Danıştay Kararı 7. Daire 1997/4224 E. 1998/4172 K. 25.11.1998 T.

7. Daire         1997/4224 E.  ,  1998/4172 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/4224
Karar No: 1998/4172

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … İlaç ve Ham Maddeler Sanayi A.Ş.
İstemin Özeti : Sermaye artırımına ilişkin damga vergisini süresinde ödemeyen ancak, pişmanlık hükümlerinden istifade etmek isteyen davacı isteminin kabul edilmemesi üzerine, adına kesilen kusur cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Pişmanlık ve Islah başlıklı 371’inci maddesi ile 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 22’nci maddesinden bahisle, olayda; sermaye artırılması işlemlerinden dolayı, 3 ay içinde ödenmesi gereken damga vergisini ödemeyen davacı şirketin, bu süreden sonra kendiliğinden idareye dilekçe ile başvurarak pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanmak istemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, kaldı ki, Maliye Bakanlığınca yayımlanan 8 seri nolu Damga Vergisi Genel Tebliğinde Vergi Usul Kanununun 371’inci maddesindeki şartların tahakkuku halinde mükellef ve sorumluların pişmanlık ve ıslah istemlerinin yerine getirilmesinin uygun olduğunun belirtildiği, buna göre davacı adına kesilen cezada isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; 2 seri nolu Damga Vergisi İç Genelgesine göre damga vergisinin beyana dayanan vergilerden olmadığı, bu nedenle davacının pişmanlık ve islah hükümlerinden faydalanmasının mümkün bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlık konusu olayda, sermaye artırımında bulunan davacı şirketin bu işleme ilişkin damga vergisini süresi geçtikten sonra pişmanlık dilekçesi ile ödemesi halinde kesilen kusur cezasını terkin eden Vergi Mahkemesi kararının temyizen bozulması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371. maddesinde beyana dayanan vergilerde kaçakçılık, ağır kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareketlerini kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere maddede belirtilen kayıt ve şartlarla kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezaları kesilemeyeceği hükme bağlanmış olup, madde hükmü ile mükelleflerin vergi kaçırma fiillerinden caymalarının sağlanması amaçlanmıştır.
Her ne kadar davalı idare, yasadaki bu hükmün beyana dayanan vergilere ilişkin olduğunu, damga vergisinin tahakkuku tahsile bağlı vergilerden olduğunu, bu nedenle olaya uygulanamıyacağını iddia etmekte isede, beyan şekline bağlı olarak madde hükmünün uygulama alanının daraltılması, madde hükmü ile güdülen amaca aykırı olacaktır. Kaldı ki, makbuz karşılığı ödeme, istihkaktan kesinti suretiyle ödeme açısından damga vergisinin beyana dayanan vergi olarak kabul edilmesini gerektirdiği gibi,vergi dairesine yazılı bildirim şeklinde yapılan ödemenin dahi beyan olarak kabulü gerektiğinden, Vergi Usul Kanununun 371. maddesinde yer alan pişmanlık hükmünün olaya uygulanmasında ve kesilen cezanın terkin edilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, 25.11.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.