Danıştay Kararı 7. Daire 1997/2683 E. 1998/3159 K. 06.10.1998 T.

7. Daire         1997/2683 E.  ,  1998/3159 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/2683
Karar No: 1998/3159

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili :Av. …
Karşı Taraf : …Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : 1994 yılına ilişkin olarak davacı adına veraset ve intikal vergisi salınması yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 7338 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinden bahisle, davacı tarafından, veraset yoluyla intikal eden gayrimenkuller için verilen emlak vergisi beyannamesine binanın projeye uygun olarak yapılmaması nedeniyle iskan ruhsatı alınamadığı için “natamam” ibaresinin yazıldığı, takdir komisyonunca uyuşmazlık konusu gayrimenkuller için takdir edilen değerin yüksek olduğu ileri sürüldüğünden, mahkemelerince bu iddiaların doğruluğunun tespiti amacıyla keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, iki işyeri ile bir mesken için takdir komisyonunca takdir edilen 1.500.000.000.- lira değerin uygun bulunduğunun belirtildiği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 282’nci maddesi gereğince bilirkişi raporunun taraflarca itiraz edilmemek suretiyle kesinleştiği, bu itibarla, davacı adına yapılan veraset ve intikal vergisi tarhiyatında isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden …. Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; emlak vergisi beyannamesine uygun olarak veraset ve intikal vergisi beyannamesi verildiği, tarafların bilirkişi raporuna itiraz etmemelerinin bilirkişi raporunu kesinleştirmeyeceği, uyuşmazlık konusu taşınmazların menkul mal gibi değerlendirilmesinin yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi :Uyuşmazlık, …’un 1994 yılında vefatı üzerine veraset yoluyla davacıya intikal eden iki işyeri ve bir mesken için verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde emlak vergisine esas olan değerleri beyan edildiği halde emlak vergisi beyannamesinde “natamam” olduklarının belirtilmiş olması nedeniyle sözü edilen gayrimenkullerin takdir komisyonunca takdir edilen değeri üzerinden veraset ve intikal vergisi salınmasından doğmuştur.
Oysa, davacı tarafından uyuşmazlık konusu gayrimenkullerle ilgili olarak gerek veraset ve intikal vergisi beyannamesinde gerekse emlak vergisi beyannamesinde iki işyeri ve bir mesken olarak beyanda bulunulduğu, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda da sözü geçen gayrimenkullerin inşaatının en geç 1990 yılında tamamlanmış olduğu belirtilmiştir.
Bu itibarla, veraset ve intikal vergisi beyannamesinde 1994 yılından çok önce inşaatları tamamlanan uyuşmazlık konusu gayrimenkullerin emlak vergisine esas olan değerlerini beyan eden davacı adına, iskan ruhsatı alınamadığı için emlak vergisi beyannamesine “natamam” ibaresinin yazılmış olması nedeniyle resen veraset ve intikal vergisi salınmasında, Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin (b) bendine uyarlık görülmediğinden, yazılı gerekçe ile davayı reddeden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi: Uyuşmazlık, 6.2.1994 tarihinde vefat eden …’dan intikal eden natamam inşaat için beyan edilen değerin düşük olduğundan bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak tarh edilen veraset ve intikal vergisinden doğmuştur.
Olayda, vergi mahkemesince inşaatın natamam durumda olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, inşaatın inşai yönden 1994 yılından önce ikmal edildiği ve 2 adet iş yeri ve 1 mesken için takdir komisyonunca takdir edilen 1.500.000.000.- liranın uygun bulunduğu belirtildiğinden, davanın reddine tarhiyatın onanmasına karar verilmiş ise de, inşa halindeki bir binanın değerinin veraseten intikal ettiği tarihteki inşaat aşaması dikkate alınarak intikalin gerçekleştiği yılı kapsayan genel beyan dönemi için Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca belirlenen asgari birim değerine göre bulunacak değer üzerinden vergilendirilmesi, eğer bina bitmişse bu takdirde emlak vergisine esas olan değerle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, inşaatın durumu tam olarak belirlenmeden genel ifadelerle takdir edilen matrah üzerinden salınan tarhiyatın mahkemece onanmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, yükümlü temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinde; veraset ve intikal vergisinin matrahının, intikal eden malların Vergi Usul Kanununa göre bulunan değerleri olduğu, mükelleflerin, ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere veraset ve intikal vergisi mevzuuna giren malları aşağıda belirtilen değerleme ölçülerinden faydalanarak, belirtilmeyenler bakımından ise Vergi Usul Kanununun servetleri değerleme ile ilgili 3’üncü bölümündeki esaslara göre değerlemek ve beyannamelerinde göstermek zorunda oldukları belirtildikten sonra, (b) bendinde, gayrimenkullerin ticari işletmeye dahil olsun veya olmasın emlak vergisine esas olan değerle değerleneceği hususu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 6.2.1994 tarihinde …’un vefatı üzerine intikal eden iki iş yeri ve bir meskenin davacı tarafından verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde emlak vergisine esas olan değerlerinin beyan edildiği ve söz konusu değerler üzerinden veraset ve intikal vergisinin tarh edildiği, ancak, davacı tarafından verilen emlak vergisi bayannamesinde uyuşmazlık konusu gayrimenkuller için “natamam” ibaresinin yazılmış olması nedeniyle davalı idarece takdir komisyonundan sözü geçen gayrimenkullerin rayiç değerlerinin takdir edilmesinin istenildiği ve takdir komisyonunca takdir edilen rayiç değerleri üzerinden de resen veraset ve intikal vergisi salındığı, bahsi geçen işlemin iptali istemiyle açılan davanın ise mahkemece yazılı gerekçe ile reddedildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından gerek veraset ve intikal vergisi beyannamesinde, gerekse emlak vergisi beyannamesinde uyuşmazlık konusu gayrimenkuller iki iş yeri ve bir mesken olarak beyan edildiği gibi, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda da ihtilaf konusu mesken ve iş yerlerinin bulunduğu binaların inşaatının en geç 1990 yılında tamamlandığı belirtilmiştir.
Bu durumda, davacı tarafından iskan ruhsatı alınamadığı için emlak vergisi beyannamesinde “natamam” oldukları beyan edilen gayrimenkullerin, murisin ölümünden çok önce inşaatları tamamlandığına ve beyan edilen değerlerinin düşük görülmesi nedeniyle emlak vergisi tarhiyatı yapıldığı yolunda davalı idarece herhangi bir bilgi ve belge de ibraz edilemediğine göre, veraset ve intikal vergisi beyannamesinde emlak vergisine esas olan değerleri beyan edilen iki dükkan ve bir mesken için resen veraset ve intikal vergisi salınması yönünde tesis edilen işlemde ve bu işlemin iptali istemiyle açılan davayı yazılı gerekçe ile reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 6.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.