Danıştay Kararı 7. Daire 1998/578 E. 1999/1211 K. 22.03.1999 T.

7. Daire         1998/578 E.  ,  1999/1211 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/578
Karar No: 1999/1211

Temyiz İsteminde Bulunan : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : 1992, 1993, 1994 ve 1995 yıllarına ilişkin damga vergisinin vadesinde ödenmediğinden bahisle “gecikme cezası” adı altında hesaplanan “103.109.000.-“liranın tahsili yolunda tesis edilen işlemi; 213 sayılı Kanunun 8’inci maddesi uyarınca vergi sorumlusunun, verginin tam olarak kesilip vergi dairesine ödenmesinden sorumlu olduğu, ancak bu muameleler sırasında vergi cezasını gerektiren bir filin işlenmesi halinde, ceza kesme ya da ceza niteliğinde gecikme faizi, gecikme cezası gibi alacakları isteme yetkisinin yalnızca vergi dairelerine ait bulunduğu, bu itibarla, olayda, davalının gecikme cezası adı altında istenilen meblağı talep etme yetkisinin bulunmadığı, kaldı ki, damga vergisi matrahına katma değer vergisi dahil edilemeyeceğinden, bu haliyle de olayda noksan alınmış bir vergiden bahsedilemeyeceği, bu itibarla, ödenmiş olsa da hukuk aleminde hiç doğmayan vergi aslı için tesis edilen işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; tahsil edilen damga vergisi farkının 25.6.1997 tarihli başkanlık onayı ile ilgilisine iade edildiği, bu suretle davanın konusu kalmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun “Vergi ve Cezada Sorumluluk” başlığını taşıyan 24’üncü maddesinde; “… Resmi daireler veya noterlerce düzenlenerek kişilere verilen veya dairede bırakılan ve damga vergisi hiç alınmayan veya noksan alınan kağıtların vergisi mükelleflere, cezası düzenleyenlere aittir.
Vergi ve ceza, vergi için mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları düzenleyenlerden alınır.” hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … Su Ürünleri Hali Müdürlüğünde yer tahsis sahibi komisyonculardan olan davacıdan fatura bedellerinin ödenmesi sırasında tevkif suretiyle alınan damga vergisinin matrahına katma değer vergisinin de dahil edilmesi gerektiğinden bahisle 1992, 1993, 1994 ve 1995 yılları için hesaplanan fark damga vergisinin tahsil edildiği, söz konusu vergi nedeniyle davacıdan ayrıca “gecikme cezası” adı altında 103.109.000.-lira talep edildiği, davacının gecikme cezası istenilmesine yönelik işlemin iptali istemiyle açtığı davada mahkemece yazılı gerekçe ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı belediye tarafından temyiz dilekçesinde, damga vergisinin eksik ödenmesi nedeniyle hesaplanacak vergi ve cezaların vergi dairesine ödenmesinden her ne kadar idareleri sorumlu ise de; Damga Vergisi Kanununun 24’üncü maddesine göre mükellefe rücu haklarının bulunduğu ileri sürülmüştür.
Oysa; Damga Vergisi Kanununun yukarıda bahsi geçen 24’üncü maddesi uyarınca davalı belediyenin “gecikme cezası” adı altında davacıdan talep ettiği 103.109.000.-liralık meblağın ancak açılacak bir rücu davasına konu edilmesi mümkün bulunduğundan, anlaşmazlığın Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözümü gerekmektedir. Borçlar Kanununa dayalı hak iddialarına ilişkin anlaşmazlıkların çözümü ise, adli yargı yerlerinin görev alanına girmektedir.
Nitekim; Uyuşmazlık Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… (Hukuk Bölümü) sayılı kararında da, davalıya ait vergi borcunun; sorumlu sıfatıyla davacı tarafından ödenmesi nedeniyle, bu borcun rücuan davalıdan tahsili istemiyle açılan davanın, adli yargı yerinde görülmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu itibarla, adli yargıda açılacak bir rücu davası ile davacıdan istenilmesi gereken uyuşmazlık konusu tutarın, davalı idarenin kamu gücünü kullanmak suretiyle tesis ettiği dava konusu işlemle istenilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, temyiz dilekçesinde, daha önceden tahsil edilen damga vergisinin davacıya 25.6.1997 tarihli başkanlık onayı ile 2.7.1997 tarihinde ödendiği, bu itibarla konusu kalmayan davanın reddi gerektiği ileri sürülmüşse de, vergi aslı dava konusu edilmediği gibi, ödemenin de mahkeme kararından sonra yapılmış olması dikkate alındığında, bu husus temyize gelen yönünden mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına; hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 4.8 oranında ve … liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz edenden alınmasına, 22.3.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.