Danıştay Kararı 7. Daire 1997/2707 E. 1998/3087 K. 30.09.1998 T.

7. Daire         1997/2707 E.  ,  1998/3087 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/2707
Karar No: 1998/3087

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …, …, …
İstemin Özeti : Muris … ‘dan intikal eden 1984 model ticari otonun, davacılar tarafından verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde beyan edilen değeri üzerinden yapılan tahakkuka karşı, araç değerinin sehven fazla beyan olunduğundan bahisle yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine açılan davada; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1’inci maddesi ve 233 sayılı Vergi Usul Kanununun ise 378 ile 117’inci maddelerinden bahisle, her ne kadar, vergi mevzuatında beyannamelerin ihtirazi kayıtla verileceğine ilişkin bir hükme yer verilmemişse de, uygulamada beyannamelerin ihtirazi kayıtla verilebileceğinin kabul edildiği; ihtirazi kayıt, mükelleflerin beyanlarına karşı dava açma olanağı tanıdığına göre, olayda, aracın değerinin sehven yüksek beyan edildiğinden bahisle, beyanname verme süresi içinde verilen ihtirazi kayıt dilekçesinin kabulü gerekeceği; öte yandan, mahkemelerinin ara kararına, İstanbul Otomobilciler Esnaf Odasından gelen cevabi yazıda, vergisi uyuşmazlık konusu aracın murisin ölüm tarihi itibarıyla değerinin 200.000.000.- lira olabileceğinin belirtildiği; bu durumda davanın; 200.000.000.- lira matrah üzerinden veraset ve intikal vergisi tahakkuk ettirilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı için kısmen reddine; 200.000.000.- lira üzerindeki kısımlar için yapılan tahakkukta yasal isabet bulunmadığından tahakkukun bu kısmının iptali gerekeceğinden, kısmen kabulüne karar veren … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; tahakkukun kısmen iptaline ilişkin hüküm fıkrasının; yükümlüler tarafından beyan edilen aracın değerinin Takdir Komisyonunca da aynen benimsendiği, dolayısıyla beyan üzerinden yapılan tahakkukta mevzuata aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi : Uyuşmazlık, …’dan intikal eden ticari otonun, davacılar tarafından verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde beyan edilen değeri üzerinden yapılan veraset ve intikal vergisi tahakkukunun, araç değerinin sehven yüksek beyan olunduğundan bahisle düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin vergi dairesi işleminin iptali isteminden doğmuştur.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378’inci maddesinde, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları, ancak vergi hatalarına ilişkin hükümlerin mahfuz olduğu hükme bağlanmış olup, aynı Kanunun 116 ve müteallik maddelerinde ise vergi hatalarının neler olduğu açıklanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, muris …’dan intikal eden 1984 model ticari otonun, davacılar tarafından verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde 300.000.000.-lira olarak beyan edildiği, vergi dairesince de bu değer üzerinden veraset ve intikal vergisi tahakkuku yapıldığı anlaşılmakla, yukarıda açıklanan yasa hükümleri karşısında, araca ait gerçek değerin daha düşük olduğu beyan edilen değerin ise sehven fazla belirtildiği hususunun, vergi hatası olarak kabulü mümkün olmadığından, mahkemece; davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile verilen karada isabet olmadığı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; 31.1.1992 tarihinde vefat eden …’dan intikal eden 1984 model ticari aracın değerinin davacılar tarafından verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde 300.000.000.- lira olarak beyan edilmesi üzerine, vergi dairesince, bu değer üzerinden veraset ve intikal vergisi tahakkukunun yapıldığı; daha sonra, davacıların, aracın murisin ölüm tarihi itibarıyla değerinin 100.000.000.- lira olduğu ve sehven yapılan yüksek beyanın indirilmesi gerektiğinden bahisle, vergi dairesine düzeltme istemiyle yaptıkları başvurunun reddi üzerine de, bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378’nci maddesinde, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları; ancak, bu Kanunun vergi hatalarına ilişkin hükümlerin saklı bulunduğu açıklandığından; beyan üzerine yapılan tarh ve tahakkukların idari davaya konu edilmeleri, ancak Kanunda tanımlanan anlamda vergi hatalarıyla sınırlı olarak olanaklı bulunmaktadır.
Vergi hatası ise, anılan Kanunun 116’ncı maddelerinde, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış olup; aynı Kanunun 117 ve 118’nci maddelerinde de, hesap hataları ile vergilendirme hatalarının neler olduğu açıklanmıştır.
Öte yandan; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununda, ilk tarhiyata esas olmak üzere yasal süresi içerisinde verilecek beyannamelerde, intikal eden malların gerçek değerleri üzerinde değer beyanını engelleyen bir hüküm mevcut değildir. Bu durumda; gerçek değerinin 100.000.000.-lira olduğu iddia olunan araç için davacılar tarafından 300.000.000.-lira değer beyanında bulunulmasının, yukarıda açıklanan yasa hükümlerinde tanımlanan anlamda vergi hatası olarak kabulüne imkan bulunmamaktadır. Dolayısıyla; anılan iddiayla yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine açılan davada verilen kararın temyize konu hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının temyize konu hüküm fıkrasının bozulmasına, bozma kararı üzerine yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 30.9.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.