; öte yandan, olayın özelliği ve matrahın bulunuş biçimi dikkate alındığında, olayda kusur cezası uygulanması icap ettiği gerekçesiyle ceza kesme işleminin kusur cezasına isabet edenden fazlasına ilişkin kısmının iptali, davanın bundan fazlasına ilişkin kısmının ise reddi yolunda …’nci Vergi Mahkemesince verilen … günlü ve E:…; K:… sayılı kararın; davacı kurum tarafından, kendileri ile iş yapan firmaların müşterileri adına düzenledikleri faturaları kendilerine (davacı firmaya) verirken, aralarında herhangi bir temlikname düzenlenmediği, fatura haricinde herhangi bir imza vazetmedikleri, sadece, faturanın üstüne, sticker diye tabir edilen bir etiket yapıştırılarak faturada yazılı alacağın kendilerine ödenmesini belirttikleri, ancak faturaya yapıştırılan bu etiketin üzerine hiç kimse tarafından bir imza, paraf veya bir işaret konulmadığı, alacağın temlikinin Borçlar Kanununa göre yazılı şekle tabi olduğu, yazılı olarak yapılmadıkça geçerli olamayacağı, Damga Vergisi Kanununa göre de yazılı sözleşmeye bağlı olmayan işlemlerin damga vergisine tabi olmadığı, olayda da böyle bir sözleşme veya temlik bulunmadığı, bu hususun vergi mahkemesince de kabul edildiği, imzasız, parafsız bir takım kağıtları şifahi mütalalarla vergiye tabi tutmanın, hem vergi kanunlarına hem de Anayasaya aykırı olduğu, bu nedenle, vergi ve cezaların tamamen terkini icap ettiği ileri sürülerek bozulması ve duruşma yapılması; vergi dairesince de, Vergi Usul Kanununun 347’nci maddesi uyarınca ağır kusur cezasına yönelik davanın da reddi gerektiği ileri sürülerek ceza yönünden bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Vergi dairesince savunma verilmemiş, davacı tarafından vergi dairesi isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi: Taraflarca temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, tarafların temyiz istemlerinin reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İhtilaf vadeli ticari alacağını bir finans kurumuna temlik yolu ile devreden mükellef şirkete tarh ve tebliğ edilen ağır kusur cezalı damga vergisi tarhiyatı aleyhine açılan dava üzerine damga vergisini aynen tasdik eden ve ağır kusur cezasını kusur cezasına çevirmek suretiyle tadilen tasdik eden …’nci Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması talebine ilişkin bulunmaktadır.
Her türlü mal ve hizmet satışlarından kaynaklanan vadeli ticari alacakların “Factor” adı verilen finans kurumuna temlik yoluyla devredilmesi karşılığı bu kurumun takip,tahsilat ve ön ödeme şeklindeki finans hizmetlerinden faydalanma şeklinde tanımlanan faktoring faaliyetinde bulunan mükellef şirketin 1996 takvim yılı işlemlerinin damga vergisi bakımından incelenmesi neticesinde tanzim edilen 30.7.1998 tarihli raporda;
1. Müşterilerin vadeli ticari alacaklarına ve bu alacaklara ilişkin faturaların üzerine yapıştırılan “Bu fatura bedelini teşkil eden tutar bilcümle ferileri talep ve yan hakları ile birlikte … A.Ş.’ne temlik edilmiş olup, vadesinde bu şirkete ödenecektir. Başka kişilere yapılacak ödemeler geçerli değildir. Bu konudaki tüm sorunlar zamanında …A.Ş. firmasına bildirilmelidir” şeklindeki matbu kağıtlar yapıştırmak suretiyle temlik ettikleri,
2. Faktoring kuruluşununda müsterilerine vermiş olduğu krediler ile faktoring işlemini gerçekleştirdiği,
3. Faturalara yapıştırılan ve üzerinde bu faturadaki alacağın faktöringe devir edildiğine ilişkin hüküm bulunan matbu kağıtların yazılı temlik sözleşmesi yerine geçen ve alacağın temlikini temsil eden kağıtlar haline geldiği,
4. Bu itibarla, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun akitlerle ilgili kağıtlar bölümünün 1/a fıkrası hükmüne göre %0,6 oranında damga vergisine tabi tutulması icap ettiği ve ayrıca ağır kusur cezası kesilmesinin teklifi üzerine yapılan ağır kusur cezalı damga vergisi tarhiyatı aleyhine açılan dava sonucunda; …’nci Vergi Mahkemesi Borçlar Kanununun 162’nci maddesinde kanun veya akit ile işin mahiyeti icabı olarak menedilmiş olmadıkça borçlunun rızası aranmaksızın alacaklının alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebileceğinin, aynı Kanunun 163’üncü maddesinde ise yazılı şekilde yapılmış olmadıkça alacağın temliğinin muteber olamayacağının hükme bağlandığı, olayda her ne kadar yazılı bir sözleşme veya temlikname düzenlenmemiş ise de alacak haklarının faktoring şirketine temlikini sağlayan faturalara yapıştırılan bu matbu kağıtların da temlikname mahiyetinde olduğu anlaşıldığından Damga Vergisi Kanunu uyarınca % 0,6 oranında damga vergisine tabi tutulmasında kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle vergi aslını aynen tasdik ederek ağır kusur cezasını ise olayın özelliği ve matrahın bulunuş biçimi göz önüne alınarak kusur cezasına çevirmek suretiyle tadilen tasdik etmiştir.
21 Aralık 1994 tarihli Resmi Gazete’de neşredilen Faktoring Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 10’uncu maddesinde “Faktoring şirketlerinin müşterileri ile yapacakları işlemleri için yazılı sözleşme düzenlemelerinin zorunlu olduğu” hükme bağlanmış olmasına rağmen, mükellef şirketin yönetmeliğin bu hükmüne aykırı olarak yazılı sözleşme düzenlenmemiş, fatura üzerine alacağın temlikini belirten matbu kağıtlar yapıştırmak suretiyle alacak temlik edilmiş, bunun sebebinin araştırılması sırasında ise “1996 yılında münhasıran grup şirketleri ile çalışılmış olduğundan ve bu şirketlerle güven unsuruna dayanan bir ilişki olduğundan faktöring işlemleri ile ilgili herhangi bir yazılı sözleşme ve temlikname düzenlenmediği” şeklinde cevap verilmiştir.
Yönetmeliğin ilgili maddesinde grup şirketleri ile ilgili işlemler için bir istisna getirilmemiş olduğundan, bu cevaba itibar edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Mükellef şirket tarafından faturalar üzerine yapıştırılan ve bir iki istisna dışında altına şirketin kaşesi basılan ve imzalanan bu matbu kağıtlarda temliki ifade eden kelimeler mevcut olmakla birlikte, bazılarında şirketin kaşesi ve imzası bulunmadığından bahisle bu belgelerin temlikname sayılamayacağı ileri sürülmekte ise de, bu belge ile gerçekleştirilen alacak temliki, mükellef şirket tarafından reddolunmadığı cihetle, Borçlar Kanununun 3’üncü maddesi amir hükmü gereğince alacak temlikinin gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Diğer taraftan mükellef şirket tarafından alacak devrinde bulunan kuruluşa kredi açılmış olması da alacak temlikinin gerçekleştiğinin bir göstergesidir.
Açıklanan sebeplerle faturaların üzerine yapıştırılan bu matbu kağıtların alacak devri sonucunu doğurduğu ve üzerine yapıştırılan faturalarda belirtilen miktarları tazammun ettiği cihetle tarh edilen damga vergisini tasdik ederek ağır kusur cezasını ise matrah farkının bulunuş biçimi göz önüne alınmak suretiyle kusur cezasına çevirmek suretiyle tadilen tasdik eden …’nci Vergi Mahkemesi kararı, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesi amir hükmüne, 2’nci maddesi amir hükmüne ve 4’üncü maddesi amir hükmüne uygun bulunduğundan, hukuki mesnedi bulunmayan karşılıklı temyiz taleplerinin reddi ile …’nci Vergi Mahkemesi kararının tasdiki gerekeceği düşünhülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, taraflarca ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, tarafların temyiz istemlerinin reddine; mahkeme kararın onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 4.8 oranında ve … liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının davacıdan alınmasına, 15.11.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.