Danıştay Kararı 7. Daire 1997/461 E. 1997/2521 K. 18.06.1997 T.

7. Daire         1997/461 E.  ,  1997/2521 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/461
Karar No: 1997/2521

Temyiz İsteminde Bulunan: Ankara Tır Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Turizm Ticaret ve Sanayi A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti: Ankara Tır Gümrük Müdürlüğünde tescilli 27.5.1986 gün ve … sayılı giriş beyannamesi ile 1615 sayılı Kanunun 119’uncu maddesinin 6’ncı fıkrası uyarınca geçici olarak ithal edilen eşyaların kanuni yurtta kalma sürelerinden sonra yurt dışı edildiğinden bahisle söz konusu eşyalara ilişkin gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla Gümrük Kanununun 149’uncu maddesi uyarınca tesis edilen işlemi; 1615 sayılı Kanunun 86’ncı maddesinden bahisle, vergi ve resimlerin, geçici olarak ithal edilen eşyaların yurt dışı edilmesi gereken 1.7.1988 tarihinden itibaren 3 yıl içinde istenilmesi icap etmesine karşın, bu süre geçirildikten sonra 14.7.1994 tarihinde tahakkuk ettirilerek yükümlüye tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, kaldı ki 6183 sayılı Kanuna göre 5 yıllık zaman aşımı süresinin de aşıldığı gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; geçici ithale konu eşyaların kanuni yurtta kalma sürelerinden sonra yurt dışı edilmeleri sebebiyle, tesis olunan işlemde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Ankara Gümrük Müdürlüğünce yükümlü kuruluş adına tescilli geçici giriş beyannamesi ile 1615 sayılı Gümrük Kanununun 119’uncu maddesinin 6’ncı fıkrası uyarınca geçici ithali yapılan eşya ile ilgili olarak düzenlenen soruşturma raporu uyarınca ve geçici ithali yapılan eşyaların süresi içerisinde yurt dışına çıkarılmadığı gerekçesi ile Gümrük Kanununun 149’uncu maddesine dayanılarak tahakkuk ettirilen gümrük vergisi aleyhine açılan dava üzerine; geçici ithali yapılan eşyanın yasal süresi geçirilerek 16/8/1988 tarihinde yurt dışı edilerek dosyanın kapatıldığı, uyuşmazlık konusu verginin eşyanın yurt dışına çıkarılması gereken 1.7.1988 tarihinden itibaren 3 yıl geçirilerek 5 yıl sonra 14.7.1994 tarihinde tahakkuk ettirilerek zamanaşımına uğradığı, olayda, 6183 sayılı Yasanın 102’nci maddenin öngördüğü 5 yıllık tahsil zamanaşımının da geçirilmiş olduğu gerekçesiyle tahakkuku iptal eden …’inci Vergi Mahkemesi kararı, 1615 sayılı Gümrük kanununun 86’ncı maddesi ile, 6183 sayılı yasanın 102’nci maddesi hükmüne uygun olup, kararda bu haliyle isabetsizlik bulunmamaktadır.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar 2577 sayılı yasanın 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığından, temyiz isteğinin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
1615 sayılı Gümrük Kanununun 119’uncu maddesinde, maddede belirtilen maksatlarla memlekete geçici olarak girecek yabancı eşyanın vergilerinin, bakanlıkça kabul ve tespit edilecek esas ve şartlar dairesinde teminata bağlanacağı, 6’ncı fıkrasında, ülke sanayii, ekonomisi ve sair alanlarda acil ve önemli ihtiyacında veya ihracatın geliştirilmesi maksadıyla kullanılacak ve bir yıl içinde yurt dışına çıkarılacak, kiralama veya sair suretle getirilen eşyanın geçici muaflık rejimine tabi tutulabileceği, 77’nci maddesinde, gümrük vergisi ve diğer vergilerin, tahakkuk ettirilip aynı kanunun 73’üncü maddesi gereğince ödenmeden veya teminata bağlanmadan ve gümrüğün izni olmadan, eşyanın gümrük denetlemesinden serbest bırakılmayacağı ve sahibine teslim edilemeyeceği belirtilmiş, Gümrük Yönetmeliğinin 879’uncu maddesinde de, geçici kabul veya geçici muaflık rejimine tabi eşyanın girişinde tahakkuk ettirilen vergi ve resimlerin yönetmelikte belirtilen teminat cinslerinden biriyle teminata bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Gümrük Kanununun 149’uncu maddesinde de, kanunun 118 ve 119’uncu maddelerinin hükümlerine aykırı hareket edenlerden eşyaya terettüp eden vergilerin alınacağı belirtilmiş, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 54, 55 ve 56’ncı maddelerinde ise, ödeme müddeti içinde ödenmeyen kamu alacaklarının cebren takip ve tahsiline ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 27.5.1986 gün ve … sayılı giriş beyannamesi ile 1615 sayılı Kanunun 119’uncu maddesinin 6’ncı fıkrası uyarınca geçici olarak ithalat yapıldığı, söz konusu eşyalara ait gümrük vergi ve resimlerin geçici ithal esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlandığı, en son 1.7.1988 tarihine kadar yurt dışına çıkarılması gereken eşyaların, süresinden sonra 11.8.1988 gün ve … sayılı çıkış beyannamesi ile yurt dışına çıkarıldığı ve geçici ithal esnasında alınan teminatın iade edildiği, daha sonra geçici ithale konu eşyaların süresinden sonra yurt dışına çıkarıldığından bahisle söz konusu eşyalara ilişkin gümrük vergi ve resimlerin tahsili amacıyla 1615 sayılı Kanunun 149’uncu ve 176’ncı maddeleri uyarınca işlem tesis edilerek 25.7.1994 tarihinde yükümlüye tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda değinilen mevzuat hükümlerine göre, geçici olarak ithal edilen eşyaların gümrük vergi ve resimlerinin giriş esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanması nedeniyle, söz konusu vergilerin yeniden tahakkuk ettirilmesine gerek bulunmayıp, olayda tahakkuk zaman aşımı söz konusu olmadığından, Gümrük Kanununun 86’ncı maddesinin olaya uygulanması mümkün değildir. Bu sebeple, mahkeme kararının tahakkuk zaman aşımına ilişkin gerekçesi yerinde görülmemiştir.
Tahakkuk ettirilen vergilerin tahsili aşamasında ise, ancak tahsil zaman aşımı gündeme gelebileceğinden, olayda tahsil zaman aşımının bulunup bulunmadığı hususunun irdelenmesi gerekmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Tahsil Zamanaşımı” başlıklı 102’nci maddesinde, amme alacağının, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrayacağı, 103’üncü maddesinde, amme alacağının teminata bağlanmasının zaman aşımını keseceği, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zaman aşımının yeniden işlemeye başlayacağı, amme alacağının teminata bağlanması halinde, zaman aşımının başlangıcının, teminatın kalktığı takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günü olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, geçici olarak ithal edilen eşyalara ait gümrük vergi ve resimleri tahakkuk ettirilerek teminata bağlanmış olduğundan, 6183 sayılı Kanunun yukarıda değinilen hükümleri uyarınca, teminata bağlanma hali devam ettiği sürece kamu alacağının tahsil zaman aşımına uğraması söz konusu olamayacaktır. Ancak, teminatın kalkması durumunda, teminatın kalktığı takvim yılını takip eden takvim yılının başından itibaren zaman aşımı süresi işlemeye başlayacaktır.
Bu durumda, 5 yıllık tahsil zaman aşımı süresinin başlangıç tarihinin saptanabilmesi için, geçici ithal esnasında yükümlüden alınan teminatların hangi tarihte iade edildiğinin belirlenmesi icap etmektedir.
Dava dilekçesinde, yükümlü tarafından, geçici ithale konu eşyanın 16.8.1988 tarihinde fiilen ihraç edildiği ve alınan teminatın aynı gün kendilerine iade edildiği belirtilmiş, işlem dosyasında mevcut olan ve Ankara Gümrük Müdürlüğünce Maliye ve Gümrük Bakanlığına hitaben yazılan 4.10.1988 gün ve 22330 sayılı belgede de, teminatın yükümlüye iade edildiği vurgulanmış olmakla, aksine bir bilgi, belge ve iddia da mevcut bulunmadığından, teminatın 1988 yılı içerisinde yükümlüye iade edildiğinin kabulü gerekir.
Buna göre, 1988 yılını takip eden 1989 yılı başından başlayarak 5 yıl içerisinde (31.12.1993 tarihine kadar) tahsil edilmesi gereken kamu alacağının, bu süre geçirildikten sonra 25.7.1994 tarihinde tebliğ edilen yazı ile istenilmesi sebebiyle, zaman aşımına uğrayan vergilerin tahsiline yönelik işlemi iptal eden mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, kararın onanmasına, 18.6.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.