Danıştay Kararı 7. Daire 1998/1582 E. 1999/1144 K. 17.03.1999 T.

7. Daire         1998/1582 E.  ,  1999/1144 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/1582
Karar No: 1999/1144

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : …Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Gemlik Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli gümrük giriş beyannamesi ile ithal olunan eşyanın beyan edilen kıymetinin düşük bulunması üzerine tahakkuk ettirilen ek gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55’inci maddesinden bahsedilerek, dava konusu ödeme emrinin dayanağını teşkil eden tahakkukun kaldırılması istemiyle mahkemelerinde …esas sayısı ile açılan davada, tahakkukun kaldırılması yolunda karar verildiği; bu durumda, esası dava konusu yapılarak henüz kesinleşmemiş bulunan ve daha sonra da mahkemece kaldırılan amme alacağının, tahsili yoluna gidilerek ödeme emri düzenlenmesinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden …Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; davacıya tebliğ edilen ek tahakkuka karşı süresinde itiraz edilmediği için kesinleştiği, bu nedenle kesinleşen amme alacağının tahsili yoluna gidilmesinde yasal isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; fiili ithali 29.4.1993 tarihinde gerçekleştirilen eşya dolayısıyla yapılan ek tahakkuka, tebliğ olunduğu 18.2.1997 tarihinden itibaren işleyen onbeş günlük sürenin geçirilmesinden sonra, 6.3.1997 tarihinde gümrük idaresinin kaydına giren dilekçe ile itirazda bulunulduğundan ve bu suretle tahakkukun kesinleştiğinden bahisle, dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği; bu ödeme emrine karşı açılan idari davada ise, Vergi Mahkemesince, itirazın süresinde olmadığı yolundaki işlemin, açılan dava sonunda, mahkemelerinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararıyla iptal edildiği gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verildiği ve işbu dosyada, bu kararın temyizen bozulmasının davalı idarece istenildiği anlaşılmıştır.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 86’ncı maddesinde; kanuna göre alınması gereken gümrük vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyadan bu suretle hiç alınmamış veya noksan alınmış vergilerin eşyanın fiili ithal tarihinden itibaren üç yıl içinde ilgili gümrüğüne yazı ile bildirilerek mükelleflerinden isteneceği açıklanmış; Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 3.4.1987 gün ve E:1986/3; K:1987/1 sayılı kararında da, aykırı içtihatlar, ödeme emrine karşı açılan idari davada, idari yargı yerince, tahakkuk zaman aşımı da nazara alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği şeklinde birleştirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere; ödeme emrine konu edilen vergilere ilişkin ek tahakkukun fiili ithal tarihinden itibaren üç yıllık zaman aşımı süresi geçirildikten sonra mükellefine tebliğ olunduğu açıktır. Buna göre, ödeme emrinin kamu alacağının zaman aşımına uğramış bulunması sebebiyle iptali gerekmekte ise de; bu durum, sonucu itibarıyla yerinde görülen vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Açıklanan bu nedenle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına, 17.3.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.