Danıştay Kararı 7. Daire 1998/593 E. 1999/1205 K. 22.03.1999 T.

7. Daire         1998/593 E.  ,  1999/1205 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/593
Karar No: 1999/1205

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : 1996 yılının Aralık dönemine ait banka ve sigorta muameleleri vergisinin vadesinde ödenmediğinden bahisle hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrini; banka ve sigorta muameleleri vergisi gibi özel kanunlarında ödeme günü belirtilmemiş ve beyan üzerinden alınan vergilerin, tahakkuk fişi ile tarh ve tahakkuk ettirilerek ödenmesi gereken bir safhaya gelmesi ve tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiği, bu vadenin geciktirilmesi halinde 6183 sayılı Kanunun 51’inci maddesine göre gecikme zammı uygulanabileceği, ancak, ödeme zamanına ilişkin yasal sürecin idarece yanlış belirlenmesi nedeniyle verginin sonradan ödenmesi durumunda, mükellefler adına gecikme zammı uygulanamayacağının hukukun genel ilkelerinden olduğu, olayda, ilgili dönem beyannamesinin 6802 sayılı Kanunun 47’nci maddesinin (d) bendi şerhi düşülerek verildiği, tahakkuk edecek verginin de aynı hüküm uyarınca 31.3.1997 tarihine kadar ödeneceğinin belirtildiği, beyanname üzerine düzenlenen 15.1.1997 tarihli tahakkuk fişinde de vadenin 31.3.1997 olarak gösterildiği ve ödemenin 12.3.1997 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, verginin vadesinde ödenmemesinde kusuru olmadığı sonucuna varılan davacı adına gecikme zammı hesaplanmasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; vadesinde ödenmeyen amme alacağı için gecikme zammı hesaplanmasının yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Uyuşmazlık, 1996 yılı Aralık dönemi banka ve sigorta muameleleri vergisinin beyanname verme müddeti içinde ödenmediğinden bahisle gecikme zammı hesaplanmasından doğmuştur.
Her ne kadar, mahkemece, ilgili dönem beyannamesinin 6802 sayılı Kanunun 47’nci maddesinin (d) bendinde tanınan üç aylık süreden yararlanma istemiyle verilmiş, davalı idarece vade tarihi 31.12.1997 olarak belirlenen vergi aslının da 12.3.1997’de ödenmiş olması nedeniyle gecikme zammı hesaplanamayacağı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmişse de, anılan madde uyarınca, üç aylık ek süreden yararlanabilmek için Aralık dönemi cari hesaplarının beyanname verme müddeti içinde kapatılamamış olması gerekmektedir. Bu nedenle, olayda, Aralık dönemi beyannamesini yasal süresinde veren davacının, ek süreden faydalanması mümkün görülmediğinden, aksi yönde verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacı bankanın … şubesince davalı idareye verilen 14.1.1997 tarihli yazıda, 1996 yılının Aralık dönemi için, geçici hesaplara göre tahakkuk ettirilen banka ve sigorta muameleleri vergisinin 6802 sayılı Kanunun 47’nci maddesinin (d) bendi hükmü uyarınca 31.3.1997 tarihine kadar ödeneceğinin belirtildiği, ilgili döneme ait beyannamenin ise bir gün sonra (15.1.1997 tarihinde) “Gider Vergileri Kanununun 47/d bendi” şerhi düşülerek verildiği, 15.1.1997 tarih ve… nolu tahakkuk fişinde vade tarihi 31.3.1997 olarak gösterilen verginin 12.3.1997 tarihinde ödendiği, davalı idarece, amme alacağının vadesinde ödenmediği ileri sürülerek 15.1.1997 tarihinden 12.3.1997 tarihine kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlendiği anlaşılmaktadır.
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun “Beyanname verilme zamanı ve yeri” başlıklı 47’nci maddesinin (a) bendinde, her mükellefin, bir ay içindeki vergiye tabi muamelelerini bir beyanname ile ertesi ayın 15’inci günü akşamına kadar muamelelerin yapıldığı yer vergi dairesine bildirmek mecburiyetinde olduğu; (d) bendinde ise, takvim yılı sonucunda hesabı cari muamelelerini beyanname verme müddeti içinde kapatamayan bankaların, bu muamelelerini, takvim yılı sonundan itibaren en geç üç ay içinde ayrı bir beyanname ile bildirebilecekleri hükme bağlanmıştır. Görüldüğü üzere, anılan maddede bankalara tanınan üç aylık ek süreden yararlanabilmek için, vergiye tabi işlemin bankaların cari hesaplarına ilişkin olması, hesap döneminin yıl sonuna (31 Aralık’a) denk gelmesi ve beyanname verme müddeti içinde yani Ocak ayının 15’inci günü akşamına kadar bu hesapların kapatılamamış olması gerekmektedir.
Olayda, davacı bankanın … şubesince 1996 yılının Aralık dönemi banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesi yasal süresinde verilmiş olmakla, cari hesapların en geç bu tarihte kapatıldığı sonucuna varıldığından davacının üç aylık ek süreden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, beyanname verme müddeti içinde ödenmediği tartışmasız bulunan amme alacağı için gecikme zammı hesaplanması yerinde olduğundan, aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 22.3.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.