Danıştay Kararı 7. Daire 1997/2738 E. 1998/4601 K. 17.12.1998 T.

7. Daire         1997/2738 E.  ,  1998/4601 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/2738
Karar No: 1998/4601

Temyiz İsteminde Bulunan : Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : 20.10.1989 tarihinde ölen …’den veraset yoluyla intikal natamam otelin beyan edilen değerinin düşük görülmesi üzerine, resen takdir olunan matrah üzerinden salınan kusur cezalı veraset ve intikal vergisinin; kaldırılması istemiyle açılan davada; dosyanın incelenmesinden, davacıya natamam olarak intikal eden otelin Maliye Bakanlığının … ve … sayılı muktezaları uyarınca, müteahhit tarafından arsa sahibinin ölüm tarihine kadar yapılan inşaatın menkul mal olarak kabülü suretiyle 213 sayılı Kanununun 292’nci maddesi gereğince emsal bedelle değerleneceğinden bahisle resen takdir olunan matrah üzerinden tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, ancak belirtilen muktezalarla getirilen emsal bedel uygulamasının, müteahhit tarafından kat karşılığı yapılan inşaatlarla ilgili olduğu, olayda ise inşaatın murisin kendisi tarafından inşa edilmesi nedeniyle, inşaatın bedelinin menkul mal olarak kabul edilerek emsal bedel uygulanamayacağı, 7338 sayılı Kanunun 10’uncu maddesine göre gayrimenkullerin ticari işletmeye dahil olsun veya olmasın emlak vergisine esas olan değerle değerleneceği hükmünün yer aldığı, bu madde hükmüne göre, davacıya natamam da olsa intikal eden bir gayrimenkul mevcut olduğuna göre, intikal ettiği tarihteki haliyle emlak vergisine esas olan değer üzerinden beyan edilmesi gerektiği, Emlak Vergisi Kanununun 29’uncu maddesinde de vergi değerinin emlak vergisinin mevzuuna giren bina ve arazinin rayiç bedeli olduğu hükmünün yer aldığı, bu durumda, veraset ve intikal vergisi matrahına konu olan bir gayrimenkulün beyan edilmiş veya belirlenmiş bir vergi değerinin bulunmaması halinde vergi değerine esas olacak rayiç değerinin takdir yoluyla tespit edileceği, olayda otel inşaatı sona ermediğinden, bina olarak emlak değerinin bulunmadığı, varislerce bina metrekare birim değeri esas alınmak suretiyle taşınmazın natamam haline esas değeri tespit edilerek beyanda bulunulduğu, binanın emlak vergisine esas değeri bulunmadığından, vergiye esas rayiç değerinin tespiti için takdire gidilmesinin yerinde olduğu, ancak, yükümlünün takdir olunan rayiç değerin gerçeği yansıtmadığı yolundaki itirazı üzerine mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; taşınmazın intikal tarihi itibarıyla emlak vergisine esas rayiç değerinin 3.681.469.247.- lira olarak saptandığı taraflarca bilirkişi raporuna itirazda bulunulmadığı, raporda tespit edilen değerin mahkemelerince de uygun görüldüğü, bu durumda, bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edilen değer ile beyan edilen değer arasındaki farka göre davacının hissesine isabet eden 352.154.937.- lira matrah farkı üzerinden salınan veraset ve intikal vergisinin yerinde olduğu; öte yandan, 7338 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinin 5’inci fıkrasından bahisle, anılan maddede gayrimenkuller dolayısıyla bulunacak farka hiç ceza uygulanamayacağının öngörüldüğü, her ne kadar gayrimenkulden dolayı bulunan fark maddede belirtilen emlak vergisi değeri esasına göre bulunmamış ise de; binanın natamam olması, bu nedenle, binaya esas emlak vergisi beyanında bulunulmamasından dolayı emlak vergisine esas değerin takdir yoluyla tespiti halinin de anılan kanunun 10’uncu maddesine göre yapılan değerleme olarak kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle, matrah farkı üzerinden hesaplanan vergiye ceza uygulanmasında isabet görülmediği gerekçesiyle, vergiyi 353.154.937.- lira matrah farkı üzerinden değişiklikle onayan, kusur cezasını ise kaldıran …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; natamam inşaatın menkul olarak kabul edilip, 213 sayılı Kanunun 267’nci maddesi uyarınca emsal bedelinin tespiti için takdire sevk edilmesinin ve takdir olunan matrah üzerinden kusur cezalı tarhiyat yapılmasının yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Veraset yolu ile intikal eden natamam gayrimenkulün beyan edilen değeri düşük bulunarak yeniden takdir komisyonunca belirlenen değere göre bulunan değer farkı üzerinden salınan veraset ve intikal vergisi ile kesilen kusur cezasının kaldırılması isteği ile dava açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden anılan natamam gayri menkulun değerinin tespiti için vergi mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda belirlenen değere göre matrahın tadil edildiği anlaşılmış olup, idarece de bilirkişi raporuyla yapılan tespiti kusurlandıracak bir itiraz ve iddiada bulunulmadığından, tarhiyatın tadilinde usule ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Cezaya gelince, 7388 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin 5’inci fıkrası hükmüne göre kesilen cezanın kaldırılmasında da isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteğinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, 17.12.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.