Danıştay Kararı 7. Daire 1998/908 E. 1999/3715 K. 15.11.1999 T.

7. Daire         1998/908 E.  ,  1999/3715 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/908
Karar No: 1999/3715

Temyiz İsteminde Bulunan : … (kendi adına, asaleten …’ya velayeten) …
Vekili :Av. …
Karşı Taraf : Çınar Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : 25.5.1996 tarihinde vefat eden …’nun varisleri tarafından verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesi üzerine takdir komisyonunca saptanan matrah farkı üzerinden ikmalen salınan veraset ve intikal vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davada; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin (a) ve (d) fıkraları ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 294, 292 ve 267’nci maddelerinden bahisle, olayda vergi denetmenince yapılan inceleme sonucunda, muris …’dan intikal eden servetin …- lira olduğu ve söz konusu servetin unsurlarının Vergi Usul Kanununun servetleri değerleme hükümleri uyarınca değerlenmesi gerektiği kanaatinin belirtilmesi üzerine takdir komisyonunca değerleme yapılarak aradaki fark üzerinden ikmalen vergi tarhiyatı yapıldığının anlaşıldığı; … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde bulunan ve …- lira olarak beyan edilen ticari hissenin değerlemesi yönünden, takdir komisyonunun bilançoya göre beyan edilmiş bulunan ve maliyet bedeli belli olan ilk madde ve malzeme, mamul mal, ticari mal, tesis, makina ve cihazlar, taşıtlar ve demirbaşların Vergi Usul Kanununun 267’nci maddesinde belirtilen, maliyet bedeli belli olan bilanço aktifindeki değerlere toptan satışlar için belirlenen %5 oranı uygulanmak suretiyle tespit edilen …- liranın %38’i olan …- liranın veraset ve intikal vergisi matrahına eklenmesinde yasaya uyarsızlık bulunmadığı; ancak … Gıda Toptancıları Kooperatifindeki kooperatif hissesi, 1993 model … marka otomobil ve cep telefonunun değerlemesi sonucu bulunan matrah farkı üzerinden yapılan ikmal tarhiyatında yasal isabet görülmediği gerekçesiyle davanın …- lira matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyata ilişkin kısmını reddeden, dava konusu tarhiyatın bu miktarı aşan matrah üzerinden yapılan kısmını ise iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının; murisin şirketteki hissesinin şahsi mal varlığıymış gibi değerlendirilmiş olmasının Vergi Usul Kanununa aykırı olduğu, çifte vergilendirmeye yol açtığı, 7338 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinin (d) fıkrası gereğince değerlemenin hisse senetleri itibarıyla yapılması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, varisler tarafından murisin ortağı bulunduğu anonim şirketin bilançosundan ölüm tarihi itibarıyla hesaplanan öz sermayeden murisin hissesine isabet eden miktar ile bir adet kooperatif hissesi, bir adet otomobil, 3 adet telefon ve 1 adet cep telefonunun değerlerinin beyan edildiği, takdir komisyonunca ise şirket bilançosunda yer alan ilk madde ve malzeme, mamul mallar, ticari mallar, tesis, makine ve cihazlar, taşıtlar ve demirbaşların Vergi Usul Kanununun 292 ve 267’nci maddeleri uyarınca, maliyet bedeline, toptan satışlar için belirlenen %5 ilave edilmek suretiyle yukarıda belirtilen ticari malların emsal bedellerinin, ayrıca kooperatif hissesi, otomobil ve telefonların emsal değerlerinin takdir edildiği; açılan davada kooperatif hissesi, otomobil ve telefonlar için saptanan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatın kaldırılmasına, anılan şirketin bilançosunda yer alan mallar için saptanan %5 oranındaki emsal bedel farkı üzerinden yapılan tarhiyat yönünden davanın reddine ilişkin mahkeme kararının davacılar tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinde, “Veraset ve İntikal Vergisinin matrahı intikal eden malların Vergi Usul Kanununa göre bulunan değerleridir.” denildikten sonra, mükelleflerin ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere veraset ve intikal vergisi mevzuuna giren malları maddenin devamında belirtilen değerleme ölçülerinden faydalanarak, belirtilmeyenler bakımından ise Vergi Usul Kanununun servetleri değerleme ile ilgili üçüncü bölümündeki esaslara göre değerlemek zorunda oldukları açıklanmıştır.
Bu durumda, ticari sermayenin bir parçası olan emtianın nasıl değerleneceği, 7338 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının bentlerinde belirtilmediğinden, ilk madde ve malzeme, mamul mallar, ticari mallar, tesis, makina ve cihazlar, taşıtlar ve demirbaşların Vergi Usul Kanununun “Değerleme” ile ilgili üçüncü kitabındaki iktisadi işletmelere dahil kıymetleri değerleme bölümünde yer alan 273 ve devamındaki maddelere göre değerlenmesi gerekmektedir.
Satın alınan veya imal edilen emtianın maliyet bedeliyle değerlenmesini öngören anılan maddelerdeki düzenleme karşısında vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlık konusu olayda;
25.5.1996 tarihinde veraseten intikal eden menkul ve gayrimenkul mallar nedeniyle eksik kıymet beyanında bulunulduğundan bahisle takdir komisyonunca tespit edilen matrah üzerinden salınan veraset ve intikal vergisini tadilen tasdik eden vergi mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir.
İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; 25.5.1996 tarihinde vefat eden … …’nun ortağı bulunduğu … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin murisin ölüm tarihi itibarıyla düzenlenen bilançosundan hesaplanan öz sermayenin murisin %38 oranında hissesine isabet eden miktar ile bir adet kooperatif hissesi, bir adet otomobil, 3 adet telefon ve 1 adet cep telefonunun değerlerinin beyan edildiği; vergi denetmeni tarafından düzenlenen raporda, adı geçen şirketin bilançosunda kayıtlı bulunan …- lira tutarındaki ilk madde ve malzemenin, mamullerin ve ticari malların Vergi Usul Kanununun 292’nci maddesi uyarınca emsal bedeliyle değerlemesinin yapılması, ayrıca telefonların, iş yeri yapı kooperatifindeki hissenin ve bir otomobilin değerlerinin de takdir edilmesi gerektiğinin belirtildiği; takdir komisyonunca, şirket bilançosunda yer alan ilk madde ve malzeme, mamul mallar, ticari mallar, tesis, makina ve cihazlar, taşıtlar ve demirbaşların Vergi Usul Kanununun 292 ve 267’nci maddeleri uyarınca, maliyet bedeline, toptan satışlar için belirlenen %5 ilave edilmek suretiyle yukarıda belirtilen ticari malların emsal bedellerinin, ayrıca kooperatif hissesi, otomobil ve telefonların emsal değerlerinin takdir olunduğu; bulunan matrah farkı üzerinden ikmalen yapılan tarhiyata karşı açılan davada; tarhiyatın kooperatif hissesi, otomobil ve telefonlar için saptanan matrah üzerinden yapılan kısmının iptali, davanın anılan Şirketin bilançosunda yer alan mallar için saptanan %5 oranındaki emsal bedel farkı üzerinden yapılan tarhiyata ilişkin kısmının ise reddi yolundaki mahkeme kararının davacılar tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun “Verginin Matrahı ve İlk Tarhiyat” başlıklı 10’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında; mükelleflerin ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere, veraset ve intikal vergisinin mevzuuna giren malları aşağıda belirtilen değerleme ölçülerinden faydalanarak değerlemek ve beyannamelerinde göstermek zorunda oldukları hükme bağlanmış; aynı fıkranın (a) bendinde de, ticari sermaye, bilanço esasına göre defter tutanlarda ölüm tarihine takaddüm eden takvim yılı bilançosuna göre bulunacak öz sermaye olarak tanımlanmış, öz sermayenin bu maddedeki esaslara göre bu maddede hüküm bulunmayan hallerde Vergi Usul Kanununun iktisadi işletmelere dahil değerleme ile ilgili 2’nci bölümündeki esaslara göre tespit edileceği öngörülmüş; aynı maddenin 4’üncü fıkrasında ise, idarece, belirtilen esaslara göre beyan edilen değerler üzerinden verginin beyannamenin verildiği tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde tarh olunacağı, tarh edilen vergilerin, intikal eden malların Vergi Usul Kanununa göre bulunacak değerlerine göre ikmal edileceği düzenlenmesi yer almıştır.
Bu düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında belirtilen değerleme ölçülerinin, ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere mükellefler tarafından beyana esas alınacak ölçüler olduğu; ancak, idarece, Vergi Usul Kanununa göre bulunacak değerlerle, beyan edilen değerler arasında fark tespit edilmesi halinde ikmalen vergi tarhı yoluna gidilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda; ticari sermayenin unsurlarından olan ilk madde ve malzeme, mamul mallar, ticari mallar, tesis, makina ve cihazlar, taşıtlar ve demirbaşların, Vergi Usul Kanununun “Değerleme” başlıklı Üçüncü Kitabının, Birinci Kısmının, iktisadi işletmelere dahil kıymetlerin değerlenmesiyle ilgili İkinci Bölümünde yer alan düzenlemelere göre değerlenmesi gerekmektedir. Bu itibarla, dava konusu tarhiyatın, murisin ortağı olduğu şirketin ticari sermayesinin anılan Kanunun 267’nci maddesinde öngörülen emsal bedel yöntemine göre değerlendirilmesiyle bulunan matrah farkı üzerinden yapılan kısmında ve Vergi Mahkemesi kararının davanın bu kısmının reddine dair hüküm fıkrasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının temyize konu hüküm fıkrasının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 15.11.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.