Danıştay Kararı 7. Daire 1997/3167 E. 1998/3359 K. 15.10.1998 T.

7. Daire         1997/3167 E.  ,  1998/3359 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/3167
Karar No: 1998/3359

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili :Av. …
Karşı Taraf : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacıya veraset yoluyla intikal eden 564 adet hisse senedi ile bir otomobil ve telefona ilişkin olarak takdir komisyonu kararına istinaden kusur cezalı veraset ve intikal vergisi salınması yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde, ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere borsaya kayıtlı olmayan hisse senetlerinin itibari değerle değerleneceğinin belirtildiği, aynı maddenin dördüncü fıkrasında da, bu maddede belirtilen esaslara göre beyan edilen değerler üzerinden tarh edilen vergilerin, idarece, intikal eden malların Vergi Usul Kanununa göre bulunacak değerlere göre ikmal edileceğinin hükme bağlandığı, maddenin göndermede bulunduğu 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 294’üncü maddesinde ise, ticari sermayeye dahil olsun olmasın bütün esham ve tahvilatın borsa rayici ile, borsada kayıtlı olmayan esham ve tahvilatın emsal bedelleri ile değerleneceğinin hüküm altına alındığı, olayda, 20.1.1988 tarihinde vefat eden muristen davacıya veraset yoluyla intikal eden 564 adet hisse senedinin (borsaya kayıtlı olmadığından) 28.200.000.- liralık itibari değerle beyan edildiğinin, konu hakkında düzenlenen inceleme raporunda inceleme elemanınca, hisse senetlerinin ait olduğu anonim şirketin 1988 yılı dönem başı itibarıyla hesaplanan öz sermayesinin toplam hisse senedi adedine bölünmesi suretiyle, intikale konu 564 adet hisse senedinin gerçek değerinin 120.795.828.- lira olarak hesaplandığının anlaşıldığı, söz konusu hisse senetlerinin intikal tarihindeki emsal bedellerinin tespiti amacıyla mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda da aynı sonuca varıldığından, hisse senetlerinin emsal bedelenin 120.795.828.- lira olarak takdir edilmesinde isabetsizlik görülmediği; öte yandan intikal eden mallardan otomobil ve telefon için takdir edilen bedellerin fahiş olduğu ileri sürülmüşse de, beyan edilen ve takdir edilen değerler dikkate alındığında, herhangi bir somut belgeye dayandırılmayan bu iddianın kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle reddeden …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; hisse senetlerinin itibari değerleri üzerinden beyan edileceği yasa hükmü olduğundan kusur cezası kesilemeyeceği, ayrıca otomobil ve telefon için yapılan takdirin fahiş olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Uyuşmazlık, veraset yoluyla intikal eden otomobil, telefon ve 564 adet hisse senedi için takdir edilen emsal bedeller esas alınarak kusur cezalı tarhiyat yapılmasından doğmuş bulunmaktadır.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, vergi aslı yönünden mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Cezaya gelince; 7338 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinin beşinci fıkrasında, aynı değerleme ölçülerine göre bulunacak fark üzerinden hesaplanan verginin kusur cezalı olarak alınacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, intikale konu hisse senetlerinin itibari değerle beyan edildiği, davalı idarece emsal bedel üzerinden değerleme yapıldığı, bir başka deyişle farklı değerleme yöntemleri uygulandığı anlaşıldığından, hisse senetleri yönünden yapılan tarhiyata kusur cezası kesilmesinde isabet bulunmadığından, temyiz isteminin ceza yönünden kısmen kabulü ile mahkeme kararının, yukarıda belirtilen hususa ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu, veraset yoluyla intikal eden bir otomobil, bir telefon ve borsaya kayıtlı olmayan 564 adet hisse senedi için tardir edilen emsal bedeller esas alınarak kusur cezalı veraset ve intikal vergisi salınması yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine dair mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, vergi aslı yönünden mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Cezaya gelince; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere borsaya kayıtlı olmayan hisse senetlerinin itibari değerle değerleneceği; dördüncü fıkrasında, bu maddede belirtilen esaslara göre beyan edilen değerler üzerinden tarh edilen vergilerin, idarece, intikal eden malların Vergi Usul Kanununa göre bulunacak değerlere göre ikmal edileceği; beşinci fıkrasında da, ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere mükellefler tarafından bu maddedeki esaslara göre beyan edilen miktar ile idarece aynı değerleme ölçülerine göre bulunan miktar arasındaki farka ait verginin kusur cezalı olarak alınacağı hükme bağlanmış olup; bu hükümlere göre ikmalen tarh edilen veraset ve intikal vergisine kusur cezası uygulanabilmesi için, matrah farkının ilk tarhiyatta nazara alınan değerleme ölçüleri kullanılarak hesaplanmış bulunması gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya veraset yoluyla intikal eden mallardan 564 adet hisse senedinin, 7338 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi hükmüne uygun olarak ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere itibari değerleri üzerinden beyan edildiği; davalı idarece ise aynı maddenin dördüncü fıkrası hükmü doğrultusunda, hisse senetlerinin takdir komisyonunca takdir olunan “emsal bedeli” esas alınarak ikmalen vergi tarh olunduğu; başka anlatımla, ikmal tarhiyatına esas matrahın tespitinde ilk tarhiyattakinden farklı değerleme ölçüsünün kullanıldığı anlaşıldığından; tarh olunan verginin hisse senetlerine isabet eden kısmı için kusur cezası kesilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, cezaya yönelik temyiz isteminin kısmen kabulü ile, mahkeme kararının hisse senetleri için bulunan matrah farkı üzerinden kesilen kusur cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına; diğer yönlerden temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 4.8 oranında ve … liradan az olmamak suretiyle hesaplanacak nispi karar harcından, vergi mahkemesince karara bağlanan harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz edenden alınmasına, 15.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.