Danıştay Kararı 7. Daire 1998/3091 E. 1999/444 K. 09.02.1999 T.

7. Daire         1998/3091 E.  ,  1999/444 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/3091
Karar No: 1999/444

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına ….
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : 1615 sayılı Gümrük Kanununun 8’inci maddesinin 14’üncü fıkrasının (a) bendi uyarınca … gün ve … sayılı tahakkuk kağıdı ile gümrük vergisinden muafen ithal edilen aracın, muafiyetten yararlanmayan üçüncü kişilere satışının sağlanabilmesi için gümrük vergi ve resimlerinin ödenmesi suretiyle, … gün ve … sayılı giriş beyannamesi ile ithali esnasında A.TR. 1 belgesi ibraz edilmediği halde tavizli vergi oranları uygulanmak suretiyle noksan vergi tahakkuk ettirildiğinden bahisle aradaki vergi oranı farkı üzerinden yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemi; 1615 sayılı Kanunun 86’ncı maddesi ile 1’inci maddesini açıklayarak, fiili ithali … tarihinde gerçekleştirilen eşyaya ilişkin vergilerin üç yıl geçirildikten sonra 10.10.1996 tarihli yazıyla davacıdan istenildiği anlaşılmakla, olayda zaman aşımı bulunduğu gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; yapılan işlemin yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Olayda, … tarihinde ithal edilen araç muafiyet kapsamında olduğundan, ithal anında vergi mükellefiyeti doğmamış bulunmaktadır. Söz konusu araca ilişkin vergi mükellefiyeti, davacı tarafından gümrüğe başvurularak gümrük vergileri ödenmek suretiyle kat’i olarak ithalinin talep edilmesi nedeniyle başlamış bulunmaktadır.
Mahkemece, … tarihinde fiili ithalinin gerçekleştirilmiş olmasına karşın, vergilerin 3 yıllık zaman aşımı süresi geçirildikten sonra 10.10.1996 tarihli yazı ile mükelleften istenilmiş olması sebebiyle olayda zaman aşımı bulunduğu hususu karara gerekçe olarak alınmış ise de, yukarıda da belirtildiği üzere, davaya konu ek tahakkuk, … gün ve … sayılı giriş beyannamesi ile muafiyetten yararlanmayan üçüncü kişilere satılmak amacıyla gümrük vergileri ödenmek suretiyle ithal edilen araca ait vergiler hesaplanırken A.TR.1 belgesi ibraz edilmediği halde tavizli vergi oranı üzerinden vergi hesaplandığından bahisle yapılmış olup, … tarihinde herhangi bir vergi mükellefiyeti ile ödenmesi gereken bir vergi bulunmadığından ve uyuşmazlık, … tarihinde ödenen vergiler hesaplanırken A.TR.1 belgesi ibraz edilmemiş olmasına rağmen tavizli vergi oranının uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin olduğundan, olayda zaman aşımı bulunduğu gerekçesiyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından … gün ve … sayılı tahakkuk kağıdı ile, 1615 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin 14’üncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gümrük vergisinden muafen “…marka 1990 model sakat arabası” ithal edildiği, daha sonra davacı tarafından verilen 12.4.1996 tarihli dilekçeyle, gümrük vergilerinin ödenmesi koşuluyla söz konusu aracın satışı hususunda gerekli işlemlerin yapılmasının istenilmesi üzerine, Gümrükler Genel Müdürlüğünün 18.4.1996 gün ve 18250 sayılı yazısıyla, aracın gümrüğe teslim edildikten sonra yapılacak muayenesinde ilk giriş ayniyatına uygunluğunun tespiti halinde 1615 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin 14’üncü fıkrası ile 3’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasına istinaden gümrük vergileri ile toplu konut fonunun tahsili kaydıyla satışının uygun bulunduğunun bildirildiği, sözü edilen aracın … tarihinde gümrük ambarına teslim edilerek … gün ve … sayılı giriş beyannamesi ile gümrük vergileri ödenmek suretiyle ithal işleminin tamamlandığı, daha sonra yapılan inceleme neticesinde, gümrük vergileri hesaplanırken A.TR.1 belgesi ibraz olunmadığı halde tavizli vergi oranının uygulanması suretiyle noksan vergi tahakkuk ettirildiğinden bahisle, aradaki vergi oranı farkı üzerinden davaya konu ek tahakkukun yapıldığı anlaşılmıştır.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 8’inci maddesinin 14’üncü fıkrasının (a) bendinde, Gümrük Giriş Tarife Cetvelinin 87.02, 87.09, 87.10 ve 87.11 pozisyonlarında yer alan ve münhasıran malul ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere hususi surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunan ve bunlar tarafından ithal edilen motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosiklet ve binek otomobillerinin ithalinin gümrük vergisinden muaf olduğu, bu fıkra gereğince yurda sokulan kara nakil vasıtalarının malul ve sakat olmayanlara herhangi bir şekilde devri halinde gümrük vergisinin alınacağı, ancak bu fıkra gereğince yurda sokulan kara nakil vasıtalarının başka bir malul ve sakata devri veya bunların ölümü sonucu varislerine intikali halinde gümrük vergilerinin alınmayacağı hükme bağlanmış, “Vergi Mükellefiyetinin Başlangıcı” başlıklı 3’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasında ise, yurda muaf olarak sokulduğu halde, muafiyetten faydalanmayan şahıslara veya yerlere satılan veya devrolunan ya da muafiyetten faydalanmayan hususlar için kullanılan eşyanın vergi ödeme mükellefiyetinin, ilgililer tarafından gümrük idaresine yapılacak beyan tarihinde, beyan yapılmamış ise devir veya satış tarihinde, bu tarih tespit edilemiyorsa buna gümrük idaresince bilgi edinildiği tarihte başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yer verilen hükümlere göre, yurda muaf olarak getirilen eşyaya ilişkin vergi mükellefiyeti ithal anında ve muafiyet şartlarına uyulduğu sürece söz konusu olmamakta, muafiyet şartlarının ihlali durumunda vergi mükellefiyeti başlamaktadır.
Olayda, … tarihinde ithal edilen araç muafiyet kapsamında olduğundan, ithal anında vergi mükellefiyeti doğmamış bulunmaktadır. Söz konusu araca ilişkin vergi mükellefiyeti, davacı tarafından gümrüğe başvurularak gümrük vergileri ödenmek suretiyle kat’i olarak ithalinin talep edilmesi nedeniyle başlamış bulunmaktadır.
Mahkemece, … tarihinde fiili ithalinin gerçekleştirilmiş olmasına karşın, vergilerin 3 yıllık zaman aşımı süresi geçirildikten sonra 10.10.1996 tarihli yazı ile mükelleften istenilmiş olması sebebiyle olayda zaman aşımı bulunduğu hususu karara gerekçe olarak alınmış ise de, yukarıda da belirtildiği üzere, davaya konu ek tahakkuk, … gün ve … sayılı giriş beyannamesi ile muafiyetten yararlanmayan üçüncü kişilere satılmak amacıyla gümrük vergileri ödenmek suretiyle ithal edilen araca ait vergiler hesaplanırken A.TR.1 belgesi ibraz edilmediği halde tavizli vergi oranı üzerinden vergi hesaplandığından bahisle yapılmış olup, … tarihinde herhangi bir vergi mükellefiyeti ile ödenmesi gereken bir vergi bulunmadığından ve uyuşmazlık, … tarihinde ödenen vergiler hesaplanırken A.TR.1 belgesi ibraz edilmemiş olmasına rağmen tavizli vergi oranının uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin olduğundan, olayda zaman aşımı bulunduğu gerekçesiyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu durumda, olayda zaman aşımı bulunmadığından, işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; işin esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 9.2.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.