Danıştay Kararı 7. Daire 1997/503 E. 1998/322 K. 09.02.1998 T.

7. Daire         1997/503 E.  ,  1998/322 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/503
Karar No: 1998/322

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : … Deri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Atatürk Havalimanı Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünde tescilli 17.8.1994 tarih ve … sayılı beyanname muhteviyatı eşyalara ilişkin olarak beyan edilen kıymetin düşük olduğundan bahisle yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemi; 1615 sayılı Kanunun 3’üncü ve 65’inci maddelerinden bahisle, olayda, ihracatçı firma tarafından yükümlü şirkete ve diğer firmalara yapılan satışlarda %50’yi aşan fiyat farkı bulunduğu ileri sürülerek ek tahakkuk yapılmışsa da, beyan edilen kıymetin düşük olduğu hususu somut bir biçimde ortaya konulmadığından, gerekli ve yeterli araştırma ve incelemeye dayanmadığı anlaşılan işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; ithalatın Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII. Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma’ya ilişkin Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleştirildiği, yeni yönetmelik hükümleri uyarınca, alıcı ile satıcı arasında münasebet bulunması nedeniyle, aynı eşyanın satış bedeli yöntemine göre tespit edilen kıymet esas alınarak yapılan ek tahakkukun yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Uyuşmazlık, yükümlü şirketin, serbest bölgedeki şubesinden ithal edilen eşyalar için beyan ettiği kıymetin, serbest bölgeden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yapılan satışlarda beyan edilen kıymetlere nazaran düşük olduğundan bahisle ek tahakkuk yapılmasından doğmuştur.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 12.2.1994 tarih ve 21847 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3968 sayılı Kanunla değişik 65’inci maddesinde, ithal eşyasının gümrük vergisine esas kıymetinin, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII. Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı hükme bağlanmıştır.
Bakanlar Kurulunun 27.7.1993 tarih ve 1993/4690 sayılı Kararıyla onaylanarak 27.8.1993 gün ve 21681 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII. Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmanın 1 ila 7. maddelerinde gümrük kıymetinin tespitine ilişkin kurallara yer verilmiştir. Anlaşmaya ilişkin yönetmeliğin 5. maddesinde, ithal eşyasının gümrük vergisine esas kıymetinin, bu yönetmeliğin 6 ila 12 nci maddelerinde yer alan yöntemlerin sırasıyla uygulanması suretiyle tayin ve tespit olunacağı, bir yönteme göre belirlenemeyen kıymet için izleyen yönteme geçileceği hükme bağlandıktan sonra, 6. maddede, satış bedeli yöntemi, 7. maddede, aynı eşyanın satış bedeli yöntemi, 8. maddede, benzer eşyanın satış bedeli yöntemi, 9. maddede, satış bedeli yöntemlerinin uygulanmasına ilişkin esaslar, 10. maddede, indirgeme yöntemi, 11. maddede, hesaplanmış kıymet yöntemi, 12. maddede de, son yönteme ilişkin kurallara yer verilmiştir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 65. maddesinde yapılan değişiklikle ithal edilen eşya kıymetinin yasada sırası ile öngörülen yöntemlere göre belirlenmesi gerekmektedir.
Olayda, her ne kadar, aynı eşyanın satış kıymetinin tespiti suretiyle araştırma yapılmış ise de, emsal alınan kıymetlerin, serbest bölgeden yurtdışına yapılan satışlarda oluşan kıymetleri içerdiğinin anlaşılması karşısında, aynı veya benzeri eşyaya ait de olsa, Türkiye’ye yapılmış bir ihracata ilişkin olmayan ve bu sebeple karşılaştırma yapma imkanı bulunmayan fiyatlar esas alınarak yapılan tahakkukta isabet bulunmadığından, mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
1615 sayılı Gümrük Kanununun, 12.2.1994 tarih ve 21847 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3968 sayılı Kanunla değişik 65’inci maddesinde, ithal eşyasının gümrük vergisine esas kıymetinin, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII. Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı ve anlaşmanın 8’inci maddesinin 2’nci fıkrasında belirtilen unsurların bu kıymete dahil edileceği hükme bağlanmıştır.
GATT tarafından hazırlanan Gümrük Tarife ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma 12.5.1988 tarih ve 3447 sayılı Kanunla kabul edilmiş, ancak beş yıllık erteleme hakkı kullanıldığından 27.8.1993 tarih ve 21681 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 27.7.1993 tarih ve 93/4690 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanmıştır. Söz konusu anlaşmanın “Genel Tanıtıcı Açıklama” başlıklı giriş bölümünün 1’inci maddesinde, bu anlaşma çerçevesinde gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle 1’inci maddede tanımlanan “satış bedeli” nin esas alınacağı, 1’inci maddenin 8’inci madde ile birlikte mütalaa edilmesi gerektiği, 8’inci maddenin, içerdiği diğer düzenlemeler dışında, gümrük kıymetinin bir parçasını oluşturduğu kabul edilen, alıcı tarafından üstlenilmiş, ancak ithal eşyasının gerçekte ödenen veya ödenecek fiyatına dahil edilmemiş olan belli unsurlarla ilgili olarak bu fiyatta düzeltmeler yapılmasını ve alıcıdan satıcıya para dışında mal veya hizmet şeklinde intikal edebilecek belirli edimlerin de satış bedeline dahil edilmesini öngördüğü, 1’inci madde hükümlerine göre belirlenemeyen gümrük kıymetinin belirlenmesinde kullanılacak yöntemlerin 2 ila 7’nci maddelerde (2’nci ve 7’nci maddeler dahil) yer aldığı belirtilmiştir.
Aynı anlaşmanın önsözünün beşinci paragrafında, eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, mümkün olduğu ölçüde, bu eşyanın satış bedelinin esas alınması gerektiği belirtildikten sonra “Gümrük Kıymetine ilişkin Kurallar” başlığı altında da, ithal eşyasının gümrük vergisine esas kıymetinin tespitinde uygulanacak yöntemler sırasıyla, madde madde açıklanmıştır.
Anlaşmanın Ek I’ini oluşturan Yorum Notlarının 1 nolu genel notunda 1 ila 7’nci maddelerin (7’nci madde dahil), ithal eşyasının gümrük kıymetinin bu anlaşma hükümlerine göre nasıl belirleneceğini gösterdiği, kıymetin belirlenmesine ilişkin yöntemlerin uygulama sırasına göre sıralandığı, gümrük kıymetinin belirlenmesinde öncelikle uygulanacak yöntemin 1’inci maddeye göre belirlenmesi gerektiği, 2 nolu genel notta, gümrük kıymetinin 1’inci madde hükümlerine göre belirlenmesi mümkün değilse, daha sonraki maddelerin, gümrük kıymetinin belirlenmesinde kullanılabilecek madde bulununcaya kadar, sırasıyla izlenmesi gerektiği, 4’üncü maddedeki istisnai hal dışında, bir maddeye göre belirlenemeyen gümrük kıymeti için kendisinden sonra gelen maddeye geçileceği açıklanmıştır.
Öte yandan, Gümrük Kanununun 65’inci Maddesinin Değiştirilmesine Dair 3968 sayılı Kanunla birlikte aynı tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII. Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma’ya İlişkin Yönetmeliğin 1’inci maddesinde, bu yönetmeliğin, anlaşma hükümleri çerçevesinde ithal eşyası kıymetinin tespiti için uygulanması gereken yöntem ve kuralların belirlenmesi bakımından hazırlandığı, 2’nci maddesinde, yönetmeliğin, (gümrük vergisinden muaf olan veya ağırlık esası üzerinden vergiye tabi bulunan eşya da dahil olmak üzere) gümrük hattından geçirilen ithal konusu eşyanın kıymetinin belirlenme usullerini kapsadığı, 5’inci maddesinde ise, ithal eşyasının gümrük vergisine esas alınacak kıymetinin, bu yönetmeliğin 6 ila 12’nci maddelerinde yer alan yöntemlerin sırasıyla uygulanması yoluyla tayin ve tespit olunacağı ve bir yönteme göre belirlenemeyen kıymet için izleyen yönteme geçileceği hükme bağlandıktan sonra, 6’ncı maddesinde “Satış Bedeli Yöntemi”ne ilişkin esas ve kurallara yer verilmiş, maddenin (d) bendinde, satış bedeli yöntemi uygulanırken, alıcı ile satıcı arasında bir münasebetin bulunup bulunmadığının araştırılması, (e) bendinde ise, böyle bir münasebetin bulunduğunun ve bu münasebetin fiyatı etkilediğinin saptanması durumunda, eşyanın gümrük vergisine esas kıymeti olarak eşyanın gerçekte ödenen veya ödenecek satış bedelinin esas alınamayacağı öngörülmüştür. Aynı eşyanın satış bedeli yöntemini düzenleyen 7’nci maddesinin (a) bendinde de, 6’ncı maddedeki yönteme göre belirlenemeyen ithal eşyasının gümrük kıymetinin, Türkiye’ye ihraç amacıyla satılan ve kıymeti belirlenecek eşya ile aynı veya yakın bir tarihte ihraç edilen aynı eşyanın satış bedeli olduğu belirtilmiştir.
Olayda, alıcı ile satıcı arasında fiyatı etkileyecek bir münasebetin bulunduğu hususu taraflar arasında ihtilafsız olduğundan, eşyanın gümrük vergisine esas kıymetinin tespiti için aynı eşyanın satış bedeli yöntemine gidilmesinde mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Ancak, yükümlü şirket hakkında düzenlenen ve dairemizin E:1996/2483 sayılı dosyasında mevcut cevaplı raporun incelenmesinden, gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaların, yükümlü şirketin Atatürk Havalimanı Serbest Bölgesinde faaliyet gösteren şubesinden yurt içindeki merkezine ithal edildiğinin, ancak, söz konusu eşyalar için beyan edilen fiyatların, eşyaların imalatçı-ihracatçı firmadan serbest bölgeye ithalinde beyan edilen fiyatlarla aynı olduğunun, oysa, şirketin, serbest bölgede faaliyet gösteren gümrük hattı dışı satış mağazaları ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yaptığı satışlarda %54- %69 oranında kar marjı hesapladığının belirtildiği ileri sürülerek bu satışlara ilişkin faturalarda yazılı kıymetlerin tahakkuka esas alınmasının istenildiğinin, öte yandan raporda, yükümlü şirketçe, serbest bölgeden yurt içinde başka firmalara yapılmış satışlara ilişkin herhangi bir tespitin bulunmadığının anlaşılması, ayrıca, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6’ncı maddesinde, serbest bölgelerin gümrük hattı dışında sayılıp, bu bölgelerde vergi, resim, harç, gümrük ve kambiyo mükellefiyetlerine dair mevzuat hükümlerinin uygulanmayacağının belirtilmiş olması karşısında, yurt dışı sayılan serbest bölgeden, yine serbest bölgeye veya yurt dışına yapılan satışlarda oluşan fiyatların, yukarıda anılan mevzuat hükümleri uyarınca gümrük vergisine esas kıymetin tespitinde “Aynı eşyanın satış bedeli” olarak kabulü mümkün olmadığından, söz konusu fiyatlar esas alınarak yapılan ek tahakkukta mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; sonucu itibarıyla yerinde görülen mahkeme kararının onanmasına, 9.2.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.