Danıştay Kararı 7. Daire 1997/605 E. 1997/563 K. 23.02.1998 T.

7. Daire         1997/605 E.  ,  1997/563 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/605
Karar No: 1997/563

Temyiz İsteminde Bulunan : … Bankası A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
İstemin Özeti : Erenköy Giriş Gümrük Müdürlüğünde …Dondurulmuş Sebze ve Meyve Sanayi ve İhracat Anonim Şirketi adına tescilli 30.12.1985 tarih ve … sayılı, 30.10.1985 tarih ve … sayılı, 25.9.1985 tarih ve … sayılı, 30.9.1985 tarih ve … sayılı, 1.10.1985 tarih ve … sayılı, 15.5.1985 tarih ve … sayılı, 9.10.1984 tarih ve … sayılı, 5.10.1984 tarih ve … sayılı, 10.10.1984 tarih ve … sayılı, 12.11.1984 tarih ve … sayılı, 24.8.1984 tarih ve … ile … sayılı, 7.8.1984 tarih ve …, …, … ve … sayılı, 24.7.1984 tarih ve … sayılı, 6.7.1984 tarih ve … sayılı, 8.5.1984 tarih ve …sayılı, 27.4.1984 tarih ve … sayılı, 6.4.1984 tarih ve … sayılı, 5.2.1985 tarih ve … sayılı beyannamelerle teşvik belgesi kapsamında gümrük vergi ve resimlerinden muaf olarak ithal edilen eşyaların, 5 yıllık kullanma süresi dolmadan satıldığından bahisle söz konusu eşyalara isabet eden gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla, müteselsil borçlu sıfatıyla davacı banka adına tanzim ve tebliğ edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 1615 sayılı Kanunun 3/4 ve 11/c maddelerinden bahisle, olayda, teşvik belgesi kapsamında gümrük vergi ve resimlerinden muaf olarak ithal edilen eşyaların, 5 yıllık kullanma süreleri dolmadan 11.9.1987 tarihinde davacı bankaya satıldığının ihtilafsız olduğu, bu nedenle eşyalara ilişkin olarak …Anonim Şirketince ödenmeyen vergi ve resimlerin sorumlu sıfatıyla davacı bankadan istenilmesinde yasal isabetsizlik bulunmadığı, davacı tarafından 5 yıllık tarh zaman aşımının dolduğu ileri sürülmekteyse de, idarenin satış işlemine muttali olduğu tarih itibarıyla 5 yıllık sürenin dolmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; olayda satış tarihinin belli olduğu, bu nedenle zaman aşımı süresinin bu tarihten itibaren işletilmesi gerektiği, öte yandan eşyaların cebri müzayede sonucu ihale suretiyle alındığı, idarenin, kamu alacağını iflas masasına yazdırmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …in Düşüncesi : Uyuşmazlık, bir başka şirket tarafından teşvik belgesi kapsamında gümrük vergi ve resimlerinden muaf olarak ithal edilen makina ve teçhizatın, beş yıllık kullanma süresi dolmadan icra yoluyla davacı bankaya satıldığından bahisle, eşyalara ilişkin vergi ve resimlerin, müteselsil borçlu sıfatıyla davacı bankadan istenilmesinden doğmuştur.
1615 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasında, yurda muaf olarak sokulduğu halde, muafiyetten faydalanmayan şahıslara veya yerlere satılan eşyanın vergi ödeme mükellefiyetinin, beyanda bulunulmayan hallerde satış tarihinde başlayacağı; 86’ncı maddesinde de, hiç alınmamış veya noksan alınmış vergilerin, fiili ithal tarihinden itibaren üç yıl içinde mükelleflerinden isteneceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, …A.Ş. tarafından 1984 ve 1985 yıllarında ithal edilen makina ve teçhizatın, anılan şirketin 29.9.1986 tarihinde iflasına karar verilmesi üzerine, İcra İflas Kanunu hükümleri doğrultusunda satışa çıkarıldığı ve 11.9.1987 tarihinde davacı bankaya ihale edildiği anlaşılmakla, 1615 sayılı Kanunun yukarıda anılan 3’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca, davacı bankanın vergi ödeme mükellefiyetinin, satış tarihinde başladığının kabulü gerekir. Bu itibarla, en geç 11.9.1990 tarihine kadar istenilmesi gereken vergi ve resimlerin, bu süre geçtikten sonra 26.11.1993 tarihinde istenilmiş olması karşısında, amme alacağının zaman aşımına uğradığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile aksi yönde tesis edilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Uyuşmazlık … A.Ş.’nin 9.11.1981 tarih ve 78 sayılı teşvik belgesi kapsamında ithal ettiği makine ve teçhizatın 5 yıllık süre dolmadan icra yoluyla yükümlü bankaya satışı nedeniyle ithalat esnasında alınmayan vergilerin bankadan tahsili için tesis olunan işleme karşı açılan davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması isteminden kaynaklanmaktadır.
Vergisi uyuşmazlık konusu eşyaları gümrük vergi ve resimlerinden muaf olarak ithal eden teşvik belgesi sahibi … A.Ş.’nin 26.9.1986 tarihinde iflasına karar verildiği, diğer alacaklılarla birlikte alacağı var ise iflas masasına yazdırılması hususunun Gümrükler Başmüdürlüğüne bildirildiği,idarece masaya alacak kaydı yaptırılmadığı, daha sonra müflis kuruma ait makine ve teçhizatında içinde bulunduğu fabrikanın 11.9.1987 tarihinde icra kanalıyla yapılan açık artırma sonucunda davacı bankaya satıldığı, bankanında 7.11.1989 tarihinde söz konusu tesisi …Metal A.Ş.’ye satmış olduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
1615 sayılı Gümrük Kanununun vergi mükellefiyetinin başlangıcını düzenleyen 3’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasında; yurda muaf olarak sokulduğu halde muafiyetten faydalanmayan şahıslara veya yerlere satılan veya devir olunan eşyayı alanların, satanların, devredenler ile muafiyetten faydalanmayan hususlar için kullananların, bu eşyaya ait vergiler bakımından gümrüğe karşı tek başına ve müteselsilen sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır.
Teşvik belgesi sahibi kurumun iflasına karar verilip iflas masası oluşturulduğu halde, gümrük idaresince bu eşyalara ait vergi ve resimler masaya yazdırılmadığına ve eşyalar açık artırma sonucunda banka tarafından şartname koşullarına göre alındığına göre, bu şekilde yapılan bir cebri satışın 1615 sayılı Kanunun yukarıda değinilen 3/4 maddesinde öngörülen mükellefiyeti başlatması mümkün bulunmadığından, bu konuda açılmış olan davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenle davacının temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı yasanın 49/1-b maddesi hükmü uyarınca vergi mahkemesi kararının bozulmasının gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, …Dondurulmuş Sebze ve Meyve Sanayi ve İhracat Anonim Şirketince 1984 ve 1985 yıllarında teşvik belgesi kapsamında gümrük vergi ve resimlerinden muaf olarak ithal edilen makina ve teçhizatın, beş yıllık kullanma süresi dolmadan satıldığından bahisle, eşyalara ilişkin vergi ve resimlerin, müteselsil borçlu sıfatıyla, eşyaları icra kanalıyla satın alan davacı bankadan istenilmesinden doğmuştur.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 3’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasında, yurda muaf olarak sokulduğu halde, muafiyetten faydalanmayan şahıslara veya yerlere satılan eşyanın vergi ödeme mükellefiyetinin, ilgililer tarafından gümrük idaresine yapılacak beyan tarihinde, beyan yapılmamış ise satış tarihinde, bu tarih tespit edilemiyorsa, buna gümrük idaresince bilgi edinildiği tarihte başlayacağı; bu suretle satılan veya devredilen eşyayı alanların, satanların, bu eşyaya ait vergiler bakımından, gümrüğe karşı tek başlarına ve müteselsilen sorumlu oldukları belirtilmiş, aynı kanunun 11’inci maddesinin (c) bendinde de, yurda muaf olarak ithal edilen her türlü eşyaya ilişkin olarak, tahsis edildiği iş ve yerlerde en az beş yıl kullanılan eşyanın, muafiyetten faydalanmayan yerlere ve kişilere satılması veya devrolunması halinde, gümrük vergilerinin aranmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Olayda, …Dondurulmuş Sebze ve Meyve Sanayi ve İhracat A.Ş. tarafından 1984 ve 1985 yıllarında 21 adet gümrük giriş beyannamesiyle teşvik belgesi kapsamında gümrük vergi ve resimlerinden muaf olarak ithal edilen makine ve teçhizatın, anılan şirketin 29.9.1986 tarihinde iflasının açılmasıyla, iflas dairesi tarafından satışa çıkarıldığı ve söz konusu eşyaların, içinde bulundukları fabrika binasıyla birlikte 11.9.1987 tarihinde davacı bankaya ihale edildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İcra İflas Kanununun 184’üncü maddesinde, iflas açıldığı anda, müflisin haczi kabil bütün mallarının, nerede bulunursa bulunsun bir masa teşkil edeceği ve bu malların alacakların ödenmesine tahsis olunacağı; 241’inci maddesinde masaya ait malların, iflas idaresi marifetiyle açık artırma yahut alacaklıların karar vermesi halinde pazarlık suretiyle satılacağı; 128’inci maddesinde de, satışa konu menkul veya gayrimenkul malların, üzerlerinde kayıtlı ve/veya mükellefiyetler listesine kaydettirilen alacaklar (hazine alacağı dahil) dikkate alınarak takdir edilecek kıymet üzerinden ihaleye çıkarılacağı hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere, iflasın açılmasıyla, müflisin, haczi kabil tüm malları (gümrük vergisinden muaf olarak ithal olunanlar dahil) üzerindeki tasarruf hakkı iflas idaresine geçmekte, iflas idaresi de söz konusu malları, müflisin borçlarını kapatmak amacıyla satışa çıkarmaktadır. Bu itibarla, borçlunun iradesi dışında, iflas idaresince gerçekleştirilen bu tür satışların 1615 sayılı Kanunun yukarıda anılan 3’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasında öngörülen anlamda bir satış; alıcıların da, yine aynı maddede belirtilen şekilde gümrük vergisi mükellefi olarak kabulü mümkün görülmediği cihetle, bu husus irdelenmeksizin verilen mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Kaldı ki, aynı maddede, yurda muaf olarak ithal edilen eşyalara ilişkin olarak vergi ödeme mükellefiyetinin başlangıcı özel olarak düzenlendiğinden, kanunda tahakkuk zaman aşımı için öngörülen üç yıllık sürenin, bu maddede yazılı haller dikkate alınmak suretiyle hesaplanması gerekmekte olup, 11.9.1987 tarihinde davacı bankaya ihale edilen eşyalara isabet eden vergi ve resimlerin, müteselsil sorumlu sıfatıyla davacı bankadan, 26.11.1993 tarihinde tebliğ edilen yazı ile istenilmiş olması karşısında da, bu haliyle, satış tarihi itibarıyla üç yıllık süre içerisinde istenilmeyen vergi ve resimlerin zaman aşımına da uğradığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, bu noktada mahkemece, zaman aşımının başlangıç tarihi olarak, satış işlemine idarece muttali olunduğu tarih esas alınmışsa da, kanunda, satış tarihinin tespit edilemediği hallerde gümrük idaresince bilgi edinildiği tarihin esas alınacağı belirtilmiş olması; öte yandan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166’ncı maddesinin ikinci fıkrasında, iflas kararının, iflas dairesince, kendiliğinden ve derhal gümrük ve posta idarelerine .. ve diğer lazım gelenlere bildirileceğinin, ayrıca kararın, yurt düzeyinde trajı en yüksek beş gazeteden biri ile birlikte, iflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir gazetede ve Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edileceğinin; 185’inci maddesinin dördüncü fıkrasında da, fabrikaların, imalathanelerin ve bunlara benzer üretime yönelik yerlerin, üzerlerinde rehin bulunmasa dahi, iflas idaresince derhal satışının yapılacağının ve bu satışların 166’ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edileceğinin hükme bağlanmış olması karşısında, olayda, İcra İflas Kanunu hükümleri uyarınca ihale suretiyle yapıldığı anlaşılan satış işleminin, davalı idarenin bilgisi dışında gerçekleştirildiğinden söz etmek mümkün görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 23.2.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.