Danıştay Kararı 7. Daire 1997/3479 E. 1998/3516 K. 26.10.1998 T.

7. Daire         1997/3479 E.  ,  1998/3516 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 1997/3479
Karar No: 1998/3516

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş.
İstemin Özeti : Davacı şirketin, sattığı otomobile ait faturayı, taşıt alım vergisinin ödendiğini gösteren belgeyi aramadan düzenlediğinden bahisle, adına kesilen kaçakçılık cezasını; satışın 6.9.1995 tarihinde yapıldığı ve faturasının da bu tarihte düzenlendiği, taşıt alım vergisinin ise 7.9.1995 tarihli makbuzla ödendiği; ancak davacı şirketin 11.9.1995 tarihli dilekçesi ile fatura tarihinin sehven 6.9.1995 olarak yazıldığının, aslında 7.9.1995 tarihinde düzenlendiğinin ilgili vergi dairesine bildirdiği, bu durumda ortada bir kasıt unsuru bulunmadığı ve davacı şirketin fiilinin kaçakçılık cezasını gerektirecek bir kusur oluşturmadığı gerekçesiyle terkin eden …Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; olayda yükümlü şirketin kusuru olduğu, bu nedenle cezanın kusur cezasına çevrilerek onanması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; motorlu araç ticareti yapan davacı şirketin 6.9.1995 tarihinde satışını yaparak, aynı gün faturasını düzenlemiş olduğu araca ait taşıt alım vergisinin bir gün sonra ödendiği hususunu, davacı şirketin faturada yazılı tarihin sehiv sonucu olduğu, gerçekte, 7.9.1995 gününde düzenlendiği yolundaki dilekçesinde öğrenen Vergi Dairesi Müdürlüğünün, 1318 sayılı Taşıt Alım Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinde öngörülen müteselsil sorumluluk esasına dayanarak, davacı şirket adına, kaçakçılık cezası kestiği; kesilen bu cezanın da açılan dava sonunda, Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından temyize konu edilen Vergi Mahkemesi kararı ile terkin edildiği anlaşılmıştır.
1318 sayılı Taşıt Alım Vergisi Kanununun 7’nci maddesinde, taşıt alım vergisinin, mükellefin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre, ilgili trafik, belediye, liman gümrük idareleri, anabayi, bayi, bölge bayii, yetkili satıcı, acentelerle Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile noterlerce onaylanmış beyannamesi üzerine tarh olunacağı; mükelleflerin vergiye ilişkin beyannamelerini iktisap, ithal ve devir işleminin tamamlanmasından önce bu işlemlerin yapıldığı yer vergi dairesine vermek zorunda oldukları hükme bağlanmış olup, 8’inci maddesinde de; taşıt alım vergisinin, iktisap, ithal ve devir işlemlerinin ikmalinden önce beyannamesinin verildiği yer vergi dairesine ödeneceği kuralına yer verilmiş olup aynı kanunun 9’uncu maddesinde ise, “Trafik, belediye ve liman sicil memurları, noterler, gümrük memurları, Ulaştırma Bakanlığı sivil hava vasıtaları sicil memurları ile yetkili satıcılar ve motorlu araç ticareti yapanlar gibi, taşıtların her türlü iktisap, ithal ve devir işlemlerini yapanlar, iktisap, ithal ve devir işlemlerinin tamamlanmasından önce ilgili vergi dairesince düzenlenmiş taşıt alım vergisinin ödendiğini gösterir belgeyi istemeye ve bu belgelerdeki bilgileri muhtevi listeleri, işlemlerin bitimini takip eden ayın 15’inci gününe kadar ilgili vergi dairesine göndermeye mecburdurlar.
Bu mecburiyete uymamak suretiyle gerekli verginin ödenmesinden önce işlem yapanlar, ödenmeyen vergi, vergi cezası ve gecikme faizinden mükellef ile birlikte müteselsilen sorumludurlar. Ancak bunlar, ödemek mecburiyetinde kaldıkları vergiler için mükellefe rücu hakkına sahiptirler.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümler karşısında; taşıt alım vergisi ödenmeden bir gün önce aracın iktisap ve devir işlemlerini tamamladığı açık bulunan davacı şirket hakkında müteselsil sorumluluk esası uyarınca işlem yapılmasında hukuka aykırılık mevcut değilse de; olayın oluş şekline göre, davacı şirket yetkililerinin vergi ziyaına sebebiyet verme niyetiyle hareket etmedikleri sonucuna varıldığından, kusur cezası yerine kaçakçılık cezası kesilmesinde isabet görülmemiştir. Nitekim, Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz dilekçesinde kaçakçılık cezasının kusur cezasınına çevrilmek suretiyle onanması gerektiğinin belirtilmiş bulunması da, bunu göstermektedir.
Açıklanan nedenler, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 26.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.