Danıştay Kararı 7. Daire 1998/2476 E. 1999/566 K. 16.02.1999 T.

7. Daire         1998/2476 E.  ,  1999/566 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/2476
Karar No: 1999/566

Temyiz İsteminde Bulunan : …Bankası Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : …Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Türkiye’de açılan ihaleyi kazanan yurt dışında yerleşik yabancı şirkete, ihaleyi açan kuruluşa sunulmak üzere verilen teminat mektubunun dayanağını oluşturan ve yabancı bir banka tarafından düzenlenip davacı bankanın yurt dışında faaliyet gösteren şubesine verilen kontrgaranti belgesine ait damga vergisinin ödenmediğinden bahisle, bankalar yeminli murakıbınca düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden 1997 yılının Mayıs dönemine ilişkin olarak salınan kusur cezalı damga vergisi ile 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 27’nci maddesine istinaden kesilen cezanın kaldırılması istemiyle açılan davayı; 488 sayılı Kanunun 1, 2, 3 ve 25’inci maddelerini açıklayarak, olayda, vergiye tabi tutulan kontrgarantilerin Türkiye’ye getirilmeyip davacı bankanın Bahreyn Şubesine ibraz edildiğinin çekişmesiz olduğu, Bahreyn şubesinin Anafartalar şubesine çektiği mesaj ve kontrgaranti metnini içeren teleks mektubu üzerine … şubesince ihaleye katılan yabancı firmaya kontrgarantiye dayalı olarak teminat mektubu verildiği, böylece, kontrgarantinin hükmünden Türkiye’de faydalanıldığı, bu sebeple yapılan cezalı tarhiyatta isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; yabancı ülkedeki şubeye hitaben düzenlenen ve Türkiye’ye getirilmeyen kontrgarantinin hükmünden Türkiye’de yararlanılmasının söz konusu olmadığı, yurt dışındaki şubenin … şubesine gönderdiği talimatın şubeler arası dahili bir muamele olduğu, kontrgarantinin vergiye tabi tutulması durumunda da, vergi mükellefinin, hükmünden yararlanan yabancı şirket olacağı, vergilendirilmeyen kağıdın işleme konulması sebebiyle kendilerinin sorumluluğunun, sadece 488 sayılı Kanunun 27’nci maddesinde öngörülen cezayla sınırlı olması gerektiği ileri sürülerek bozulması ve duruşma yapılması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Türkiye’ye getirilmemiş olmasına rağmen kontrgarantinin hükmünden Türkiye’de yararlanıldığı açık olup, bu belgenin vergiye tabi olması gerekir.
Ancak, olayda damga vergisine tabi tutulan belgenin, kontragaranti mi yoksa Bahreyn şubesinin Anafartalar Şubesine gönderdiği talimat yazısı mı olduğunun araştırılıp, kontrgaranti üzerinden vergi salınmış olması durumunda davanın reddi, talimat yazısının vergilendirilmiş olması durumunda ise tarhiyatın kaldırılması gerekeceğinden, söz konusu husus araştırılmadan verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile yapılacak araştırma sonucunda yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi bulunduğu, kanundaki kağıtlar teriminin yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade ettiği, yabancı memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzelenen kağıtların, Türkiye’de resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine devir veya ciro işlemleri yürütüldüğü veya herhangi bir suretle hükümlerinden faydalanıldığı takdirde vergiye tabi tutulacağı; 3’üncü maddesinde, yabancı memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtların vergisini; herhangi bir suretle hükümlerinden faydalananların ödeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı banka tarafından Türkiye’de ihale kazanan yabancı firmaya, ihaleyi açan kuruluşa sunulmak üzere teminat mektubu düzenlenip verildiği, bu teminat mektubuna ait damga vergisinin ödendiği, ancak söz konusu teminat mektubunun dayanağını (teminat mektubunun garantisini) oluşturan ve yabancı bir bankaca düzenlenip davacı bankanın yurt dışında faaliyet gösteren şubesine verilen kontrgarantinin vergisinin ödenmemesi üzerine davaya konu cezalı damga vergisi salınıp, ayrıca, Damga Vergisi Kanununun 27’nci maddesi uyarınca ceza kesildiği anlaşılmıştır.
Davacı banka tarafından kontrgarantinin yurt dışındaki şubede tutulduğu, yurda getirilmeyen belgenin hükmünden yararlanılmadığı ileri sürülmekte ise de, yabancı şirkete verilen teminat mektubunun dayanağını oluşturan ve banka açısından, verilen teminat mektubuna karşı garanti teşkil eden kontrgarantinin hükmünden Türkiye’de yararlanıldığı açık olduğundan, söz konusu iddia kabule şayan görülmemiştir.
Diğer yandan, banka şubeleri aynı banka genel müdürlüğünün birer birimleri olup, şubeler tarafından yapılan işlemler aynı tüzel kişi adına yapıldığından, vergiye tabi olması gereken bir belgenin Türkiye’deki bir şubede bulunması ile yurt dışındaki bir şubede bulunması arasında, kağıdın hükmünden yararlanılması açısından herhangi bir fark bulunmadığı cihetle, mahkeme kararının vergi aslına ilişkin kısmında isabetsizlik görülmemiştir.
Kesilen kusur cezası ile 488 sayılı Kanunun 27’nci maddesi uyarınca kesilen cezaya gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunun 88’inci maddesiyle değişik 369’uncu maddesinde, yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları halinde vergi cezası kesilmeyeceği; 413’üncü maddesinde, mükelleflerin, Maliye Bakanlığından veya Maliye Bakanlığının bu hususta yetkili kıldığı makamlardan, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında izahat isteyebilecekleri, alacakları cevaplara göre hareket eden mükelleflerin bu hareketleri cezayı istilzam etse dahi ceza kesilmeyeceği hükümlerine yer verilmiş; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 27’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında ise, bankaların, vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kağıtları, usulen vergi ve cezası ödenmedikçe işleme koyamayacakları, vergi ve cezası ödenmeden bu kağıtları işleme koyan ilgili bankadan, kağıdın mükelleflerinden alınacak ceza miktarınca ayrıca ceza alınacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, … Bankası Anonim Şirketi Genel Müdürlüğünün 1.12.1983 günlü dilekçesine cevaben gönderilen Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün 30.1.1984 gün ve 4961 sayılı yazısında, yurt dışında düzenlenen ve Türkiye’ye gönderilmeyen kağıtların damga vergisine tabi tutulmasının mümkün olmadığı belirtilmiş, yine Türkiye Bankalar Birliğince 5.3.1997 gün ve 1286 sayılı yazıyla davacı bankaya iletilen Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün 25.2.1997 gün ve 7063 sayılı yazısında, yurt dışındaki muhabir banka tarafından düzenlenen ve yurt dışındaki Türk banka şubesine gönderilen ve burada muhafaza edilen kontrgarantinin damga vergisine tabi tutulmayacağı vurgulandığından olayda yanılma halinin varlığı açıktır.
Bu sebeple, yetkili makamların yazılı görüşleri doğrultusunda hareket eden davacı banka adına, 213 sayılı Kanun uyarınca kesilen kusur cezasında kanuna uyarlık bulunmamaktadır.
Mahkemece yeterince irdelenmeyen, 488 sayılı Kanunun 27’nci maddesi uyarınca kesilen ceza hakkında ise, yukarıda değinilen hususlar doğrultusunda yapılacak değerlendirmeden sonra yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen reddine; mahkeme kararının vergi aslına yönelik kısmının onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 4.8 oranında ve …liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına; temyiz isteminin kısmen kabulüne; mahkeme kararının kesilen kusur cezası ve Damga Vergisi Kanununun 27’nci maddesi uyarınca kesilen cezaya ilişkin kısmının bozulmasına, bozma kararı üzerine verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 16.2.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.