Danıştay Kararı 7. Daire 1997/4877 E. 1998/3079 K. 30.09.1998 T.

7. Daire         1997/4877 E.  ,  1998/3079 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/4877
Karar No: 1998/3079

Temyiz İsteminde Bulunan : …Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …Havayolları A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : 1995 yılının Ocak dönemine ait katma değer vergisi iadesi alacağının, aynı döneme ait damga vergisi borcuna mahsubunu süresi içinde, 20.2.1995 tarihinde kayda giren dilekçe ile talep eden yükümlünün, katma değer vergisi iadesi alacağına ilişkin yeminli mali müşavirlik tasdik raporunu 12.4.1995 tarihinde verdiğinden; dolayısıyla, iade ve mahsubun bu tarih itibarıyla kesinleştiğinden bahisle, damga vergisi üzerinden iki tarih arasında geçen süre için hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; gecikme zammının, kamu alacağının geç ödenmesinin karşılığı olduğu; olayda, davacının borcunun mahsubunu talep ettiği katma değer vergisi iadesi alacağının hazinenin uhdesinde bulunması ve mahsup sonucunda ödenmesi gereken bir kamu alacağının söz konusu olmaması nedeniyle, gecikme zammı istenilmesinde hakkaniyet kurallarına uygunluk görülmediği gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin …günlü, E:…; K:…sayılı kararının; 28 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği uyarınca, mahsup talebinin yerine getirilmesi için, mahsup dilekçesinin verildiği tarihte yeminli mali müşavirlik tasdik raporunun veya teminat maktubunun veya inceleme raporunun da ibrazı gerektiği; olayda ise, mahsup tarihinde, yukarıda sayılanlardan hiçbirinin ibraz edilmediği; bu itibarla, mahsup işleminin tasdik raporunun verildiği 12.4.1995 tarihinde yapıldığının kabulü gerekeceği; dolayısıyla, verginin normal vade tarihi ile mahsubun yapıldığı tarih arasında geçen süre için gecikme zammı aranılmasının yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13’üncü maddesi kapsamında yaptığı işlemler nedeniyle yüklendiği, ancak indirimle gideremediği 1995 yılı Ocak dönemine ilişkin katma değer vergisi iadesi alacağının, yine 1995 yılı Ocak dönemine ilişkin damga vergisi borcuna mahsup edilmesini, süresi içinde, 20.2.1995 tarihinde kayda giren dilekçe ile talep ettiği; katma değer vergisi iadesine ilişkin yeminli mali müşavirlik tasdik raporunu ise, 12.4.1995 tarihinde vergi dairesine ibraz ettiği, vergi dairesince, mahsup işleminin yeminli mali müşavirlik raporunun ibraz edildiği tarihte yapılabileceğinden bahisle, damga vergisinin normal vade tarihi ile tasdik raporunun verildiği 12.4.1995 tarihi arasında geçen süre için hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla uyuşmazlık konusu ödeme emrinin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 32’nci maddesinde, “Bu Kanunun 11,13,14,15’inci maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirilir. Vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisi, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunur.” hükmü yer almıştır.
Yukarıda açıklanan kanun hükmünün verdiği yetkiye dayanılarak Maliye Bakanığınca yayımlanan 44 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (B) bölümünde, “28 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde, ihracat istisnası ve ihraç kaydıyla teslimler ile uluslararası kuruluşlara yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları dışında kalan diğer iade hakkı doğuran işlemler nedeniyle doğan katma değer vergisi iadelerinin mükelleflerin vergi borçlarına mahsubu için “iadenin kesinleşmiş olması” gerektiği belirtilmiş, iadenin hangi hallerde kesinleşmiş sayılacağı da aynı tebliğde açıklanmış bulunmaktadır.
Konunun yeniden değerlendirilmesi sonucu, bundan böyle, uluslararası deniz taşımacılığı nedeniyle doğan katma değer vergisi iadelerinin hak sahibi mükelleflerce kendi vergi borçlarına mahsubunun talep edilmesi halinde de, mahsup işlemlerinin teminat ve inceleme raporu aranmaksızın yapılması, Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin değişik 52’nci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlığımızca uygun görülmüştür. Bu kapsamda yapılacak mahsup işlemlerinde taşımacılık istisnasından kaynaklanan katma değer vergisi iadeleri için daha önce aranılan belgelerin vergi dairesine ibraz edileceği tabiidir.
Diğer taraftan, 28 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin B/3 bölümünde yer alan açıklamalardan bu tebliğe aykırı olmayan açıklamalar aynen geçerlidir.” denilmek suretiyle, katma değer vergisi iadelerinin hak sahibi mükelleflerin kendi borçlarına mahsubunun talep edilmesi halinde, mahsup işlemlerinin, teminat mektubu ve inceleme raporu aranılmadan yapılacağı belirtilmiştir.
Bu itibarla, davacı tarafından talep edilen mahsup işleminin, talep tarihinde gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerekeceğinden, damga vergisinin normal vade tarihi (bu tarih aynı zamanda talep tarihidir) ile yeminli mali müşavirlik tasdik raporunun vergi dairesine ibraz edildiği tarih arasında geçen süre için gecikme zammı hesaplanarak, söz konusu gecikme zammının tahsili amacıyla davacı adına tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrinin iptali yolundaki mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına, 30.9.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.