Danıştay Kararı 7. Daire 1997/4192 E. 1998/3137 K. 06.10.1998 T.

7. Daire         1997/4192 E.  ,  1998/3137 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/4192
Karar No: 1998/3137

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : Zeus Denizcilik ve Ticaret A.Ş.
Vekilleri : Av. …, Av. …
İstemin Özeti: Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli gümrük giriş beyannamesi ile ithal olunan geminin, ithalde alınan katma değer vergisinden muaf tutulmaması üzerine yapılan tahakkuku; Katma Değer Vergisi Kanununun 13 ve 16’ncı maddeleri açıklandıktan sonra, olayda, davacı denizcilik şirketinin 21.4.1993 tarihinde ithal ettiği geminin gümrük giriş beyannamesine, vergi dairesinden alınacak muafiyet yazısının eklenmediğinden bahisle uyuşmazlık konusu katma değer vergisi tahakkukunun yapıldığının anlaşıldığı; ancak, yukarıda açıklanan kanun hükümleri uyarınca, yükümlü şirketin ithal ettiği geminin katma değer vergisinden istisna tutulduğunun açık olduğu, bu itibarla, genelgeye dayalı olarak yapılan tahakkukta isabet bulunmadığı; kaldı ki, 21.4.1993 tarihinde tescil edilen beyannameden sonra yayımlanan 6.9.1994 gün ve 1994/29 sayılı Genelgeye dayanılarak, vergi dairesinden alınacak muafiyet yazısının beyannameye eklenmediğinden bahisle tahakkuk yapılmasının hukuken de mümkün olmadığı gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:…sayılı kararının; idari itiraz prosedürü tamamlanmadan açılan davanın esasının incelenmesinin mümkün olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından yapılan gemi ithalatı nedeniyle, katma değer vergisi tahakkuk ettirilmesinden kaynaklanmıştır.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 78’inci Maddesinin 5’inci fıkrasında, mükelleflerin, muaflık hükümlerinin yerine getirilmemiş veya yanlış tatbik edilmiş olması sebebiyle, yapılan tahakkuka karşı itiraz edebilecekleri belirtilmiş; 84’üncü maddesinde ise, 78’inci maddenin 4,5 ve 7’nci fıkralarında yazılı sebeplerden biriyle yapılacak itirazların süresi ve incelenmesi ile ilgili usul ve esaslar düzenlenerek, maddenin devamında, ancak, itiraz üzerine, gümrükler başmüdürlüğü, Gümrükler Genel Müdürlüğü yada Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından verilecek kararlara karşı idari yargıya başvurulabileceği yolunda hüküm yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14’üncü maddesinde ise, açılan davada, idari merci tecavüzü bulunup bulunmadığının ilk inceleme esnasında inceleneceği, 15’inci maddesinde de, idari merci tecavüzü halinde, dilekçelerin görevli idari mercie tevdiine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu itibarla, doğrudan tahakkukun iptali istemiyle açılan davada, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun yukarıda belirtilen 14 ve 15’inci maddeleri doğrultusunda, idari merci tecavüzü nedeniyle dosyanın merciine tevdiine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında tesis edilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
1615 sayılı Gümrük Kanununun 78’inci maddesinin 5’inci fıkrasında, mükelleflerin, muaflık hükümlerinin yerine getirilmemiş veya yanlış tatbik edilmiş olması sebebiyle, yapılan tahakkuka karşı itiraz edebilecekleri; 84’üncü maddesinde ise, 78’inci maddenin 4,5 ve 7’nci fıkralarında yazılı sebeplerden biriyle, onbeş gün içinde, tahakkuku yapan idarenin bağlı bulunduğu gümrük müdürlüğüne itirazda bulunulabileceği, bu merciin bir ay zarfında vereceği kararlara karşı onbeş gün içinde, Bakanlıkça tespit edilecek normal fiyata kadar olan miktarlar için bağlı bulundukları gümrükler başmüdürlüklerine ve bu miktardan yukarı değerde olanlar için Gümrükler Genel Müdürlüğüne itiraz olunabileceği, başmüdürlüklerce ve Gümrükler Genel Müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, mükelleflerin idari yargıya başvurabilecekleri, Bakanlık Kontrol Genel Müdürlüğünce yapılan denetleme veya bu Genel Müdürlüğün görevi gereği takip ettiği işlemler sonucu çıkan ihtilaflarda, bu maddede belirtilen itiraz merciinin Kontrol Genel Müdürlüğü olduğu, Kontrol Genel Müdürlüğünün kararlarına karşı idari yargı yolunun açık olduğu yolunda hükümlere yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14’üncü maddesinde ise, açılan davada, idari merci tecavüzü bulunup bulunmadığının ilk inceleme esnasında inceleneceği, 15’inci maddesinde de, idari merci tecavüzü halinde, dilekçelerin görevli idari mercie tevdiine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın İncelenmesinden, davacı şirket tarafından, Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 21.4.1994 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi kapsamında ithal edilen gemiye ait beyannameye, vergi dairesinden alıncak muafiyet belgesinin eklenmediğinden bahisle, söz konusu ithalat nedeniyle muafiyet hükümlerinin uygulanmaması suretiyle katma değer vergisi tahakkukunun yapıldığı, 8.6.1995 tarihinde tebliğ edilen tahakkukun iptali istemiyle, 6.7.1995 tarihinde işbu davanın açıldığı, mahkemece, işin esası incelenmek suretiyle karar tesis edildiği anlaşılmıştır.
Gümrük Kanununun yukarıda açıklanan madde hükümleri uyarınca, mükelleflere tebliğ edilen tahakkuklara karşı, kanunda belirtilen idari itiraz yolları tüketilmeden doğrudan dava açılması mümkün değildir.
Bu itibarla, doğrudan tahakkukun iptali istemiyle açılan davada, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun yukarıda belirtilen 14 ve 15’inci maddeleri doğrultusunda, idari merci tecavüzü nedeniyle dosyanın merciine tevdiine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında tesis edilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 6.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.