Danıştay Kararı 7. Daire 1998/993 E. 1999/3059 K. 23.09.1999 T.

7. Daire         1998/993 E.  ,  1999/3059 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/993
Karar No: 1999/3059

Temyiz İsteminde Bulunan : … Turizm Yatırım ve Dış Ticaret Bankası A.Ş. İflas İdaresi adına ..
Av. …
Karşı Taraf : …Vergi Dairesi Başkanlığı
İstemin Özeti : 1996 yılının Şubat dönemine ait banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesinin verilmediğinden bahisle müflis şirket adına kesilen 1’inci derece usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Kanunun 351’inci ve 352’nci maddelerinden bahsedilerek, dava dosyası ile mahkemelerince verilen ara kararı üzerine gönderilen belgelerin incelenmesinden; müflis kurumun … Şubesine ait banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesinin, gerek şubenin bağlı bulunduğu …Vergi Dairesine, gerekse bankanın merkezinin bağlı olduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğüne verilmediğinin anlaşıldığı, bu durumda, beyanname verilmemesi nedeniyle 1’inci derece usulsüzlük cezası kesilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden …’üncü Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; bankacılık faaliyeti 11.4.1994 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile durdurulan Bankanın, 1996 yılının Şubat döneminde faaliyetinin bulunmadığı, iflas idaresinin 28.3.1996 tarihinde yapılan birinci alacaklılar toplantısı sonucunda göreve başlaması nedeniyle uyuşmazlık dönemine ait beyannamenin verilemediği, bu durumun mücbir sebepten kaynaklandığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Davacı müflis şirket adına 1996 takvim yılı beyannamesini vermediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 352’inci maddesinin 1’inci fıkrasının 1’inci bendi uyarınca kesilen birinci derece usulsüzlük cezasını tasdik eden vergi mahkemesi kararı dayandığı hukuki ve yasal nedenlerle yerinde görülmüş olup ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda değildir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; … Turizm Yatırım ve Dış Ticaret Bankasının banka ve sigorta muameleleri vergisine ilişkin beyannamesinin verilmemesi nedeniyle kesilen usulsüzlük cezasının iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 13’üncü maddesinde, vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk; vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler; kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler; sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması gibi hallerin mücbir sebep olduğu; 15’inci maddesinde, anılan maddede yazılı mücbir sebeplerden herhangi birinin bulunması halinde, bu sebep ortadan kalkıncaya kadar sürelerin işlemeyeceği; 373’üncü maddesinde de, bu kanunda yazılı mücbir sebeplerden herhangi birinin vukua geldiği malum ise veya tevsik ve ispat olunursa vergi cezası kesilmeyeceği belirtilmiş bulunmaktadır.
Mücbir sebep, bir yükümlülüğün, bir borcun zamanında yerine getirilmesini veya ödenmesini engelleyen; önceden görülüp, üstesinden gelinmesi olanağı bulunmayan her türlü olaydır. Vergi Usul Kanununun yukarıda sözü edilen 373’üncü maddesine göre mücbir sebep sayılan bu hallerden birinin bulunması durumunda vergi cezası kesilemeyeceği açıklanmıştır. Anılan maddeye göre, mücbir sebebin, vergi cezasının kesilmesine engel olabilmesi için, malum olması veya tevsik ya da ispat edilmiş bulunması gereklidir. Mücbir sebebin malum olması, doğal afetlerde olduğu gibi, herkesçe biliniyor olması demektir. Diğer hallerde, mücbir sebebin, iddia eden tarafından tevsik veya ispat edilmiş olması gereklidir. Tevsik ve ispat; mahkeme kararı, yetkili kamu kuruluşlarınca düzenlenen belge veya doktor raporu ile yapılabilir.
Her ne kadar, temyiz dilekçesinde, … Turizm Yatırım ve Dış Ticaret Bankasının iflasına karar verildiği, 28.3.1996 tarihinde yapılan birinci alacaklılar toplantısı sonucunda iflas idaresinin göreve başladığı, dolayısıyla beyannamenin verilmemesinin bankanın iradesi dışında gerçekleştiği, bu huşunun 213 sayılı Kanunun 13’üncü maddesi çerçevesinde incelenmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, beyannamenin verilmemesine neden olan durumun, mahkeme kararı veya yetkili kamu kuruluşlarınca düzenlenen belge ile tevsik veya ispat olunmaması nedeniyle, olayın mücbir sebep kapsamında değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir.
Bu nedenle, beyannamenin verilmemesi üzerine, 213 sayılı Kanunun 352’nci maddesinin 1’inci fıkrası ile 336’ncı maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezasında isabetsizlik bulunmadığından, mahkeme kararı yerindedir.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer iddialar da, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 4.8 oranında ve ….- (…) liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının davacıdan alınmasına, 23.9.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.