Danıştay Kararı 7. Daire 1998/843 E. 1999/428 K. 09.02.1999 T.

7. Daire         1998/843 E.  ,  1999/428 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/843
Karar No: 1999/428

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : … Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin düşük beyan edildiğinden bahisle davacı şirket adına yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine ilişkin işlemi; 1615 sayılı Gümrük Kanununun 3’üncü ve 65’inci maddeleriyle Gümrük Yönetmeliğinin 243’üncü maddesinden bahisle, olayda, … firması hakkında yapılan ihbar üzerine İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünce Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğüne hitaben yazılan 5.5.1992 gün ve 5813 sayılı yazı uyarınca davacı şirketin … gün ve … sayılı giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için beyan etmiş olduğu kıymet esas alınarak ek tahakkuk yapıldığının anlaşıldığı, oysa, davacı şirket tarafından yaklaşık iki yıl önce gerçekleştirilen başka bir ithalat nedeniyle … tarihinde beyan edilmiş olan bir kıymetin 24.10.1991 günlü fatura ile ithal edilen eşyaya emsal olması mümkün olmadığı gibi, idarece başka bir emsal araştırmasının da yapılmadığı anlaşıldığından ek tahakkukta isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; davacı şirket adına yapılan ek tahakkukta isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin düşük beyan edildiğinden bahisle davacı şirket adına ek gümrük vergi ve resimleri salınmasından doğmuştur.
1615 sayılı Gümrük Kanununun “Eşyanın Kıymeti” başlığını taşıyan 65’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, “İthal eşyasının gümrük vergisine esas olan kıymeti, gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki normal fiyatıdır.”; 2’nci fıkrasında, “Normal fiyat, birbirinden müstakil bir alıcı ile bir satıcının tam ve serbest rekabet şartları içinde uyuştuğu farz olunan fiyattır.
Bu fiyat tespit olunurken;
a) Eşyanın alıcıya Türkiye’de giriş liman veya mahallinde teslim edildiği,
b) Eşyanın satışına ve Türkiye’de giriş liman veya mahallinde teslimine müteallik bütün masrafların satıcıya ait bulunduğu, dolayısıyla normal fiyata dahil olduğu,
c) Türkiye’de ödenmesi gereken vergi ve resimlerin alıcıya ait olduğu, dolayısıyla normal fiyata dahil bulunmadığı farz olunur.” denilmek suretiyle ithal eşyasının gümrük vergisine esas kıymeti olan “normal fiyatın” tanımı yapılmıştır. Aynı maddenin 2817 sayılı Kanunla değişik 5’inci fıkrasında da, “Vergi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki fiyat esas olmakla beraber, mükellefin akde uygun olarak ödediği ya da ödeyeceği fiyatın tahakkuka esas alınacağı haller, taraf olduğumuz anlaşmalar ve milli ve milletlerarası ticari teamüller de nazarı itibara alınmak suretiyle Bakanlıkça tespit olunur.” Hükmü yer almıştır.
Gümrük Yönetmeliğinin değişik 243’üncü maddesinde, mükellefin akde uygun olarak ödediği ya da ödeyeceği fiyatın tahakkuka esas alınacağı haller gösterilmiş olup, yeni yönetmelik hükmüne göre, belirtilen sürelerin ve oranların aşılmaması halinde, bu süreler ve oranlar içinde meydana gelen fiyat değişiklikleri vergi tahakkukunda nazara alınmayacak, yani vergi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki “normal fiyat” esası uygulanmayacaktır. Ancak bu uygulamanın yapılabilmesi için, öncelikle beyan olunan eşya kıymetinin akit tarihindeki “normal fiyata” uygun olması gerekmektedir. Burada sözü edilen normal fiyat, şüphesiz 65’inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında tanımı yapılan “normal fiyat” tır.
Diğer taraftan yine aynı yönetmeliğin “Vergi Matrahına Giren Kıymetin Kontrolü” başlıklı 386’ncı maddesinin IV (B) Tablosunun 4’üncü bendinde, faturaların inceleme ve kontrolünde, faturadaki fiyat ile aynı ticari kademedeki (seviyeniveau) ithalatçı ve ihracatçılara ait aynı veya benzer eşya fiyatlarının birbirleriyle karşılaştırılacağı, bu karşılaştırma yapılırken endeks kayıtlarından, yerli ve yabancı dergi ve gazete yayınlarından faydalanılacağı belirtilmiştir.
Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünce 25.7.1986 tarihinde yayımlanan 126 sayılı Genelgede de, “aynı eşya” deyiminin, fiziki özellikleri, kalitesi ve tanındığı özellikleri de dahil olmak üzere bütün hususlarda aynı olan eşyayı ifade ettiği, görünüşteki küçük farklılıkların, diğer hususlarda tanıma uyan eşyanın aynı sayılmasını önlemeyeceği, “benzeri eşya” deyiminin de, bütün hususlarda olmamakla birlikte, bunların aynı fonksiyonları yerine getirmelerini ve ticari açıdan birbirlerini ikame etmelerini sağlayan özellikleri ve benzeri maddelerden oluşan eşyayı ifade ettiği, eşyanın kalitesinin, tanındığı özelliklerin ve bir ticaret markasının bulunmasının, eşyanın benzer nitelikte olmasını belirtmek için nazara alınması gereken faktörler arasında olduğu açıklamasına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünce … firması hakkında yapılan bir ihbar ile ilgili olarak Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğüne hitaben yazılan 5.5.1992 gün ve 5813 sayılı yazıda belirtilen kıymet esas alınmak suretiyle davacı şirket adına ek gümrük vergi ve resimleri salındığı, ek tahakkuka vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada ise, mahkemece, İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünün yukarıda bahsi geçen yazısı üzerine davalı idarece yine davacı şirket adına tescilli bir başka beyanname muhteviyatı eşya kıymetinin ek tahakkuka esas alındığının kabulü suretiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
İthal konusu eşyalara ilişkin olarak herhangi bir kıymet araştırması yapılmaksızın, başka bir firma hakkında yapılan ihbar nedeniyle İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünün Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğüne hitaben yazdığı yazıda belirtilen kıymetin ek tahakkuka esas alınmasının, yukarıda belirtilen kanun, yönetmelik ve 126 sayılı Genelgede öngörülen kurallara uygunluğundan söz etmek mümkün değildir.
Bu itibarla, davacı şirket adına salınan ek gümrük vergi ve resimlerinde isabet bulunmadığından, ek tahakkuka vaki itirazın reddine ilişkin işlemi iptal eden mahkeme kararı yerinde görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, 9.2.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.