Danıştay Kararı 7. Daire 1998/1968 E. 1999/1155 K. 17.03.1999 T.

7. Daire         1998/1968 E.  ,  1999/1155 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/1968
Karar No: 1999/1155

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …Mensucat T.A.Ş.
İstemin Özeti : Yatırım teşvik belgesine bağlanan yatırımın finansmanında kullanılmak üzere temin edilen yabancı kaynaklı kredi nedeniyle, kredinin garantörü Türkiye’de yerleşik banka ile davacı şirket arasında düzenlenen kredi sözleşmesi esas alınarak yapılan damga vergisi tarhiyatını; 3505 sayılı Kanunun 2’nci maddesinin uygulanmasına açıklık kazandırmak amacıyla yayımlanan İhracat ve Yatırımlarda Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkında 2 seri nolu Tebliğin 4.2.2.’inci bölümünde, damga vergisi ve harç istisnasının, “kredilerin alınması” ve “geri ödenmesi”ne kadar geçecek süre içinde yapılacak işlemlerin tamamına tatbik edileceği, ancak, akreditif gibi “kredinin kullanılması” ile ilgili işlemlere tatbik edilemeyeceğinin belirtildiği; bu nedenle, kredi alınmasına ilişkin bulunan sözleşmenin içeriğinin damga vergisine tabi tutulmaması icap ettiği gerekçesiyle iptal eden …Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:…sayılı kararının; davacı şirket tarafından temin edilen kredinin nakdi kredi olduğu, nakdi krediler ile ilgili sözleşmelerin ise, Maliye Bakanlığının 97/1 sayılı İç Genelgesi ve 3505 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesi uyarınca çıkarılan 2 seri nolu Tebliğ hükümleri uyarınca damga vergisi istisnasından yararlanamayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, yatırım teşvik belgesine bağlanan yatırımın finansmanında kullanılmak üzere, yurt dışında yerleşik bir bankadan akreditif kredisi temini amacıyla Türkiye’de yerleşik aracı banka ile davacı şirket arasında genel kredi sözleşmesi düzenlendiği; bu sözleşmede yazılı tutar üzerinden tahakkuk ettirilen damga vergisinin, davacı şirketçe ihtirazi kayıtla ödenmesinden sonra, açılan dava sonunda, sözkonusu tahakkukun, temyize konu vergi mahkemesi kararıyla iptal edildiği anlaşımıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun Mükerrer 30’uncu maddesine 3393 sayılı Kanunun 5’inci maddesi ile eklenen 2’nci fıkrada, Bakanlar Kurulu’nun, uluslararası kurumlardan, yabancı ülkelerin kredi kuruluşlarından ve diğer her türlü dış kaynaklardan doğrudan doğruya veya Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar vasıtasıyla verilecek krediler ve bu kredilerin geri ödenmesi nedeniyle düzenlenen kağıtların tabi olduğu damga vergisi nispetini “0” sıfıra kadar indirmeye, indirilen nispeti kanuni seviyesine kadar çıkarmaya ve bu nispetler dahilinde kredi nevileri itibarıyla farklı nispetler tespit etmeye ve bu konu ile ilgili usul ve esasları tayin etmeye yetkili olduğu belirtilmiş; anılan madde hükmü ile verilen yetkiye dayanılarak hazırlanan ve 17.9.1987 günlü, 19577 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 87/12067 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1’inci maddesinin (a) bendi ile, uluslararası kurumlardan, yabancı ülkelerin kredi kuruluşlarından ve diğer her türlü dış kaynaklardan doğrudan doğruya veya Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar vasıtasıyla temin edilen dış kredilerin, sadece alınması sırasında ilk defa düzenlenen kağıtlar ile bu kredilerin söz konusu kuruluşlara geri ödemesi dolayısıyla düzenlenen kağıtlar için damga vergisi oranının “0” sıfır olarak uygulanması kararlaştırılmıştır.
Olayda, vergisi uyuşmazlık konusu sözleşmenin, davacı tarafından temin edilen dış kaynaklı kredinin alınması sırasında ilk defa düzenlendiği taraflar arasında ihtilafsız olup, yukarıda anılan Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, damga vergisi oranının “0” sıfır olarak uygulanması gerekmektedir.
Vergi dairesince, sözleşme içeriği kredinin nakdi kredi olması nedeniyle, sözleşmenin, kanuni vergi nispeti üzerinden damga vergisine tabi tutulması gerektiği ileri sürülmekte ise de; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun yukarıda açıklanan mükerrer 30’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında, Bakanlar Kurulu, kredi nevileri itibarıyla farklı nispetler tespit etmeye yetkili kılındığı halde, 87/12067 sayılı Kararnamede, yetki bu yönde kullanılmayarak, dış kaynaklı tüm kredilerin alınması ve geri ödenmesi dolayısıyla düzenlenen kağıtlar için uygulanacak damga vergisi “0” olarak tespit edildiğinden, bu iddiaya itibar etme olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına, 17.3.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.