Danıştay Kararı 7. Daire 1997/606 E. 1998/504 K. 18.02.1998 T.

7. Daire         1997/606 E.  ,  1998/504 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/606
Karar No: 1998/504

Temyiz İsteminde Bulunan : … Koll.Şti.
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : Derince Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 25.10.1988 gün ve …. sayılı geçici kabul beyannamesi ile ithal edilen jüt kanaviçenin süresi içinde yurt dışı edilemediğinden bahisle, yapılan süre uzatım talebini içeren başvuru üzerine, idarece yapılan ayniyat tespitinde, yükümlünün gösterdiği emtianın, geçici ithale konu eşya ile aynı olmadığının saptanması nedeniyle, söz konusu eşyalara isabet eden gümrük vergi ve resimleri ile faizin istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 1615 sayılı Gümrük Kanununun 118 ve 119’uncu maddelerinde, “Geçici Olarak Giren Eşya” ve “Geçici Muaflık” rejiminin düzenlendiği, 149’uncu maddesinde; geçici kabul ve geçici muaflık hükümlerinin ihlali halinde eşyaya terettüp eden vergilerin alınacağının belirtildiği; 176’ncı maddesinde ise, tahsil edilecek vergiye faiz uygulanmasına ilişkin esasların düzenlendiği; olayda, yükümlü şirket tarafından ithal edilen jüt kanaviçenin m2 ağırlığının 290-310 gram olarak beyan edildiği, muayene sonucunda da aynı hususun tespit olunduğu; söz konusu eşyanın yurtta kalma süresinin uzatılmasının istenilmesi üzerine yapılan ayniyata uygunluk denetiminde, eşyanın m2 ağırlığının 250 gram, yani ayniyata uygun olmadığının tespiti nedeniyle , ithal anında tahakkuk ettirilen ve teminata bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin faiziyle birlikte istenildiği; davacının bu tespite karşı; ithalat sırasında, bir başka eşya ile karıştırılması sonucu, beyannameye, eşyanın metrekare ağırlığının 250 gram yerine hataen 290-310 gram yazıldığını iddia ederek, beyannamenin düzeltilmesi talebinde bulunduğu, bu istemin reddi yolundaki işleme karşı …İdare Mahkemesinde açtığı davanın, anılan mahkemenin … gün ve … sayılı kararı ile; davacının beyanına itiraz etmesine yasal imkan bulunmadığı, ithale konu eşyaya ait beyanname ile birlikte aynı gün ve aynı saatte tescil olunduğu ve karışıklığa sebebiyet verdiği iddia edilen beyannamenin tescil tarihinin de, ithale konu eşyaya ait beyannamenin tescil tarihinden iki yıl sonraya rastladığı gerekçesiyle reddedildiği, aynı gerekçenin bu dava için de geçerli olduğu; bu itibarla, ithale konu eşyaya isabet eden gümrük vergi ve resimlerinin faizi ile birlikte istenilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:…sayılı kararının; gümrük giriş beyannamesinde yanlış olarak beyan edilen eşya ağırlığının, beyanname eki belgelere göre düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan dava, her ne kadar …İdare Mahkemesince reddedilmiş ise de, söz konusu kararın temyiz edildiği ve halen temyiz incelenmesinin devam ettiği, bu davanın sonucunun beklenilmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, Derince Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 25.10.1988 gün ve … sayılı geçici kabul beyannamesi ile, Gümrük Kanununun 119’uncu maddesinin 4’üncü fıkrasının (a) bendi hükmünden yararlanılarak geçici ithali yapılan jüt kanaviçeye ait olup, ithalat sırasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin, aynı kanunun 76’ncı maddesine göre hesaplanan faizi ile birlikte istenilmesinden kaynaklanmıştır.
Gümrük Kanununun “Geçici Muaflık” başlıklı 119’uncu maddesinde; aşağıda yazılı maksatlarla memlekete geçici olarak girecek eşyanın vergilerinin, Bakanlıkça kabul ve tespit edilecek esas ve şartlar dairesinde teminata bağlanacağı belirtildikten sonra, aynı maddenin 4’üncü fıkrasının (a) bendinde, memleket eşyasının ihracında ambalaj maddesi olarak kullanılmak veya üzerine takılmak amacıyla gelen eşya sayılmış, aynı bendin parantez içi hükmünde de, bu hükümden faydalanacak maddeleri çeşitlerinin ve hangi eşyanın çıkışında kullanılacağının ve ne kadar süre içerisinde çıkarılacağının, görebileceği işçilik ve firelerin, ilgili bakanlıkların görüşleri alınarak Bakanlıkça tespit olunacağı açıklanmıştır. Aynı kanunun 149’uncu maddesinde ise, kanunun 118 ve 119’uncu maddelerinin hükümlerine aykırı hareket edenlerden, eşyaya tereddüp eden vergiler alınmakla beraber, bu vergilerin iki katı ayrıca para cezası ve eşyanın ithali yasak veya tahdit ve takyide tabi ise, gümrük vergilerinden başka gümrüklenmiş değeri kadar para cezası alınacağı hükmüne yer verilmiştir.
1615 sayılı Gümrük Kanunun Uygulanmasına Dair Gümrük Yönetmeliğinin, Sekizinci Ayırımının “Geçici Muaflıktan Yararlanacak Ambalaj Maddeleri” başlıklı Üçüncü Bölümünde yer alan 863’üncü maddesinde, 862’nci maddede gösterilen ambalaj eşyasını, geçici muaflık yoluyla yurda sokmak isteyenlerin, Gümrük Kanununun 54 ve 120’nci ve bu yönetmeliğinin 230 ve 233’üncü maddelerinde gösterilen esaslara göre üç nüsha geçici muaflık beyannamesiyle yetkili gümrüğe beyan etmekle yükümlü oldukları; bu beyannamede ayrıca, ambalaj maddelerinin ayniyetini tespite yarayacak olan ve maddenin devamında sayılan niteliklerin de açıkça yazılması gerektiği belirtilerek, 1/d bendinde, ayniyetini tespite, benzerlerinden ayırmaya yarayacak diğer nitelikler, beyannameye yazılması gerekli unsur olarak sayılmıştır.
Aynı yönetmeliğin “Beyannamenin Kabul, Tescil ve Havalesi” başlıklı 864’üncü maddesinde, geçici muaflık beyannamesinin tetkik, kabul, tescil, düzeltme ve muayeneye havalesinin giriş rejimi ayrımındaki esaslara göre yapılacağı, beyannameye, çıkış sırasında eşyanın ayniyetini tespite yarayacak 863’ncü maddede belirtilen niteliklerin ve alametlerin eksik ve kararsızlığa yer vermeyecek surette yazılmış bulunmasına dikkat olunacağı; “Girişte Muayene” başlıklı 865’inci maddesinde, geçici muaflık yolu ile yurda giren ambalaj maddeleri giriş eşyası gibi muayene edildikten başka, bunların memleket eşyasının ambalajı olarak çıkışlarında ayniyetlerini tespite yarayacak olan ve mükelleflerce beyan edilmesi gerekli bulunan bütün niteliklerinin de tahakkuk tablosunda gösterileceği; bu vasıfların gösterilmemesinden veya eksik gösterilmesinden doğacak anlaşmazlıklardan ve hazine haklarının zıyaından muayene memurları sorumlu oldukları gibi, eşya sahiplerinin de, ayniyeti tespit edilemeyecek eşyaya ait teminatın geri verilmesini isteyemeyecekleri; 866’ncı maddesinde, örnek alınması mümkün olan maddelerden (jüt, kağıt ve şerit gibi) alınacak örneklerin, ayniyeti tespite elverişli miktar ve hacimde alınacağı ve bunların beyannameye ekleneceği; örnek alınması mümkün olmayan eşyanın, başkalarından ayırt edici niteliklerinin beyannamelerinde açıkça ve etraflıca gösterileceği; “Çıkışta Muayene ve Ayniyetinin Tespiti” başlıklı 868’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, çıkışta ayniyet esas olduğundan, ihraç edilen ambalaj maddelerinin cins, nevi ve miktar yönünden evvelce girenlerin aynı olması gerektiği, maddenin son cümlesinde ise, ayniyetleri tespit olunmayan ambalaj maddelerinin teminatının çözülmeyeceği belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun ve yönetmelik hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, Gümrük Kanununun 119’uncu maddesinin 4/a bendi hükmünden yararlanılarak geçici muaflık rejimi çerçevesinde geçici ithali yapılan eşyanın niteliklerinde ve miktarında herhangi bir değişiklik olmaksızın, giriş sırasında mükellef tarafından belirtilen ve idarece saptanan ayniyetine uygun olarak çıkarılması esastır. Kanuni süresinde ve idarece verilen ek sürede çıkarılmayan, ya da ayniyetine uygun olmadığı saptanan eşya hakkında, Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliğinde belirtilen yaptırımların uygulanacağı ise tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket tarafından, Derince Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescil edilen 25.10.1988 gün ve … sayılı geçici giriş beyannamesi ile yurda girişi yapılan eşyanın, beyannamenin beyan tablosunda, “Jüt mensucat, eni 150 cm veya daha az olan ve metrekare ağırlığı 310 gramdan az olanlar” şeklinde beyan edildiği; menşeinin Hindistan, eninin 101,5 cm, metrekare ağırlığının 229 gram olduğunun belirtildiği; aynı beyannamenin tespit tablosunda da aynı şerh yer almakla birlikte, “AYNİYATI” başlığı altında, eşyanın renginin “düz tahini”, eninin “101-103 cm” ve metrekare ağırlığının “290-310 gram” olarak ayniyet tespitinin yapıldığı; ancak, söz konusu tespit tablosunun muayene memurunca tarih atılıp imzalanmadığı, beyannamenin, bu haliyle işlem görerek geçici ithalatın tamamlandığı; ithale konu eşyanın kanuni süresi içinde mücbir sebeple yurt dışı edilemeyeceğinden bahisle, yükümlü tarafından yapılan 23.10.1990 tarihli başvuru üzerine, Karaköy Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğünün yetki alanında bulunan eşyanın ayniyetinin tespiti amacıyla yerinde yapılan inceleme sonucu, adı geçen gümrük müdürlüğünde görevli üç muayene memuru tarafından düzenlenen 26.4.1991 günlü tutanakla, geçici kabul beyannamesinde, eşyanın eninin 101-103 cm, düz tahini renkte, menşeinin … … (40″x7 1/2 02 9×9 1/B) 2000 YDS olduğu, ayrıca CMS-229 GMS metrekare …olarak tespitin yapıldığı; eşyaların yerinde yapılan incelemesinde, balyalar üzerinde, “… (40″ x 7 1/2 02 9×9 1/B) 2000 YDS, en:101-103, Renk:düz tahini renkte” damgasının bulunduğu, menşeinin ise Bangladeş olduğu, ancak, CMS-229 GMS metrekare …markasının tespit edilemediği hususlarının belirtilmesi üzerine, Derince Giriş Gümrük Müdürlüğünün 14.5.1991 gün ve 9216 sayılı yazısı ile, beyan ile tespit arasındaki uyumsuzluğun izahının istenildiği, 24.5.1991 günlü mükellef cevap dilekçesi ile, ithale konu kanaviçelerin, dünya standartlarında olduğundan, miktar veya değer olarak farklılık taşımadıkları, Hindistan ve Bangladeş limanlarında marka ve numaralara bakılmaksızın, ebatlarına göre (40 x 7,5 ons veya 40×10 ons) istiflenerek gemilere yüklendiği, karışık marka ve numaralı olarak gelen malların, İstanbul ve Derince limanları tarafından ayrılamaması nedeniyle, mal sahiplerince ibraz edilen ordino karşılığında ebatları, marka ve mumaraları gözetilmeksizin miktarına göre teslim edildiği, bu sırada, bir miktar malın karışmış olabileceği; ancak, gerek miktar, gerekse değer olarak herhangi bir kayıp olmadığından, eşyaların teslim alındığı belirtilerek, süre uzatım talebinin bir kez daha incelenmesi talebinde bulunulduğu; söz konusu dilekçede açıklanan hususlar ve mükellef şirketin talebi üzerine, eşyanın ikinci kez ayniyet tespitinin yapılmasının giriş gümrük müdürlüğünce, eşyaların bulunduğu Mersin Gümrük Müdürlüğünden istenildiği; adı geçen gümrük müdürlüğü tarafından, müdür yardımcısı başkanlığında oluşturulan komisyonca, yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 10.10.1991 tarihli tutanakta, eşyanın, düz tahini renkte, 101-103 cm eninde, metre kare ağırlığının 290-310 gram ve 91.440 metre olarak giriş ayniyatına uygun bulunduğu belirtilerek, tutanağın firma vekilince de imzalandığı, 31.10.1991 günlü Derince Gümrük Müdürlüğü yazısı ile de, söz konusu tutanağa istinaden, mükellef şirket süre uzatım talebinin uygun mütalaa edildiğinin gümrükler başmüdürlüğüne bildirildiği; ancak, konunun, Gümrük Kontrolörü … ve Stajyer Gümrük Kontrolörü … tarafından yeniden incelenmesi sonucu düzenlenen 25.11.1992 tarih ve 5 sayılı raporda; yukarıda belirtilen hususlar açıklandıktan sonra, kontrolörlüklerince istenilmesi üzerine, Mersin Giriş Gümrük Müdürlüğünce oluşturulan heyet taarafından, eşyaların bulunduğu mahalde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 10.9.1992 günlü tutanakta, eşyanın (beyan gibi) 50 balya olduğu, ancak balyaların orijinal olmadığı, çemberlerin kırık olduğu, balyalar üzerinde, Karaköy Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğünce tanzim edilen (2.6.1991 günlü) tutanakta da belirtildiği gibi, herhangi bir marka ve numaranın bulunmadığı, sondaj usulü iki balyanın yapılan tespitinde, her balyanın 2000 yarda, ayniyatının düz tahini renkte, eninin 101-103 cm, metrekare ağırlığının ise 250 gram olduğu, dolayısıyla, metrekare ağırlığı itibarıyla ayniyatına uygun bulunmadığı yolunda tespitlere yer verildiği, bu durumda, mükellef şirketin süre uzatım talebinin reddi ile Gümrük Kanununun 149’uncu maddesinin uygulanması gerektiğinin belirtilmesi üzerine, uyuşmazlık konusu gümrük vergi ve resimleri ile kanuni faizin istenildiği anlaşılmıştır.
Bu duruma göre, geçici giriş beyannamesinde, mükellef şirket tarafından Hindistan menşeli ve metrekare ağırlığı 229 gram olarak beyan edilen eşyanın, girişte muayenesi sırasında, muayene memurunca doldurulan beyannamenin tespit tablosunda, metrekare ağırlığının 290-310 gram olarak tespiti, yine eşyanın yurda girişinden sonra, mükellef şirketin süre uzatım talebi üzerine eşyanın bulunduğu mahallerde yapılan incelemeler sonucu düzenlenen 3 ayrı tutanakla, eşyanın metrekare ağırlığının, sırasıyla, 229, 290-310 ve 250 gram olarak saptanması; aksinin, mükellefince geçerli belgelerle ispatlanamaması karşısında, giriş ayniyatına uygun olmayan eşya hakkında, Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliğinde öngörülen yaptırımların uygulanması suretiyle, giriş sırasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin faizi ile birlikte istenilmesi yolundaki işlemde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Geçici giriş beyannamesinde, eşyanın metrekare ağırlığının yanlışlıkla 290-230 gram olarak beyan edildiği, bunun, Gümrük Kontrolörlüğünün istemi üzerine Mersin Giriş Gümrük Müdürlüğünce düzenlenen 10.9.1992 günlü tutanakla da saptandığı, beyannamede, eşyanın metrekare ağırlığının 250 gram olarak değiştirilmesi yolundaki talebin reddine ilişkin Derince Giriş Gümrük Müdürlüğünün 21.4.1993 gün ve 11669 günlü kararının iptali istemiyle açılan davanın reddine dair …İdare Mahkemesinin … günlü, E:…; K:…sayılı kararının temyiz edildiği ve halen kesinleşmediği yolundaki yükümlü iddiası ise, ithale konu eşyanın ayniyatı hususundaki yukarıda belirtilen çelişkiler karşısında, sonuca etkili görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 4.8 oranında ve … liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz edenden alınmasına, 18.2.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.