Danıştay Kararı 7. Daire 1997/5082 E. 1998/3248 K. 13.10.1998 T.

7. Daire         1997/5082 E.  ,  1998/3248 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/5082
Karar No: 1998/3248

Temyiz İsteminde Bulunan : … A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : …Kurumlar Vergi Dairesi Başkanlığı
İstemin Özeti : Davacı bankanın, forward işlemi yoluyla yaptığı kambiyo satışlarında, satış tutarı yerine, satışa konu döviz tutarının, T.C. Merkez Bankasınca belirlenen kur ile çarpımı suretiyle bulunan tutarı beyan ettiğinin tespiti üzerine, bankaca alınan tutar ile beyan arasındaki tutar esas alınarak yapılan kusur cezalı banka ve sigorta muameleleri vergisi tarhiyatının iptali istemiyle açılan davayı; 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28’inci maddesinde, banka ve sigorta şirketlerinin 10.6.1985 tarih ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olduğu yolunda hükmün bulunduğu, yine aynı kanunun 31’inci maddesinde, kambiyo satışlarında matrahın, satış tutarı olduğunun belirtildiği; satış tutarından da, satışı yapılan dövizin Türk lirası karşılığını oluşturan toplam satış bedelinin anlaşılması gerektiği, olayda, davacı şirket hesaplarının incelenmesi sonucu, döviz satışlarında fiili kur yerine Merkez Bankası döviz kurları esas alınmak suretiyle eksik beyanda bulunulduğunun tespit edilmesi karşısında, cezalı tarhiyat yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin …günlü, E:…; K:… sayılı kararının; 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 32’nci maddesinde, vergi matrahının döviz olması durumunda uygulanacak kurun tespitinde, Maliye Bakanlığınca her altı ayda bir tespit edilecek kurların nazara alınacağının belirtildiği, konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığınca çıkarılan 15 seri nolu Damga Vergisi Genel Tebliğinde ise, yukarıda anılan 32’nci maddenin uygulanmasında, T.C. Merkez Bankası döviz satış kurlarının dikkate alınacağı yolunda açıklamalara yer verildiği, kendilerinin de bu doğrultuda beyanda bulunduğu, bu itibarla, yapılan cezalı tarhiyatta kanuna uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlık konusu olayda, davacı banka hesaplarının incelenmesi sonucunda, vadeli döviz satışlarında fiili kur yerine Merkez Bankası döviz satış kurlarının uygulanması suretiyle eksik beyanda bulunduğunun tespiti üzerine, ikmalen salınan banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kesilen kusur cezasını tasdik eden vergi mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir.
6802 sayılı Yasanın 31’inci maddesinde, kambiyo satışlarında matrahın belirlenmesinde “satış tutarı” esası getirilmiştir. Satış tutarı ise, uygulanan günlük kur üzerinden, satışı yapılan dövizin TL karşılığını oluşturan toplam satış bedelidir. 12 Seri Nolu Gider Vergileri Genel Tebliğinde de, döviz satışlarından kasdın, satış kurlarının Türk parası karşılığı olduğu ifade edilmiştir. Nitekim, banka şubesinde yapılan incelemede, döviz satışlarında banka ve sigorta muameleleri vergisinin uygulanan günlük kur karşılığı TL tutarı üzerinden hesaplanarak ödendiği tespit edilmiştir.
Her ne kadar Gider Vergileri Kanununun 32’nci maddesinde, “yabancı para üzerinden yapılmış olan muamelelere müteallik vergi matrahlarının tayin edilmesinde, Maliye Bakanlığınca her altı ayda bir tespit edilecek kurlar nazara alınır.” hükmü yer almış ise de, bu hüküm, yabancı para üzerinden alınan ve satılan değerlerden yabancı para olarak sağlanan gelirler için geçerli olup, kambiyo satışlarını kapsamamaktadır.
Aksi halin kabulü, vadeli döviz satım işlemleri ile belli miktardaki bir dövizin anlaşmanın yapıldığı tarihte belirlenen bir kur üzerinden ileriki bir tarihte ya da belirli bir zaman dilimi içerisinde satımının yapılmasına ve satışa konu edilen dövizlerin satış tutarının, satışı yapan kişi ya da kuruluş tarafından saptanan kurlara göre ortaya çıkmasına neden olacağından vergi zıyaının doğacağı tabiidir.
Bu durumda; vadeli döviz satışlarında, vergi matrahının “satış tutarı” üzerinden hesaplanması, satış tutarının ise, uygulanan fiili kur üzerinden dövizin TL karşılığı olduğu sonucuna varıldığından, ikmalen yapılan tarhiyatta isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile cezalı tarhiyatın tasdiki yolundaki vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacı banka tarafından gerçekleştirilen vadeli döviz satım (forward) işlemlerinde, banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahının, satış işlemine uygulanan fiili kur yerine, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının işlem tarihindeki döviz satış kurlarının esas alınması suretiyle hesaplanarak beyan edildiğinin vergi incelemesi sonucu saptanması üzerine, gerçek satış tutarı ile beyan arasındaki fark matrah üzerinden uyuşmazlık konusu kusur cezalı banka ve sigorta muameleleri vergisi tarhiyatının yapıldığı; bu tarh ve ceza kesme işlemlerine karşı açılan davanın ise, vergi mahkemesince temyize konu kararla reddedildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar, temyiz dilekçesinde, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 32’nci maddesinde, vergi matrahının döviz olması durumunda uygulanacak kurun tespitinde, Maliye Bakanlığınca her altı ayda bir tespit edilecek kurların nazara alınacağı yolunda hüküm bulunduğu; konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığınca yayımlanan 15 seri nolu Damga Vergisi Genel Tebliğinde de, 32’nci maddenin uygulanmasında, T.C. Merkez Bankası döviz satış kurlarının dikkate alınacağının açıklandığı ileri sürülmekte ise de; söz konusu kanun ve tebliğ hükümleri, banka ve sigorta muameleleri vergisi mükelleflerinin, yabancı para üzerinden yapılan, ancak Türk Lirası cinsinden tutarı belli olmayan işlemlerinde vergi matrahının tespitine ilişkin olması ve vergi matrahına esas alınacak döviz satış tutarlarının davacı banka tarafından, kayıtlara aynen intikal ettirilmiş bulunması; başka deyişle, vergi matrahının miktarında belirsizlik olmaması sebebiyle, bu kanun ve tebliğ hükümlerinin olayda uygulanma olanağı yoktur.
Öte yandan, temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer hususlar da, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına; hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 4.8 oranında ve … liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz edenden alınmasına, 13.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.