Danıştay Kararı 7. Daire 1998/972 E. 1999/3833 K. 22.11.1999 T.

7. Daire         1998/972 E.  ,  1999/3833 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/972
Karar No: 1999/3833

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğünde … Sanayi Limited Şirketi adına tescil edilip, supalan işlemine tabi tutulan … tarih ve … sayılı beyanname kapsamı eşyaların, bu eşyalara ilişkin gümrük vergi ve resimlerinin eksik ödenerek, toplu konut fonunun da hiç ödenmeden ithaline olanak sağladığından bahisle, söz konusu gelir eksiğinin, Gümrük Yönetmeliğinin 362 ve 394’üncü maddeleri uyarınca sorumlu tutulan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; 1615 sayılı Gümrük Kanununa bağlı Gümrük Yönetmeliğinin 362’nci maddesinde, deniz üstü gümrük işlemine tabi tutulmak istenen eşyanın vergilerinin, beyana göre %10 fazlasıyla depoya alınacağının, depozito suretiyle tahsil olunan para miktarının, eşyanın muayene, tartı ve tahlili sonunda bulunan aykırılıklardan ötürü alınması gereken vergi farklarını ve varsa para cezalarını karşılayacak miktarda olmaması halinde, bu farklar yine depozito suretiyle tahsil edilmedikçe eşyanın sahiplerine teslim edilmeyeceğinin, bundan doğrudan doğruya ilgili muayene memurlarının sorumlu olduklarının; yine aynı Yönetmeliğin “Muayene ve tahakkuktan sorumluluk” başlıklı 394’üncü maddesinde de, muayene memurlarının, yaptıkları muayene, tahakkuk ve muaflık işlemlerinden dolayı, duruma göre, tek başına veya zincirleme olarak; ikinci muayeneyi yapan veya beyannameleri kontrol edenlerin de, muayene ve kontrollerin nitelik ve genişliğine göre, aynı şekilde sorumlu olduklarının hükme bağlandığı; olayda da, … Sanayi Limited Şirketi adına tescilli … gün ve … sayılı giriş beyannamesi kapsamı eşyalarla ilgili olarak davacının kusuru nedeniyle noksan tahsil edildiği tespit edilen gelir eksiğinin, söz konusu firmadan tahsil edilememesi ve soruşturma raporuyla anılan gümrük beyannamesine ait boşaltma zaptındaki imzanın davacıya ait olduğunun saptanması üzerine, o tarihte muayene memuru olarak görev yapan davacıdan 15.10.1996 tarih ve 16530 sayılı yazı ile istenildiğinin; bu yazının, davacının adresinde bulunmaması nedeniyle … Gazetesinin 15.11.1996 tarihli nüshasında ilanen tebliğinden sonra da, dava konusu ödeme emrinin düzenlenerek tebliğ edildiğinin anlaşıldığı; bu itibarla, söz konusu eşyalar nedeniyle tespit edilen gelir eksiğinin mükellefinden tahsil edilememesi üzerine, Gümrük Yönetmeliğinin anılan hükümleri uyarınca, soruşturma raporuna istinaden, davacıdan tahsil amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinde yasal isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden …’inci Vergi Mahkemesinin …günlü ve E:…; K:…sayılı kararının; Mahkemece, eksik inceleme ile karar verildiği, tahakkukun usulüne göre tebliğ edilmediği, ilanen tebligatın geçerli olmadığı, ödeme emri muhteviyatı alacağın tahakkuk zaman aşımına uğramış olduğu, beyannamedeki sorumlu muayene memuru imzasının kime ait olduğunun somut olarak saptanamadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : 1615 sayılı Kanun ve bu kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelik hükümleri ile 1050 sayılı Kanunun 8 ve 13’üncü maddesi hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; gümrük muayene memurlarının, muayenesini yaparak ithaline izin verdikleri eşyanın vergilerinin noksan ödenmesinden sorumlu olmakla birlikte, bu vergilerin kendilerinden tahsil edilebilmesi için, haklarında Sayıştayca yapılmış bir yargılama ve verilmiş bir karar bulunması gerektiği sonucuna ulaşılmakta olup, olayda da böyle bir yargılama ve verilmiş bir karar bulunmamaktadır.
Bu itibarla, eski gümrük muayene memuru olan davacı adına, görevi esnasında yaptığı dikkatsizlik nedeniyle eksik ödenmesine sebep olduğu gelir eksiğinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali gerekirken, davanın reddinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de
görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık; gümrük muayene memuru olarak görev yaptığı sırada, görevinin gerektirdiği azami dikkat ve titizliği göstermeyerek, Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğünde, … Sanayi Limited Şirketi adına tescil edilip, supalan işlemine tabi tutulan beyanname kapsamı eşyaların, bu eşyalara ilişkin gümrük vergi ve resimlerinin eksik ödenerek, toplu konut fonunun ise, ödenmeden ithaline olanak sağladığından bahisle, Gümrük Yönetmeliğinin 362 ve 394’üncü maddeleri uyarınca sorumlu tutulan davacıdan söz konusu gelir eksikliğinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın reddine dair vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemine ilişkindir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun “Muayene ve Tahakkuktan Sorumluluk” başlığını taşıyan 75’inci maddesinin birinci fıkrasında; muayene memurlarının, yaptıkları muayene, tahakkuk ve muaflık işlemlerinden, duruma göre tek başına veya müteselsilen sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır. Gümrük Yönetmeliğinin 285’inci maddesinde de; “Gümrük vergisi ve bu vergi ile alınan diğer vergi ve resimleri tahakkuk ettirmek veya muaflık hükümlerini uygulamak üzere eşyanın gereken muayenesini, Dış Ticaret Rejimi ve Türk Parası Kıymetini Koruma kararlarını ve Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar hükümleri bakımından yapılacak incelemeleri, gümrük muayene memurları, muayene memuru bulunmayan yerlerde bu iş ile görevlendirilen memurlar yapar.” denilmek suretiyle muayenenin kimler tarafından yapılacağı açıklanmıştır.
Görüldüğü üzere; Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliğinin anılan maddelerinde; gümrük muayene memurları veya muayene memuru bulunmayan yerlerde bu iş ile görevlendirilen memurlar gümrük vergisi ve bu vergi ile alınan diğer vergi ve resimleri tahakkuk ettirmek veya muaflık hükümlerini uygulamak üzere eşyanın muayenesini ve Gümrük Kanunu ile diğer kanunlar hükümleri bakımından gerekli incelemeleri yapmakla görevli oldukları, bu görevlerini gereği gibi yerine getirmemeleri durumunda, alınamayan gümrük vergi ve resimlerinden münferiden ve müteselsilen sorumlu tutulacakları açık bulunmaktadır.
Bununla birlikte; 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 8’inci maddesinde; “Kavain ve nizamatına tevkifan Devlet varidatını tahakkuk ettirip, kabili tahsil hale getirenlere varidat tahakkuk memuru, devlet masarifini mevzuata tevkifan tahakkuk ettirenlere de masraf tahakkuk memuru deneceği şeklindeki tanımlamadan sonra aynı Kanunun 11’inci maddesinde; varidat ve hasılatı tarh ve tahakkuk ettirilip, kabili tahsil bir hale getirmenin varidat tahakkuk memurlarına ait görevlerden olduğu belirtilmiş, 13’üncü maddede ise, “Varidat ve masraf tahakkuk memurları ile muhasipler tanzim ettikleri evrakın sıhhatinden ve kavanine mutabakatından mesuldürler. Memurların, kanuna muhalefetten bahs ile ifasından imtina ettikleri tediyatın icrası amiri italar tarafından tahriren tebliğ olunur ise mesuliyet, emri veren amiri italara raci olur.
İkinci derece amiri italar ile varidat ve masraf tahakkuk memurlarının hatalarından mütevellit zararı tazmin ile mükellef tutulmaları Divanı Muhasebatça bilmuhakeme verilecek karara mütevakkıftır.” hükmüne yer verilmiş olup; bu hükümler karşısında, gümrük vergisi ve bu vergi ile alınan diğer vergi ve resimleri tahakkuk ettirmek veya muaflık hükümlerini uygulamak üzere eşyanın gereken muayenesini yapmakla görevli gümrük muayene memurları veya muayene memuru bulunmayan yerlerde bu iş ile görevlendirilen memurlar, 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun anılan maddelerine göre, Devletin gelirlerini (Gümrük vergisini ve bu vergi ile alınan diğer vergi ve resimleri) tahakkuk ettirip, kabili tahsil hale getirmekle görevli varidat tahakkuk memuru olduklarından, tanzim ettikleri evrakın sıhhatinden, kanuna uygunluğundan, verginin tahakkuku ve tahsil edilebilir hale gelmesinden sorumlu olmakla birlikte, bunların hatalarından doğan zararı tazmin ile mükellef tutulmaları, Sayıştayca yargılanmaları sonucu verilecek karara bağlı bulunmaktadır. Bu itibarla, Sayıştayca yapılmış bir yargılama ve verilmiş bir karar bulunmadan, sözü geçen memurlar hakkında hatalarından kaynaklandığı ileri sürülen zararın tazmini ve tahsili yoluna gidilmesi olanağı yoktur. Olayda da, davacı hakkında Sayıştayca yapılmış bir yargılama ve verilmiş bir karar bulunmamaktadır.
Bu durumda, mahkemece, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptal edilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi yolunda verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 22.11.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.