Danıştay Kararı 7. Daire 1997/3325 E. 1997/4045 K. 18.11.1997 T.

7. Daire         1997/3325 E.  ,  1997/4045 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/3325
Karar No: 1997/4045

Kararın Düzeltilmesini İsteyen : Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … İdaresi Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …
İstemin Özeti: Yükümlü kurum adına kayıtlı arazi taşıtı niteliğindeki aracın, lüks otomobil sınıfında motorlu taşıtlar vergisine tabi olduğu halde vergilerinin kamyonet olarak (II) sayılı tarifeye göre ödendiğinden bahisle hesaplanan motorlu taşıtlar vergisi farkının tahsili amacıyla tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrini iptal eden … Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…K:…sayılı kararını onayan Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 30.10.1996 gün ve E:1996/1082; K:1996/3342 sayılı kararının; vadesinde ödenmeyen amme alacağının ödeme emri ile istenilmesinin yasal olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Uyuşmazlık, yükümlü kurum adına tescilli arazi taşıtı niteliğindeki aracın 197 sayılı Kanunun 2’nci maddesi 7’nci bendinin verdiği yetkiye dayanılarak 1.1.1990 tarihinden itibaren lüks otomobil sınıfına dahil edildiği halde,vergisinin kamyonet olarak ödendiği ileri sürülerek hesaplanan vergi farkının ödeme emri ile istenilmesinden doğmuştur.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinde arazi taşıtlarının (I) sayılı tarifeye göre vergilendirileceği, bu hadlerin lüks otomobiller hakkında derecelerine göre farklı uygulanacağı belirtilmiş, 9’uncu maddesinde ise, motorlu taşıtlar vergisinin her yıl Ocak ayının başında yıllık olarak tahakkuk ettirilmiş sayılacağı, tahakkuk ettirilen verginin ayrıca mükellefe tebliğ olunmayacağı ve verginin tahakkuk ettirilen günde tebliğ edilmiş sayılacağı hükme bağlanmış olup, kanunda, herhangi bir şekilde ödenmeyen veya eksik ödenen vergilerin mükelleflere öncelikle bir ihbarname ile tebliği suretiyle tahakkuk ettirileceği yolunda açık bir hükme yer verilmemiştir.
Bu nedenle, 1.1.1990 tarihinden itibaren lüks otomobil kabul edilen taşıta ilişkin verginin (II) sayılı tarifeye göre ödendiğinin tespiti üzerine, ödenmeyen kısmının doğrudan tahsili cihetine gidilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile ödeme emrinin iptali yolundaki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinin (c) fıkrasına uygun görüldüğünden, Danıştay Dokuzuncu Dairesince verilen 30.10.1996 gün ve E:1996/1082; K:1996/3342 sayılı karar ortadan kaldırıldıktan sonra işin esası yeniden incelendi.
Uyuşmazlık, “kamyonet” olarak kayıt ve tescil edilen aracın, 7 seri nolu Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliği uyarınca lüks otomobil sınıfına dahil edilmesi nedeniyle, 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesi uyarınca (I) sayılı tarifeye göre vergilendirilmesi gerekirken, kamyonet olarak (II) sayılı tarifeye göre vergilendirilmesi sebebiyle motorlu taşıtlar vergisinin noksan ödendiğinden bahisle hesaplanan vergi farkının ödeme emri ile istenilmesinden doğmuştur.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 2’nci maddesinin 7’nci bendinde, “Lüks otomobil; Maliye ve Gümrük Bakanlığınca, uluslararası otomobil kataloglarındaki bilgiler de dikkate alınmak suretiyle lüks sayılan, otomobil ve arazi taşıtlarını ifade eder. Bunların hangi derecelerde lüks otomobil sayılacağı Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit olunur.” denilmiş; aynı Kanunun 9’uncu maddesinin ilk iki fıkrasında da, motorlu taşıtlar vergisinin, taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından her yıl Ocak ayının başında yıllık olarak tahakkuk ettirilmiş sayılacağı; şu kadar ki, yıl içinde bu kanunun 10’uncu ve 11’inci maddeleri gereğince, vergi miktarlarında bir değişiklik olması halinde, bu değişikliğe göre ödenecek verginin, değişiklik takvim yılının ilk altı ayında yapılmış ise takip eden son altı aylık dönemin başında; son altı ayında yapılmış ise, takip eden takvim yılı başında tahakkuk ettirilmiş sayılacağı; ikinci fıkrasında da, tahakkuk ettirilen verginin, ayrıca mükellefe tebliğ olunmayacağı ve verginin tahakkuk ettirilen günde tebliğ edilmiş sayılacağı açıklanmıştır. Kanunda, önceden tahakkuk etmiş bulunan vergi miktarlarında, tarife değişikliklerine veya 10 ve 11’inci maddelerde yazılı nedenlere bağlı olarak meydana gelecek değişikliklerin ihbarname ile mükelleflere bildirileceğine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir.
Buna göre; motorlu taşıtın, 197 sayılı Kanunun 2’nci maddesinin 7’nci bendi uyarınca verilen yetkinin kullanılması sonucu lüks sayılması halinde, bu değişikliğe paralel olarak Kanunun 9’uncu maddesi uyarınca tahakkuk ve tebliğ edilmiş sayılacak olan verginin, mükellefine ayrıca ihbarname ile duyurulmasına gerek olmayacağı sonucuna varılmaktadır. Nitekim; 9’uncu maddenin, tarh olunan verginin bir defaya mahsus olmak üzere mükelleflere ihbarname ile tebliğ olunacağı yolundaki hükmünün, 3505 sayılı Kanununun 26’ncı maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olması da, varılan sonucu doğrular niteliktedir.
Olayda, yükümlü kurum adına kayıt ve tescilli aracın; 197 sayılı Kanunun 2’nci maddesinin 7’nci bendi hükmüne dayanılarak yayımlanan 7 seri nolu Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliğinin (c) bendi uyarınca, 1.1.1990 tarihinden itibaren motorlu taşıtlar vergisi uygulamasında lüks otomobil sınıfına dahil edilmesi nedeniyle (I) sayılı tarifeye göre vergilendirilmesi gerektiği halde, vergisinin kamyonet olarak (II) sayılı tarifeye göre ödendiği anlaşılmakla, açıklanan kanun hükümleri uyarınca mükellefiyetin başladığı tarihte tahakkuk ve tebliğ edilmiş sayılan verginin vadesinde ödenmeyen kısmının, ihbarname tebliğ edilmeksizin, doğrudan tahsili yoluna gidilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, ödeme emrinin iptali yolundaki mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 18.11.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.