Danıştay Kararı 7. Daire 1997/3778 E. 1998/671 K. 25.02.1998 T.

7. Daire         1997/3778 E.  ,  1998/671 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/3778
Karar No: 1998/671

Temyiz İsteminde Bulunan: Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Dış Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : 2.4.1991 tarih ve … yevmiye nolu, …’nci Noterliğince düzenlenen satış sözleşmesi ile satılan ancak tescil kaydı silinmediği, dolayısıyla mükellefiyet kaydı devam ettiğinden bahisle vadesinde ödenmeyen ek motorlu taşıtlar vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 20’nci maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20’nci maddesinden söz edilerek, yükümlü şirket tarafından aracın noter satış senedi ile devredilmesinden dolayı araçla herhangi bir ilgilerinin kalmadığı, alıcının yasada yazılı süre içerisinde gerekli belgelerle Trafik Tescil Bürosuna başvurarak adına tescil belgesi alması gerektiği, bu ödevin yerine getirilmemesinden dolayı satıcının mali külfet altında bırakılmasının hukuk kuralları ile bağdaşmayacağı, yükümlünün motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti devam etmediğinden 3986 sayılı Kanunun 9’uncu maddesine göre de ek motorlu taşıtlar vergisine tabi tutulmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden …’inci Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; 7.5.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3986 sayılı Yasa hükümlerine göre, bu yasanın yürürlük tarihi itibarıyla kanunda sayılı araçlardan motorlu taşıtlar vergisi yükümlülüğü devam edenlerin ek motorlu taşıtlar vergisine de tabi olacaklarının belirtildiği, buna göre halen adına kayıt ve tescilli araç nedeniyle tahakkuk ettirilen ek motorlu taşıtlar vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 3’üncü ve 8’inci maddelerinde, motorlu taşıtlar vergisi yükümlüsünün ilgili kuruluşta adına kayıt ve tescil yapılmış gerçek ya da tüzel kişi olduğu, yükümlülüğün kayıt ve tescil ile başladığı ve ancak ilgili kuruluştaki kaydın silinmesi ile sona ereceği, 3986 sayılı Kanunun 9’uncu maddesinde de, 197 sayılı Kanunun, tarifler, mükellef, istisna ve muafiyete ilişkin hükümlerinin bu vergi için de geçerli olduğunun hükme bağlandığı, dosyadaki belgelere göre ek motorlu taşıtlar vergisine tabi olan aracın trafikte kayıt ve tescilinin halen davacı adına bulunduğu, ancak satın alan şirket tarafından adına trafik kayıt ve tescil işleminin yaptırılmamış olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre gerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20’inci maddesi, gerekse 197 sayılı ve 3986 sayılı Kanun hükümlerine göre ihtilaflı dönemde davacı adına kayıt ve tescilli taşıttan dolayı motorlu taşıtlar vergisi yükümlülüğü devam ettiğinden, ek motorlu taşıtlar vergisinin tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinde isabetsizlik bulunmamakla, söz konusu ödeme emrini iptal eden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
7.5.1995 tarihinde yürürlüğe giren 3986 sayılı Kanunun 9’uncu maddesinde, 197 sayılı Motorlu Taştılar Vergisi Kanununun 5’inci ve 6’ncı maddelerinde yer alan (I), (II), (III) ve (IV) sayılı tarifelere göre vergiye tabi olan ve bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ilgili sicilde kayıt ve tescilli bulunan taşıtlardan; yolcu ve yük taşımacılığında kulanılanlar hariç, ticari işletmeye dahil olan ancak taşımacılık faaliyetinde kullanılmayanlar dahil olmak üzere, değeri 500.000.000.- lirayı geçen taşıtların değerlerinin %4’ü oranında, 1.000.000.000.- lirayı geçen taşıtların ise değerlerinin %8’i oranında bir defaya mahsus olmak üzere ek motorlu taşıtlar vergisine tabi olduğu, 197 sayılı Kanunun tarifeler, mükellef, istisna ve muafiyetlere ilişkin hükümlerinin bu vergi için de geçerli olduğu, hesaplanan verginin, 1 Temmuz 1994 tarihinde taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesince tahakkuk ve tebliğ edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8. maddesinin birinci bendinde, “mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tüzel kişidir.” şeklinde tanımlanmıştır.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 2348 sayılı Kanunun 3. maddesiyle değişik 3. maddesinde, motorlu taşıtlar vergisinin mükellefinin, trafik, belediye veya liman sicili ile Ulaştırma Başkanlığınca tutulan sivil hava vasıtaları sicilinde adlarına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişiler olduğu, aynı kanunun 3088 sayılı Kanunun 4. Maddesiyle değişik 8. maddesinde, motorlu taşıtların trafik, liman veya belediye sicili ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından tutulan sivil hava vasıtaları siciline ait kayıtlarının silinmesi halinde, silinme takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise, ikinci altı aylık dönemin başından, ikinci altı aylık dönem içinde yapılmışsa takip eden takvim yılı başından itibaren mükellefiyetin sona ereceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, motorlu taşıtlar vergisi yükümlüsünün, ilgili kuruluşta adına kayıt ve tescil yapılmış gerçek ya da tüzel kişi olduğu, yükümlülüğün kayıt ve tescil ile başladığı ve ancak ilgili kuruluştaki kaydın silinmesi ile sona erdiği sonucuna ulaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3176 sayılı Kanunla değişik 20. maddesi hükmü ile bu hükmün gerekçesinde belli süre için kendi adına tescil belgesi almak zorunluluğunun ve buna uymayanlar için öngörülen para ve hapis cezası yaptırımının motorlu aracı satan veya devreden kişilerin vergi ve hukuki sorumlulukları yönünden mağduriyetlerini önlemek için bu araçları satın alan ya da devralan kişileri kısa süre içinde kendi adlarına kayıt ve tescil ettirmeye zorlama amaçlandığından, Karayolları Trafik Kanununun bu hükmünü satış ya da devir halinde buna ilişkin noter tarafından düzenlenmiş sözleşmenin ilgili tescil kuruluşuna bildirilmesi ile adına motorlu taşıt kayıt ve tescilli kişilerin yükümlülüklerinin kendiliğinden sona ereceği biçiminde yorumlamak mümkün değildir.
Öte yandan aracı satın alan veya devralan kişiler tarafından kanundaki yaptırımlara rağmen ilgili tescil kuruluşuna başvurularak trafik kayıt ve tescil işlemlerinin yaptırılmaması durumunda aracı satan veya devreden kişilerin her zaman bu kuruluşa başvurarak kayıt ve tescilin silinmesini isteyebilecekleri, istemlerine olumsuz yanıt alınması halinde, bu işlemin iptali istemiyle idari yargı mercilerinde dava açabilecekleri, bu nedenle ödenen motorlu taşıtlar vergisini adli yargı mercilerinde tazminen talep edebilecekleri de hukuk kuralları ve bu konudaki yasal düzenlemeler gereğidir.
Dosyanın incelenmesinden, Vergi Mahkemesince verilen … gün ve E:… esas sayılı ara kararı ile … Vergi Dairesinden; 2.4.1991 tarihli satış sözleşmesi ile noterde satışı gerçekleşen taşıtın yeni malik adına …Trafik Müdürlüğüne … plaka numarası ve 11.4.1991 tarih ve … seri numarası ile tescil ettirilip ettirilmediği, … plakalı aracın … plaka numarasına nakil olup olmadığı hususlarının sorulması üzerine, … Vergi Dairesince …Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne yazılan 3.2.1997 gün ve 2205 sayılı, 30.6.1997 gün ve 15734 sayılı yazılara alınan 17.2.1997 gün ve 37595 sayılı, 3.7.1997 gün ve 5952 sayılı cevabi yazılarda, söz konusu aracın 22.12.1989 tarihinden itibaren yükümlü şirket adına kayıtlı olduğunun bildirildiği anlaşıldığından, aksi yolda ileri sürülen yükümlü şirket iddiasına itibar etme olanağı kalmamaktadır.
Bu durumda, noter sözleşmesi ile satılmasına rağmen trafikte yükümlü şirket adına kayıt ve tescilli olan taşıtın ek motorlu taşıt vergisinin tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinde isabetsizlik bulunmadığından, aksi yönde tesis edilen mahkeme kararında yasal uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 25.2.1998 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AYRIŞIK OY: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.