Danıştay Kararı 7. Daire 1997/3464 E. 1998/1717 K. 05.05.1998 T.

7. Daire         1997/3464 E.  ,  1998/1717 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/3464
Karar No: 1998/1717

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : … Mobilya Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Halkalı Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 19.11.1992 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle yükümlü şirket adına yapılan ek gümrük vergi ve resimleri tahakkukuna vaki itirazı reddeden işlemi; 1615 sayılı Gümrük Kanununun 86’ncı maddesinden bahisle, dosyanın incelenmesinden, ithal konusu eşyanın fiili ithalatının 19.11.1992 tarihinde yapıldığı, dava konusu ek tahakkukun ise 11.3.1996 tarihinde yükümlü şirkete tebliğ edildiği, dolayısıyla, ek tahakkukun zaman aşımına uğradığının anlaşıldığı, bu nedenle, hukuki dayanaktan yoksun bulunan ek tahakkukta isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; olay ceza uygulamasını gerektiriyor ise, bu olaya ilişkin vergiler için üç yıllık zaman aşımı süresi değil, ceza için var olan zaman aşımı süresinin geçerli olduğu, ayrıca olayın müfettişlikçe 1918 sayılı Kanun hükümlerine istinaden soruşturulduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Davacı şirket tarafından ithal edilen eşyanın beyan edilen kıymetinin eksik gösterildiğinden bahisle yapılan ek tarhiyatı; zaman aşımı nedeniyle terkin eden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
1615 sayılı Yasanın tahakkuk zaman aşımını düzenleyen 86’ncı maddesinde; “noksan alınmış vergilerin fiili ithal tarihinden itibaren üç yıl içinde ilgili gümrüğünce yazı ile bildirilerek mükellefinden isteneceği” hükme bağlanmış olup, dosyanın incelenmesinden, ek tahakkukun yasada belirtilen bu süre geçtikten sonra tebliğ edildiği anlaşıldığından, mahkemece zaman aşımı nedeniyle terkin edilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Her ne kadar davalı idarece, olayda 1918 sayılı Yasa uyarınca soruşturma yapıldığından bahisle bu kanuna göre zaman aşımı hükümlerinin geçerli olacağı iddia edilmekte ise de, ceza takipleri halinde zaman aşımı sürelerinin ceza zaman aşımı hakkındaki süreler içerisinde kovuşturulacağı yolundaki 1615 Sayılı Yasanın 89’uncu madde hükmü, tahsil zaman aşımı süreleri hakkında olup, 86’ncı maddede düzenlenen tahakkuk zaman aşımı hakkında uygulanması mümkün değildir.
Kaldı ki, dosya içindeki belgelerden, olayda, 1918 sayılı Yasa uyarınca yapılan soruşturma sonucu ceza uygulanmasını gerektiren bir fiilin varlığı konusunda bir tespitin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu, fiili ithal tarihinden itibaren Gümrük Kanununun 86’ncı maddesinde öngörülen üç yıllık sürenin geçmesinden sonra yapılan ek tahakkuku zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle kaldıran mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
Adı geçen kanunun 86’ncı maddesinde, kanuna göre alınması gereken gümrük vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda sokulan eşyadan, bu suretle hiç alınmamış veya noksan alınmış olan vergilerin eşyanın fiili ithal tarihinden itibaren üç yıl içinde ilgili gümrüğünce yazı ile bildirilerek mükelleflerinden isteneceği; 89’uncu maddesinde de, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zaman aşımının daha uzun bulunması halinde, bu alacakların da, Türk Ceza Kanununun dava ve ceza zaman aşımları hakkındaki süreler içerisinde kovuşturulup tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, gümrük vergilerinin noksan ödenmesi veya hiç ödenmemesi sonucunu yaratan eylemin suç oluşturması ve bu suçun tabi olduğu dava ve ceza zaman aşımı süresinin daha uzun olması hallerinde Türk Ceza Kanunundaki daha uzun olan zaman aşımı süresinin uygulanması mümkün olmakla birlikte, bir eylemin suç oluşturduğu, açılacak ceza davası sonucunda verilen kararla kesinlik kazanabileceğinden, anılan sürelerden yararlanılarak ek gümrük vergisi tahakkuku yapılabilmesi, öncelikle bu konuda Cumhuriyet Savcılığınca açılmış bir ceza davasının mevcudiyetine bağlı bulunmaktadır.
Ancak, Cumhuriyet Savcılığınca ceza davası açılmış olması, idarenin Türk Ceza Kanununda yazılı zaman aşımı sürelerinden yararlanması için yeterli olmayıp, eylemin suç oluşturup oluşturmadığı hususu, ceza davası hakkında verilecek kararla ortaya çıkacağından, olayda uygulanacak zaman aşımı süresinin ceza mahkemesince verilecek karar sonucuna göre belirlenmesi zorunluluğu ortadadır. Dolayısıyla; ek tahakkuka karşı açılan idari davanın karara bağlanabilmesi için, öncelikle, Cumhuriyet Savcılığınca açılan ceza davasının sonucunun beklenilmesi gereklidir.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket tarafından gerçekleştirilen ithalat sebebiyle, ilgililer hakkında açılmış bir ceza davası ve mahkumiyet hükmünün mevcut olmadığı anlaşılmasına ve konu hakkında 1918 sayılı Kanun uyarınca soruşturma yapılması da Gümrük Kanununun 89’uncu maddesinin uygulanması bakımından yeterli sayılamayacağına binaen, bu yönde ileri sürülen iddia, ek tahakkukun yazılı gerekçeyle terkini yolundaki mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına, 5.5.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.