Danıştay Kararı 7. Daire 1998/596 E. 1999/1323 K. 25.03.1999 T.

7. Daire         1998/596 E.  ,  1999/1323 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/596
Karar No: 1999/1323

Temyiz İsteminde Bulunan : Nakil Vasıtaları Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
Vekili :Av. …
İstemin Özeti : Yükümlünün satın aldığı araca ait taşıt alım vergisi ile ek taşıt alım vergisinin ödenmediğinden bahisle kesilen kaçakçılık cezasının ve tarh edilen taşıt alım ve ek taşıt alım vergilerinin terkini istemiyle açılan davada; dosyanın incelenmesinden, benzer uyuşmazlıklarda verilen davanın reddine dair mahkeme kararlarının Danıştay Dokuzuncu Dairesince bozulduğunun anlaşıldığı, mahkemelerince de yükümlü adına yapılan tarhiyatta isabet görülmediği, öte yandan, idarece yükümlü adına kesilen kaçakçılık cezasının düzeltilerek ağır kusur cezasına çevrilmesi ve daha sonra da cezada uzlaşılması nedeniyle, kanunen uzlaşılan kısım için dava açılamayacağı sonucuna varıldığı gerekçesiyle kaçakçılık cezası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmeden, vergi aslını terkin eden …. Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; cezada uzlaşıldığından, vergi aslının da dava konusu edilemeyeceği, Vergi Usul Kanununun ek 7’nci maddesi uyarınca davanın incelenmeksizin reddi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Dosyanın incelenmesinden, davacının satın aldığı araca ait taşıt alım ve ek taşıt alım vergisinin ödenmediğinin tespit edildiğinden bahisle kaçakçılık cezalı olarak yapılan tarhiyatın terkini istemiyle dava açıldığı, dava sonuçlanmadan cezada uzlaşıldığı anlaşılmış olup, mahkemece, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ek 1 ve ek 7’nci maddeleri uyarınca hem ceza hem de vergi aslı yönünden karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi gerekmekte iken, vergi aslının terkini yerinde görülmediğinden, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun ek 1’inci maddesinde uzlaşmanın mevzuu açıklandıktan sonra, ek 6’ncı maddesinin 2’nci fıkrasında, mükellef veya adına ceza kesilen kişinin üzerinde uzlaşılan hususlar hakkında dava açamayacağı ve hiçbir merciye şikayette bulunamayacağı hükmüne; ek 7’nci maddesinde ise, mükellef veya ceza muhatabının aynı vergi veya ceza için uzlaşma talebinden önce dava açması halinde, davanın uzlaşma isteminin sonuca bağlanmasından önce vergi mahkemelerince incelenmeyeceği, herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa bu kararın hükümsüz sayılacağı, uzlaşmanın vaki olması halinde mükellefin üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaya (bunlardan birisi üzerinde uzlaşılmış olsa dahi her ikisine), adına sadece ceza kesilmiş bulunan kişinin uzlaşılan bu cezaya karşı dava açamayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Bu düzenlemelerle, Yasa koyucu, uzlaşmanın vaki olması halinde, artık yükümlülerin uzlaşma tutanağı ile tespit edilen hususlar hakkında dava açamayacaklarını öngörmüştür.
Dosyanın incelenmesinden; davacının satın aldığı aracın tescilinin taşıt alım ve ek taşıt alım vergileri ödenmeden yapıldığından bahisle salınan taşıt alım ve ek taşıt alım vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan dava sonuçlanmadan kaçakçılık cezasının … gün ve … sayılı düzeltme fişi ile terkin edilerek yerine ağır kusur cezası kesildiği ve bu cezaya karşı davacının uzlaşma talebinde bulunması üzerine de 15.12.1995 tarihinde uzlaşmaya varıldığı hususlarının Nakil Vasıtaları Vergi Dairesi Müdürlüğünün 8.3.1996 günlü yazısı ile bildirilmesi üzerine, vergi mahkemesince, davanın vergi aslına ilişkin kısmı kabul edilerek, vergi aslının terkinine, cezaya ilişkin kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği anlaşılmıştır.
Olayda; kesilen vergi cezasında uzlaşılması sebebiyle davanın vergi aslına ilişkin kısmının da incelenmesine olanak bulunmadığından; mahkemece, bu kısmın esasına girilerek karar verilmesinde, yukarıda açıklanan kanun hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 25.3.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.