Danıştay Kararı 7. Daire 1998/3421 E. 2000/260 K. 31.01.2000 T.

7. Daire         1998/3421 E.  ,  2000/260 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/3421
Karar No: 2000/260

Temyiz İsteminde Bulunan : … Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
İstemin Özeti : İthale konu eşyaların beyan edilen kıymetlerinin noksan olduğundan bahisle yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemi, olayda zaman aşımı bulunduğu gerekçesiyle iptal eden …’uncu Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; Danıştay Yedinci Dairesinin 17.11.1997 gün ve E:1995/7152; K:1997/4027 sayılı kararıyla, davalı idare tarafından, ilk tebligat tarihine göre olayda zaman aşımı bulunmadığı, davacının itirazı üzerine başmüdürlükçe yapılan düzeltmeden sonra yapılan tebligatın tarihinin zaman aşımının hesabında dikkate alınamayacağının iddia edilmesi sebebiyle, bu hususun araştırılmasından sonra karar verilmesinin icap ettiği gerekçesiyle bozulması üzerine; bozma kararı uyarınca verilen ara kararıyla getirtilen belgelerin incelenmesinden, ek tahakkuka ilişkin evrakın 26.8.1993 tarihinde; bu tahakkuka vaki itiraz üzerine üst merciin düzeltme kararından sonra yapılan tahakkukun da 27.5.1994 tarihinde davacıya tebliğ edildiği; bu duruma göre, olayda zaman aşımının söz konusu olmadığı ve davacı tarafından zaman aşımı dışında herhangi bir iddiada da bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolundaki …’uncu Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; zaman aşımının hesabında, hatalı yapılan ilk tebligat tarihinin dikkate alınamayacağı; ikinci tebligat tarihine göre de 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Mahkeme kararlarının Danıştayca temyiz incelemesi sonucunda bozulması halinde, yeniden verilecek kararlara karşı Danıştaya yapılacak temyiz başvurularının, ancak, mahkemece bozma esaslarına uyulup uyulmadığı yönünden incelenmesi mümkün olup, temyiz istemine konu teşkil eden ve yükümlü kuruluş hakkındaki ek gümrük vergisi tarhiyatının kısmen onanmasına ilişkin …’uncu Vergi Mahkemesi kararının, Danıştay Yedinci Dairesinin bu konudaki bozma kararında öngörüldüğü şekilde inceleme yapılarak verildiği anlaşılmış olup, ileri sürülen iddialar da mahkeme kararının bozulmasını sağlıyacak nitelikte görülmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile gerekli inceleme sonucu verilmiş bulunan mahkeme kararının onanmasının gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
1615 sayılı Gümrük Kanununun 81’inci maddesinde, itirazların bir dilekçe ile tahakkuku yapan idare kanalı ile bağlı bulunduğu gümrük müdürlüğüne yapılacağı ve müdürlükçe bir ay içinde incelenerek karara bağlanacağı; müdürlükçe itiraz yerinde görülmezse mütalaası ile birlikte belge ve numuneler, beyan olunan normal fiyat ile vergi miktarı Bakanlıkça tespit edilecek değere kadar olan anlaşmazlıklar için bağlı bulundukları gümrükler başmüdürlüklerine, bu miktardan fazla olan kıymet ve vergiler için de Gümrükler Genel Müdürlüğüne gönderileceği, bu itirazların başmüdürlüklerce iki ay, Genel Müdürlükçe üç ay içinde incelenip karara bağlanacağı; başmüdürlüklerce veya Genel Müdürlükçe itiraz yerinde görülürse tahakkukun buna göre yapılmasının gümrüğe tebliğ olunacağı, ayrı bir uygulama kararına varılmış ise, bu kararın da ilgili gümrük vasıtasıyla itiraz sahibine tebliğ olunacağı hükme bağlanmış; Gümrük Yönetmeliğinin 413’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında da, belge ve örnekler üzerinde yapılan inceleme sonucunda, başmüdürlüklerce veya Genel Müdürlükçe, mükellefin itirazının, ret veya kabul olunacağı veyahut ayrı bir uygulama kararına varılabileceği, bu durumun ilgili gümrüğe ve bu kanal ile mükellefe tebliğ olunacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümlere göre, yapılan tahakkuka ilişkin evrakın tebliği üzerine başvurulan itiraz yoluyla başlatılan itiraz prosedürü sonucunda, üst itiraz mercilerince, yapılan itiraz ret veya kabul olunacak ya da ayrı bir uygulama kararı verilebilecektir. Şayet ayrı bir uygulama kararına varılmış ise, bu karara göre düzeltilen tahakkukun ilgilisine tebliği yeni bir tahakkuk olmayıp, itiraz prosedürü içeresinde ulaşılan ve itirazı sonuçlandıran, diğer bir deyişle, itiraz üzerine tesis edilen işlem niteliğinde olduğundan, üç yıllık zaman aşımı süresinin hesabında, üst itiraz merciince varılan ayrı uygulama kararı üzerine düzeltilen tahakkuka ilişkin evrakın teblig tarihi değil, ayrı uygulama kararına varılmasına sebep olan itiraza konu ilk tahakkuka ilişkin evrakın tebliğ tarihi dikkate alınacaktır.
Mahkemenin, olayda zaman aşımı bulunduğu gerekçesine dayalı ilk kararının temyizine ilişkin dilekçede davalı idare tarafından, ek tahakkukun 26.8.1993 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, yapılan itiraz üzerine İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünün 8.2.1994 gün ve 2673 sayılı yazısıyla tahakkukun yeniden düzenlenerek mükellefe tebliğ olunduğu iddia edildiğinden, söz konusu iddianın araştırılması ve 27.5.1994 tarihinde tebliğ edilen evrakın üst itiraz merciince varılan ayrı uygulama kararı üzerine düzeltilen tahakkuka ilişkin olup olmadığının irdelenmesi sonucu yeniden karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulmuş; Mahkemece, bozma aşamasında dosyada mevcut olmayan bilgi ve belgeleri içeren işlem dosyasının getirtilip incelenmesinden sonra, ek tahakkuka ilişkin evrakın 26.8.1993 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz üzerine düzeltilen tahakkukun 27.5.1994 tarihinde davacıya tebliğ olunduğunun anlaşıldığı; bu durumda olayda zaman aşımı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece ara kararıyla getirtilen belgelerin incelenmesinden, olayda, üst itiraz merciince varılmış ayrı bir uygulama kararının mevcut olmadığı, zira, kıymet ve tarife farklılığından kaynaklanan gelir eksikliğine ilişkin olarak yapılan ve 26.8.1993 tarihinde tebliğ olunan ek tahakkuka vaki itiraz üzerine Gümrükler Genel Müdürlüğünün 27.1.1994 gün ve 8755 sayılı yazısıyla, kıymet farklılığı için ayrı, tarife farklılığı için ayrı işlemler yapılması icap ettiğinin belirtilmesi üzerine, kıymet farkından kaynaklanan gelir eksiği için yeni bir ek tahakkuk belgesi düzenlenip davacıya 27.5.1994 tarihinde tebliğ tespit edilmiştir.
Bu durumda, 30.11.1990 tarihinde fiili ithali gerçekleştirilen eşyalara ilişkin olarak yapılan ve 26.8.1993 tarihinde davacıya tebliğ edilen ek tahakkuk, yapılan itiraz üzerine Gümrükler Genel Müdürlüğünün yukarıda değinilen yazısına istinaden iptal edilerek, 27.5.1994 tarihinde tebliğ edilen yeni bir ek tahakkuk belgesi düzenlendiğinden ve ortada ayrı bir uygulama kararı da mevcut olmadığından, olayda zaman aşımının bulunduğu açık olup, yazılı gerekçeye dayalı mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına bozma kararı üzerine verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 31.1.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AYRIŞIK OY: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.