Danıştay Kararı 7. Daire 1998/2384 E. 1999/515 K. 11.02.1999 T.

7. Daire         1998/2384 E.  ,  1999/515 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/2384
Karar No: 1999/515

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …İnşaat ve Ticaret Sanayi Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Yükümlü şirkete ait iki adet çekicinin 1996 ve 1997 yıllarına ilişkin motorlu taşıtlar vergisinin 20.001 kg ve daha yukarı istiap haddine göre ödenmesi gerekirken, 14.000 kg istiap haddine göre ödendiğinden bahisle eksik ödenen motorlu taşıtlar vergisinin gecikme zammı ile birlikte tahsiline dair işlemi; 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 1, 5 ve 6’ncı maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden, Karayolları Trafik Kanununa göre trafik şube veya bürolarına kayıt ve tescil edilmiş ve motorlu taşıtlar vergisine tabi bulunan motorlu kara taşıtlarından, kamyonet, kamyon, çekici ve benzeri taşıtlardan istiap haddine göre vergi alınacağı sonucuna varıldığı, aynı Kanunun 9, 10 ve 11’inci maddelerinin incelenmesinden ise, motorlu taşıtlar vergisinin yasanın belirlediği hallerde tahakkuk etmiş sayılacağı kuralına yer verildiği; dava konusu uyuşmazlıkta, beyan olunan istiap haddi üzerinden ödenen verginin, taşıtın satılması aşamasında idarece kabul olunmayarak, daha fazla istiap haddi üzerinden ödenmesi gerektiğinden bahisle yapılan tahsilat işleminin, verginin, yasanın belirlediği anlamda tahakkuk etmiş sayılması söz konusu olmadığından hukuki dayanağının olmadığı; vergi tekniği açısından ikmalen tarhiyat anlamındaki bu işlemin tarh ve tebliğ edilmesi suretiyle tahakkukunun sağlanması gerekirken, doğrudan tahsil işlemine geçilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; motorlu taşıtlar vergisindeki eksik ödenen fark vergilerin ikmalen tarhiyat olmadığı, ortada ödenmesi gereken safhaya gelmiş bulunan bir verginin eksik ödenmesinden kaynaklanan bir durumun bulunduğu, bu durumda yükümlüye ayrıca ihbarname düzenlenmesinin yasal olarak mümkün olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi : Uyuşmazlık, davacı şirket adına kayıtlı bulunan iki adet çekicinin 1996 ve 1997 yıllarına ilişkin motorlu taşıtlar vergisinin 20.001 kg ve daha yukarı istiap haddine göre ödenmesi gerekirken 14.000 kg istiap haddine göre ödendiğinden bahissle, eksik ödenen motorlu taşıtlar vergisinin gecikme zammı ile birlikte tahsili işleminden doğmuştur.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete ait çekicilerin satışı aşamasında istenen motorlu taşıtlar vergisi, bu aşamada yükümlü tarafından da ödendiğinden tarh, tahakkuk ve tebliğ edilmiş sayılacağı için, mahkemece, ikmalen tarhiyet anlamındaki bu işlemin ihbarname esasına göre tarh ve tebliği ile tahakkukunun sağlanması gerekirken, doğrudan tahsil işlemine geçilmesinde isabet bulunmadığı yolunda verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Yükümlü kuruluşun sahibi olduğu 2 adet çekici için 1996-1997 yılı motorlu taşıt vergisinin eksik yatırılmış olduğunun sözü geçen taşıtların satışı esnasında ortaya çıkması üzerine tahsil olunan vergi ve gecikme zammı açılan dava sonucunda vergi mahkemesince “İhbarname esasına göre ve vergi zıyaı nedeniyle ceza uygulanması da göz önüne alınarak ikmalen tarhiyat anlamındaki bu işlemin tarh ve tebliğ edilmesi suretiyle tahakkukunun sağlanması gerekirken, doğrudan tahsil işlemine geçilmesinde isabet bulunmadığı gerekçesi ile iptal edilmiş olup,davalı idarece bu kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinin ilk iki fıkrasında da,motorlu taşıtlar vergisinin taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından her yılın ocak ayının başında yıllık olarak tahakkuk ettirilmiş sayılacağı; şu kadar ki yıl içinde bu kanunun 10’uncu ve 11’inci maddeleri gereğince vergi miktarlarında bir değişiklik olması halinde bu değişikliğe göre ödenecek verginin; değişiklik takvim yılının ilk altı ayında yapılmış ise takip eden son altı aylık dönemin başında; son altı ayında yapılmış ise takip eden takvim yılı başında tahakkuk ettirilmiş sayılacağı; ikinci fıkrasında da tahakkuk ettirilen verginin ayrıca mükellefe tebliğ olunmayacağı ve verginin tahakkuk ettirilen günde tebliğ edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununda,önceden tahakkuk etmiş bulunan vergi miktarlarında tarife değişikliklerinde veya 10 ve 11 nci maddelere bağlı olarak meydana gelenlerle değişikliklerin ihbarname ile mükelleflere tebliğ olunacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
Araç taşıma kapasitesinin yanlış hesaplanması nedeniyle eksik alındığı anlaşılan motorlu taşıtlar vergisi için 197 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükmü uyarınca ihbarname düzenlenmesine ve mükellefine tebliğine gerek bulunmadığı cihetle,bu şekilde tahsil olunan verginin aksi görüşten hareketle iptaline ilişkin vergi mahkemesi kararında isabet görülmediğinden, vergi dairesi temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı Yasanın 49 uncu maddesinin 1/b fıkrası hükmü uyarınca bozulmasının gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık; davacı şirket adına kayıtlı bulunan iki adet çekicinin 1996 ve 1997 yıllarına ilişkin motorlu taşıtlar vergisinin 20.001 kg ve daha yukarı istiap haddine göre ödenmesi gerekirken, 14.000 kg istiap haddine göre ödendiğinden bahisle, eksik ödenen motorlu taşıtlar vergisinin gecikme zammı ile birlikte tahsili işleminden doğmuştur.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin (a) fıkrasında, Karayolları Trafik Kanununa göre, trafik şube veya bürolarına kayıt ve tescil edilmiş bulunan motorlu kara taşıtlarının, motorlu taşıtlar vergisine tabi olduğu belirtilmiş olup, 5’inci maddesinde, otomobil, kaptıkaçtı, panel ve arazi taşıtlarının bu kanuna ekli (I) sayılı tarifeye göre vergilendirilmesi öngörülmüş, 6’ncı maddesinde (I) sayılı tarifede yazılı taşıtlar dışında kalan motorlu kara taşıtlarının (II) sayılı tarifeye göre vergilendirileceği hükme bağlanmış, aynı tarifenin (C) işaretli bölümünde ise, kamyonet, kamyon, çekici ve benzeri taşıtlardan istiap haddine göre vergi alınacağı, anılan yasanın 9’uncu maddesinde de, motorlu taşıtlar vergisinin, taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından her yılın Ocak ayının başında yıllık olarak tahakkuk ettirilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 20, 21, 22 ve 23’üncü maddelerinde verginin tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsili tanımlanmış olup, vergi alacağının, kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak, bu alacağı miktar itibarıyla tespit eden işlemin verginin tarhı olduğu; vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlarca mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildiriminin verginin tebliği olduğu; tarh ve tebliğ edilen verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesinin, tahakkuk olduğu; verginin kanuna uygun surette ödenmesinin ise tahsil olduğu açıklanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, mahkemece, her ne kadar davacı şirkete ait çekicilerin 14.000 kg istiap haddi üzerinden ödenen motorlu taşıtlar vergisinin; anılan çekicilerin satışı sırasında idarece kabul edilmeyerek, 20.001 kg ve daha üzeri istiap haddi üzerinden ödenmesi gerektiğinden bahisle yapılan tahsilat işleminin, vergi tekniği açısından bir ikmalen tarhiyat olduğu ve bu nedenle de işlemin, ihbarname esasına göre, tarh ve tebliği ile tahakkukunun sağlanması gerekirken, doğrudan tahsil işlemine geçilmesinde isabet bulunmadığı yolunda karar verildiği görülmüşse de, olayda, davacı şirkete ait çekicilerin satışı aşamasında istenen motorlu taşıtlar vergisi, yükümlü tarafından ödendiğinden, Vergi Usul Kanununun yukarıda belirtilen hükümleri uyarınca, söz konusu verginin tarh, tahakkuk ve tebliğ edilmiş sayılacağının ve ortada, bir idari davanın görülebilmesi koşullarının oluştuğunun kabulü gereklidir.
Bu duruma göre, mahkemece yükümlü iddiaları da göz önünde bulundurularak işin esasına geçilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 11.2.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.