Danıştay Kararı 7. Daire 1998/2266 E. 1999/2062 K. 18.05.1999 T.

7. Daire         1998/2266 E.  ,  1999/2062 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/2266
Karar No: 1999/2062

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : … Nakliyat ve Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Yükümlü şirket adına tescilli transit beyannamesi muhteviyatı eşyanın yurt dışı edilmediğinden bahisle başlangıçta tahakkuk ettirilen gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla teminat mektubunun nakde çevrilmesine ilişkin işlemi; 1615 sayılı Yasanın 86’ncı maddesinden bahsedilerek, dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket adına tescilli kara manifestosu muhteviyatı eşyanın yurt dışı edilmemesi nedeniyle, söz konusu eşyaya ait gümrük vergi ve resimlerinin, yükümlü şirketin Ankara Gümrük Saymanlık Müdürlüğü nezdinde bulunan teminat mektubundan tahsilinin istenildiğinin anlaşıldığı; olayda ise, Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uyarınca herhangi bir takibat yapılmadığı gibi, üç yıllık zaman aşımı süresi geçtikten çok sonra tahakkuk yapıldığı gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; eşyanın yurt dışı edildiği hususu Gümrük Kanununun 94’üncü maddesine göre kanıtlanamadığından, gümrük vergi ve resimlerinin faiziyle birlikte tahsili yoluna gidilmesinde yasal isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Uyuşmazlık, transit taşınan eşyanın yurt dışı edilememesi nedeniyle, teminata bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla yükümlü şirket adına tesis edilen işlemin iptali istemine ilişkindir.
Olayda, yurda giriş sırasında teminata bağlanarak ertelenen gümrük vergi ve resimlerinin, 1615 sayılı Yasa hükümlerine göre değil, 6183 sayılı Yasanın teminatlı alacaklarda takibe ilişkin hükümlerine göre takip ve tahsil edilmesi mümkündür. Dolayısıyla, konunun ortada tahsil zaman aşımı bulunup bulunmadığı yönünden incelenmesi ve zaman aşımı süresinin geçmemiş olduğu belirlendiğinde de işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabul edilerek, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
1615 sayılı Gümrük Kanununun, Üçüncü Ayrımının transit rejimini düzenleyen birinci bölümünde yer alan 90’ıncı maddenin 1’inci fıkrasında, yabancı bir memleketten başka bir memlekete gitmek üzere Türkiye’den geçen yolcular ile eşya ve taşıtların Türkiye’de transit halinde sayıldıkları belirtilmiş; aynı Kanunun “Muayene ve Teminat” başlıklı 92’nci maddesinin 1’inci fıkrasında da, “Demiryolları ile yapılacak milletlerarası transit ile 28’inci maddenin son fıkrası hükmü gereğince aynı mahiyette telakki ve işleme tabi tutulacak transit işlemleri hariç, başka kara taşıtları ile yapılacak adi transit işlemlerinde eşyanın vergileri teminata bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 54, 55 ve 56’ncı maddelerinde ise, ödeme müddeti içinde ödenmeyen kamu alacaklarının cebren takip ve tahsiline ilişkin düzenlemeler yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden; transit rejimine tabi olarak Habur Gümrük kapısından çıkarılmak üzere İskenderun Giriş Gümrük Müdürlüğünden girişi yapılan ve gümrük vergi ve resimleri teminata bağlanan eşyanın zorlayıcı sebeplerden dolayı yurt dışı edilemediğinin Gümrük Kanununun 94’üncü maddesinde öngörülen mahkeme ilamı veya en büyük idare amiri tarafından verilecek belgelerle kanıtlanamadığından ve ayrıca, yurt dışı edildiğine dair belge de ibraz edilemediğinden bahisle, söz konusu gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla Ankara Saymanlık Müdürlüğünde bulunan davacı şirkete ait teminat mektubunun nakde çevrilmesine ilişkin işlemin tesis edildiği anlaşılmakta olup; açılan dava sonucunda, mahkemece, işlemin iptaline karar verilmiştir.
Yukarıda değinilen mevzuat hükümlerine göre, geçici olarak ithal edilen eşyaların gümrük vergi ve resimlerinin giriş esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanması nedeniyle, söz konusu vergilerin yeniden tahakkuku gerekmeyeceğinden; Gümrük Kanununun 86’ncı maddesinin olaya uygulanması mümkün değildir. Bu sebeple, mahkeme kararının tahakkuk zaman aşımına ilişkin gerekçesi yerinde görülmemiştir.
Tahakkuk ettirilerek tahsil aşamasına gelen vergilerin, bu tarihten sonra, ancak, tahsil zaman aşımına uğraması söz konusu olabileceğinden, olayda, tahsil zaman aşımının bulunup bulunmadığı hususunun irdelenmesi gerekmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Tahsil Zamanaşımı” başlıklı 102’nci maddesinde, amme alacağının, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrayacağı; aynı Kanunun 103’üncü maddesinde de, amme alacağının teminata bağlanmasının zaman aşımını keseceği; kesilen zaman aşımının teminatın kalktığı takvim yılını takip eden takvim yılının ilk gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı hükümlerine yer verilmiştir.
Olayda, transit beyannamesiyle ithal edilen eşyalara ait gümrük vergi ve resimleri tahakkuk ettirilerek teminata bağlanmış olduğundan; 6183 sayılı Kanunun yukarıda değinilen hükümleri uyarınca, teminata bağlanma hali devam ettiği sürece, tahsil zaman aşımının işlemesine olanak yoktur. Transit taşımacılıkta, Gümrük Müsteşarlığı ile Uluslararası Nakliyeciler Derneği arasında imzalanan protokolün 7’nci maddesi hükmüne göre, başlangıçta tahakkuk eden gümrük vergi ve resimleri, global teminat sistemi içerisinde teminata bağlanmakta, teminatın nakde çevrildiği tarihe kadar da bu durum devam etmekte ve bu sisteme göre, kesinleşen amme alacağı, taşımacılık yapan şirketin Ankara Gümrük Saymanlık Müdürlüğünde bulunan teminat mektubundan tahsil edilmektedir.
Bu durumda, olayda; kamu alacağının tahsil zaman aşımına uğraması da söz konusu olamayacağından, davanın, esasının incelenerek karara bağlanması gerekirken; aksi yolda tesis edilen kararda isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 18.5.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.