Danıştay Kararı 7. Daire 1998/1537 E. 1999/1146 K. 17.03.1999 T.

7. Daire         1998/1537 E.  ,  1999/1146 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1998/1537
Karar No: 1999/1146

Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar: 1) …Vergi Dairesi Müdürlüğü
2) … Bankası Merkez Şubesi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Hazine garantisi altında, davacı banka tarafından …’e kullandırılan kredilere ilişkin borçların, 1995 yılı Bütçe Kanununun 45’inci maddesi uyarınca Hazine tarafından, Devlet tahvili karşılığında, 1.1.1995 tarihi itibarıyla, 30.4.1996 tarihinde devralınması ve söz konusu kredilere ait faizlerin iptali nedeniyle, bu faizler üzerinden 1995 yılı için tahakkuk ettirilerek ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisinin iadesi istemiyle şikayet yoluyla yapılan başvurunun reddi yolundaki işlemin iptali ve verginin ödendiği tarihten itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davada; 6802 sayılı Kanunun 28 ve 213 sayılı Kanunun 19’uncu maddesi açıklandıktan sonra; söz konusu madde hükümlerine göre, banka ve sigorta muameleleri vergisinde vergiyi doğuran olayın, banka veya sigorta şirketlerinin nakden veya hesaben para almaları olduğu; uyuşmazlık konusu olayda, davacı banka şubesince …’e kullandırılan krediler dolayısıyla hesaben faiz tahakkuk ettirilmesi suretiyle vergiyi doğuran olay meydana gelmiş ise de, bilahare, kullandırılan kredilere ilişkin borçların Hazine tarafından üstlenilmesi ve bu borçlara ait faizlerin iptal edilmesi nedeniyle vergiyi doğuran olayın ortadan kalktığı hususlarının anlaşıldığı; bu duruma göre, uyuşmazlığa konu banka ve sigorta muameleleri vergisinin dayanağı kalmadığından, bu verginin iadesi istemiyle yapılan şikayet başvurusunun reddi yolundaki işlemde isabet görülmediği; ancak, hukuka aykırı olarak alındığı için iadesine karar verilen vergi nedeniyle, ödendiği tarihten itibaren faize de hükmedileceğine ilişkin bir kanun hükmü bulunmadığından, davacının bu yöndeki talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, şikayet yoluyla yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali, faiz isteminin ise reddi yolundaki …Vergi Mahkemesinin …günlü, E:…; K:…sayılı kararının; davacı banka tarafından; borçlu olunmadığı halde ödenerek mahrum kalınan tutar nedeniyle faize hükmedilmemesinin ticari icaplara aykırı olduğu; idarece, banka ve sigorta muameleleri vergisinin, yapılan muamelelere dayandığı, bu muamelelere ve alınan veya tahakkuk ettirilen paralara ilişkin olarak sonradan yapılan değişikliklerin, kanunda bu yönde bir hüküm bulunmadığından, ödenen verginin iadesini sağlayamayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Taraflarca, karşılıklı temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Düzeltme talebi” başlıklı 122. maddesinde; mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri belirtilmiştir.
Vergi hatalarının düzeltilmesi istemlerinde davaya konu idari işlem, 213 sayılı Kanunun 124. maddesi hükmü gereğince düzeltme isteminin reddine ilişkin vergi dairesi işlemine karşı şikayet yoluyla başvuru sonucu Maliye Bakanlığınca tesis edilen ret işlemidir.
Olayda, düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan başvuru üzerine tesis edilen Maliye Bakanlığının iptali istemiyle dava açılmıştır.
Bu durumda, mahkemece Maliye Bakanlığı hasım mevkiine alınmak suretiyle uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerekirken vergi dairesi husumeti ile hüküm tesisinde yasa hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, karşılıklı temyiz istemlerinin reddiyle mahkeme kararının onanmasının gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacı banka tarafından …’e kullandırılan kredilere ilişkin borçların, 1995 yılı Bütçe Kanununun 45’inci maddesi uyarınca, Hazine tarafından devlet tahvili verilmek suretiyle 30.4.1996 tarihinde, 1.1.1995 tarihi itibarıyla devralındığı; davacı banka tarafından da, 1.1.1995 tarihinde mevcut ana para borcu ile devralınma tarihine kadar tahakkuk ettirilerek hesaben alınan faiz borçlarının iptal edildiği; 1995 yılı için tahakkuk ettirilen kredi faizleri için hesaplanarak ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisinin iade edilmesi gerektiğinden bahisle vergi dairesine yapılan başvurunun, 6.3.1997 gnü ve 587 sayılı işlem ile reddedildiği; 25.3.1997 tarihli dilkçe ile şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına yapılan başvurunun da, 16.5.1997 gün ve 20533 sayılı Maliye Bakanlığı işlemi ile reddi üzerine, bu işlemin iptali ile ödenen verginin faizi ile birlikte iadesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Düzeltme talebi” başlıklı 122’nci maddesinde; mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124’üncü maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri belirtilmiştir.
Vergi hatalarının düzeltilmesi istemlerinde davaya konu idari işlem, 213 sayılı Kanunun 124’üncü maddesi hükmü gereğince düzeltme isteminin reddine ilişkin vergi dairesi işlemine karşı şikayet yoluyla başvuru sonucu Maliye Bakanlığınca tesis edilen ret işlemidir.
Olayda da, davacı banka tarafından, şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına yapılan başvuru üzerine, anılan bakanlıkça tesis edilen işlemin iptali istemiyle, Maliye Bakanlığı hasım gösterilerek dava açıldığı, ancak, mahkemece, husumetin … Vergi Dairesi Müdürlüğüne yöneltilmesi suretiyle dosyanın bu şekilde tekemmül ettirildiği ve mahkeme kararının vergi dairesi müdürlüğüne tebliğini takiben, anılan vergi dairesi müdürlüğü ve davacı banka tarafından temyiz isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, dosyanın Maliye Bakanlığı husumetiyle tekemmül ettirilerek buna göre karar verilmesi ve kararın da anılan bakanlığa tebliğ edilmesi gerekirken, …Vergi Dairesi Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle karar verilmesinde ve tebligatın da vergi dairesi müdürlüğüne yapılmasında usul ve yasaya uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, taraflar temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 17.3.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.