Danıştay Kararı 7. Daire 1997/4641 E. 1998/3995 K. 18.11.1998 T.

7. Daire         1997/4641 E.  ,  1998/3995 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/4641
Karar No: 1998/3995

Temyiz İsteminde Bulunan : …Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : 1580 sayılı Kanunun 15’inci maddesinin değişik 43’üncü fıkrası uyarınca Büyükşehir Belediye Meclisince piyasada fiyat istikrarı sağlamak ve tüketiciyi korumak amacıyla gıda ve diğer ihtiyaç maddeleriyle birlikte odun ve kömür satışı da yapmak için kurulan ve ticari faaliyeti nedeniyle vergi mükellefi olan tanzim satış şube müdürlüğünce, satışı yapılmak üzere alınan malların alım sırasında ödenen mal ve hizmet giderleri için düzenlenen ödeme belgelerinden kesilmesi gereken damga vergilerinin kesilmediğinin yapılan incelemeyle anlaşıldığından bahisle kaçakçılık cezalı olarak salınan damga vergisini; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun “Damga Vergisine Tabi Kağıtlar” başlıklı 1992 yılında yürürlükte olan I sayılı Tablosunun IV-1-h fıkrasında, kişiler tarafından belli parayı mutazammın olarak resmi dairelere verilen makbuzların %05 nispetinde damga vergisine tabi olduğunun hükme bağlandığı; dosyada mevcut inceleme raporu ve diğer belgelerin incelenmesinden, kişiler tarafından belli parayı mutazammın olarak belediyeye verilmiş bir makbuzun varlığının tespit ve delillendirilemediğinin, böylelikle vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle kaldıran …Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…; K:…sayılı kararının; inceleme raporuna dayalı tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
488 sayılı Kanunun 1’inci maddesinde; bu kanuna ekli (1) sayılı tablodaki kağıtların damga vergisine tabi olduğu belirtilmiş, I sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve Diğer Kağıtlar” başlıklı bölümünün (h) sırasında da; kişiler tarafından belli parayı mutazammın olarak resmi dairelere verilen makbuz ve ibra senetlerinin %05 oranında damga vergisine tabi olacağı hükmü yer almıştır.
Diğer taraftan, aynı kanunun resmi dairenin tanımıyla ilgili 8’inci maddesinde de; genel ve katma bütçeli daire ve idarelerle, il özel idareleri, belediye ve köylerin resmi daire sayılacağı, bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılamayacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 1580 sayılı Kanunun 15’inci maddesinin değişik 43’üncü fıkrası uyarınca Konya Büyükşehir Belediye Meclisince, piyasada fiyat istikrarını sağlamak ve tüketiciyi korumak amacıyla muhtelif ihtiyaç maddeleri satışı yapmak üzere, Belediye Tanzim Satış Şube Müdürlüğü (Fon saymanlığı) oluşturulduğu, bu müdürlüğün ticari faaliyeti nedeniyle vergi mükellefi olduğu, inceleme elemanınca yapılan incelemede, satışı yapılacak mallar için yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemelerden damga vergisi kesilmesi gerekirken, kesilmediğinin saptanması üzerine anılan şube müdürlüğü adına kaçakçılık cezalı damga vergisi salındığı, vergi mahkemesince de, olayda kişiler tarafından belli parayı mutazammın olarak belediyeye verilmiş bir makbuzun varlığının tespit ve delillendirilemediği, böylelikle vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediği gerekçesiyle cezalı tarhiyatın kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda değinilen maddelere göre, belediyeden bağımsız ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmadığı vergi mahkemesince de kabul edilen Tanzim Satış Müdürlüğünün, yapmış olduğu mal ve hizmet alımları karşılığında yaptığı ödemeler için düzenlediği belgelerin (tediye fişlerinin) üzerinde ödeme yapılan kişilerin imzasının bulunması halinde, kişiler tarafından belli parayı mutazammın olarak resmi dairelere verilen makbuz ve ibra senedi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca, vergi mahkemesince, anılan belgelerin, belli parayı mutazammın olarak resmi dairelere verilen makbuz ve ibra senedi niteliği taşıyıp taşımadığı, gerekirse anılan belgeler de incelenmek suretiyle araştırıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 18.11.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.