Danıştay Kararı 7. Daire 1998/1842 E. 1999/1137 K. 17.03.1999 T.

7. Daire         1998/1842 E.  ,  1999/1137 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/1842
Karar No: 1999/1137

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …Tekstil Ürünleri İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İstemin Özeti : Sermaye artırımına ilişkin damga vergisi beyannamesini yasal süresinden sonra pişmanlık talebiyle veren yükümlü şirket adına kesilen kusur cezasını; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371’inci maddesi ile Damga Vergisi Kanununun 22’nci maddesinden bahisle, olayda, sermaye artırılması işlemlerinden dolayı 3 ay içinde ödenmesi gereken damga vergisini ödemeyen, ancak daha sonra davalı idareye kendiliğinden başvurarak pişmanlık ve ıslah müessesesinden yararlanmak isteyen davacı şirketin, anılan müesseseden yararlandırılması gerekeceğinden, kesilen kusur cezasında isabet bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran …Vergi Mahkemesinin … gün ve E:… K:…sayılı kararının; davacı şirketin sermaye artışına ilişkin kararının … Noterliğince tasdik edilmesi üzerine, adı geçen noterliğin bu hususu kendilerine bildirmesinin ihbar olarak değerlendirildiği, bu itibarla davacının pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanamayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; sermaye artırımına ilişkin damga vergisi beyannamesini yasal süresinden sonra pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteğiyle veren yükümlü şirket adına kesilen kusur cezasını kaldıran vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 22’nci maddesini (a) fıkrasında; makbuz karşılığı ödemelerde damga vergisinin, anonim, kooperatif, eshamlı komandit ve limited şirket mukavelenamelerinin veya bunların sermaye artışlarıyla süre uzatmaları hakkındaki kararlarının tescil ve ilanı tarihinden itibaren 3 ay içinde ödeneceği hükme bağlanmış olup; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371’inci maddesinde ise, beyana dayanan vergilerde kaçakçılık, ağır kusur ve kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere maddede yazılı kayıt ve şartlarla kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezalarının kesilmeyeceği belirtilerek, mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce muhbir tarafından herhangi resmi bir makama dilekçeyle veya şifahi beyanı tutanakla tevsik edilmek suretiyle haber verilen hususta ihbarda bulunulmamış olması şartlar arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin sermaye artışına ilişkin kararını onaylayan …1. Noterliğinin, bu durumu, 17.2.1997 tarihinde davalı Vergi Dairesine bildirdiği; bu tarihten sonra ticaret siciline tescil edilen sermaye artışının, 14.3.1997 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayımlandığı ve 6.8.1997 tarihinde de, sermaye artışından kaynaklanan damga vergisine ait beyannamenin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteğiyle verildiği anlaşılmıştır.
Olayda; davalı idarece, her ne kadar, davacı şirketin sermaye artışının tasdikine ilişkin …1. Noterliğinin 17.2.1997 tarihli bildiriminin ihbar olarak kabul edilmesi nedeniyle, davacı şirketin yukarıda bahsedilen Vergi Usul Kanununun 371’inci maddesi hükmünden yararlanamayacağı ileri sürülmekte ise de; dosyadaki bilgi ve belgelerden, sermaye artışının tescilinin, anılan noterlik onayının Vergi Dairesi Müdürlüğüne bildirim tarihinden sonra olduğu; damga vergisinin doğduğu bu tarihten sonra ise, herhangi bir ihbarın bulunmadığı anlaşıldığından; davacı şirketin, pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanması gerekeceğinde kuşku yoktur. Bu itibarla, temyize konu vergi mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına, 17.3.1999 tarihinde oybiriliği ile karar verildi.