Danıştay Kararı 7. Daire 1998/3338 E. 1999/2412 K. 08.06.1999 T.

7. Daire         1998/3338 E.  ,  1999/2412 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/3338
Karar No: 1999/2412

Temyiz İsteminde Bulunan : … Merkez Birliği
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : Davacı Birlikçe ithal edilen dökme kompoze gübrenin bir kısmının gemi ambarının su alması neticesinde hasara uğradığı ileri sürülerek, bu miktar eşyaya isabet eden vergi ve resimlerin iadesi yolunda yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın; 1615 sayılı Kanunun 1’inci maddesinin 5’inci fıkrasının (c) bendinde, deniz, vagon ve kamyon üstü işlemlerde, fiili ithal tarihinin, muayenin yapılıp, çetelenin açıldığı tarihi ifade ettiğinin belirtildiği; aynı kanunun 5’inci maddesinde ise, ödeme mükellefiyetinin başladığı günden sonra eşyanın vasıflarında meydana gelen değişmeler ve bozulmalar sebebiyle gümrük vergilerinden indirim yapılamayacağı hükme bağlandıktan sonra, fiili ithalden önce meydana gelen hasar ve kayıplar hakkında ne gibi işlemler yapılacağının açıklandığı, olayda, 22.11.1994 tarihli beyanname muhteviyatı eşyanın 23.11.1994 tarihli çetele defteri açılarak mal sahibine teslim edildiğinin, bu tarihten sonra eşyanın bulunduğu geminin 1 nolu ambarının su alması nedeniyle hasara uğrayan ve zayi olan gübreye isabet eden vergi ve resimlerin iadesinin istenildiğinin, ayrıca, fiili ithalin gerçekleştirildiği 23.11.1994 tarihinden önce, eşyanın telef ve ziyaı dikkate alınmak suretiyle işlem yapılması yolunda herhangi bir başvuruda bulunulmadığının anlaşıldığı; bu itibarla, iade isteminin reddedilmesinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddine ilişkin …Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; eşyanın muayenesinin numune alınmak suretiyle yapıldığı, telef ve ziyaın fiili ithalden evvel meydana geldiği, ithal esnasında görülemeyen telef ve ziyaın 5’inci madde kapsamı dışında tutulmasının hak ve nesafet ölçüleriyle bağdaşmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Uyuşmazlık, ithalat esnasında hasarlı çıkan ve ziyaa uğrayan eşyalar nedeniyle ödenen gümrük vergi ve resimlerinin iadesi isteminden doğmuştur.
Her ne kadar, mahkemece, 1615 sayılı Kanunun 5’inci maddesi uyarınca, ödeme ükellefiyetinin başladığı günden sonra eşyada meydana gelen değişmeler ve bozulmalar sebebiyle gümrük vergilerinde indirim yapılamayacağı, dolayısıyla iade isteminin reddinin hukuka uygun olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmişse de, dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden; çetelenin açıldığı tarihte muayenenin numune alınmak suretiyle beyana dayalı olarak yapıldığı, bu itibarla hasar ve ziyaın bu tarihte öğrenilmesinin mümkün olmadığı; bu tarihten iki gün sonra eşyanın tahliyesine başlanıldığı esnada muttali olunan hasar ve ziyaın gerek kolcu nezaretinde düzenlenen tahliye protokolü ve rezerve tutanağı, gerekse …Sulh Hukuk Hakimliğince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile tevsik edilmiş olduğu anlaşılmakla, bu miktar eşyaya isabet eden gümrük vergi ve resimlerinin iadesi, 1615 sayılı Kanunun 66’ncı maddesinin 3’üncü fıkrası hükmü gereği olduğundan, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davanın reddi yolundaki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı birlikçe gerçekleştirilen ithalat sırasında bir kısım eşyanın telef ve ziyaa uğradığı ileri sürülerek yapılan iade talebinin reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden; 22.11.1994 tarihli manifesto muhteviyatı 2.654.357 kg dökme kompoze gübrenin, supalan işlemine tabi tutularak, vergi ve resimlerinin %10 fazlası ile tahsil edilerek, 22.11.1994 tarihinde gümrük giriş beyannamesinin tescil edildiği; 23.11.1994 tarihinde çetele defteri açılarak çetele üzerine “kolcu nezaretinde tahliyesi kaydı ile mal sahibine (vekiline) teslimi uygundur” meşruhatının verildiği; 25.11.1994 tarihinde gümrüğünce görevlendirilen kolcu nezaretinde, eşyanın bulunduğu … gemisinin tahliyesine başlanıldığı; bu esnada geminin 1 nolu ambarındaki gübrenin hasarlı olduğunun tespiti üzerine, davacı beyanı doğrultusunda geminin 1 nolu ambarının tahliyesinin geçici olarak durdurulduğu; 29.11.1994 tarihinde yeniden başlatılan tahliye işleminin 3.12.1994 tarihinde tamamlandığı; bu tarihte düzenlenen tahliye protokolü ve rezerve tutanağında vasıflı çıkan gübre miktarının 1.871.510 kg, hasarlı gübre miktarının 607.050 kg, tahliye esnasında zayi olan gübre miktarının 20.000.- kg ve ıslanmadan dolayı eriyerek zayi olan gübre miktarının da 155.797 kg olduğunun tespit edildiği; hasarlı çıkan ve zıyaa uğrayan eşyaya ilişkin olarak, …Sulh Hukuk hakimliğince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile ekspertiz ve analiz raporları ile birlikte 7.12.1994 tarihli dilekçe ile Çanakkale Gümrük Müdürlüğü nezdinde iade talebinde bulunulduğu; gümrük müdürlüğünün 8.12.1994 tarihli yazısı ile, çetelenin açılmasından önce bu konuda herhangi bir müracaat olmadığından, bu istemin yerinde görülmeyerek reddedildiği; aynı doğrultuda 20.12.1994 tarihli dilekçe ile …Gümrükler Başmüdürlüğüne, 18.1.1995 tarihli dilekçe ile Gümrükler Genel Müdürlüğüne yapılan başvuruların da aynı gerekçe ile reddedildiği; Gümrükler Genel Müdürlüğünün 5.6.1995 tarihli olumsuz işleminin tebliği üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açılan “alacak”
davasının görev yönünden reddedilerek, söz konusu kararın Yargıtayca onandığı; Yargıtay onama kararının 11.10.1996 tarihinde tebliği üzerine, otuz günlük yasal süresi içerisinde (7.11.1996 tarihinde) vergi mahkemesinde dava açıldığı anlaşılmıştır.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasında, ödeme mükellefiyetinin başladığı günden sonra eşyanın vasıflarında meydana gelen değişmeler ve bozulmalar sebebiyle gümrük vergilerinden indirim yapılamayacağı; aynı kanununun 66’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasında ise, ağırlıkları üzerinden gümrük vergisine tabi eşyadan muayene edilenlere ait gümrük vergileri tahakkukları yapılırken, tartılan kaplarda beyana göre eksiklik görülmesi ve bu eksikliğin, eşyanın tabiatından veya telef ve zıyaından veya noksan gönderildiğinin sabit olmasından veya çalınmasından ileri geldiğinin anlaşılması halinde, bulunan miktar üzerinden gümrük vergisi alınacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 1615 sayılı Gümrük Kanununun Uygulanmasına Dair Gümrük Yönetmeliğinin 381’inci maddesinin 5’inci fıkrasında, supalan işlemine tabi tutularak eşyaların vergi tahakkuklarında çetele kağıtlarında gösterilen miktarın esas alınacağı; 382’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında da, yapılan soruşturma neticesinde noksan çıkan eşyanın, yükleme ve boşaltma yerlerinde veya sundurma ve antrepolarda ziyaa uğradığının anlaşılması durumunda, sorumlular hakkında 1918 sayılı Kanun hükümleri dairesinde gerekli kovuşturma yapılarak, beyanname sahiplerinden yalnız muayenede tespit edilen ağırlık üzerinden vergi alınacağı belirtilmiştir.
Bu itibarla, mahkemece, öncelikle, iade isteminin reddine dair Gümrükler Genel Müdürlüğünün 5.6.1995 tarih ve 40981 sayılı işleminin hangi tarihte tebliğ edildiği araştırılarak, görevsiz yargı yerine yapılan başvuru tarihi itibarıyla davada süre aşımı bulunup bulunmadığı; işin esasına ilişkin olarak da; çetelenin açıldığı 23.11.1994 tarihinde, muayenenin numune alınmak suretiyle beyana dayalı olarak yapıldığı; tahliye esnasında (25.11.1994 tarihinde) muttali olunan telef ve ziyaın, 3.12.1994 tarihli tahliye protokolü ve rezerve tutanağı ile tespit edildiği ve ayrıca bu hususun, davacının talebi üzerine …Sulh Hukuk Hakimliğince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı … İl Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü ile … Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümünden alınan analiz raporları ve özel bir kuruluşa düzenlettirilen ekspertiz raporu ile tevsik edildiği göz önünde bulundurulmak suretiyle yapılacak araştırma ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 8.6.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.