Danıştay Kararı 7. Daire 1997/2587 E. 1998/3811 K. 10.11.1998 T.

7. Daire         1997/2587 E.  ,  1998/3811 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/2587
Karar No: 1998/3811

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …’a velayeten …
İstemin Özeti : 1994 yılına ilişkin olarak davacı adına kaçakçılık cezalı veraset ve intikal vergisi salınması yolunda tesis edilen işlemi; 7338 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinden bahisle, dosyanın incelenmesinden, inşaat müteahhitliği faaliyetinde bulunan ve işletme hesabı esasına göre defter tutan muris …’ın vefatı üzerine varisleri tarafından verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde intikal eden telefonlar, çağrı cihazı, otomobiller, tabanca, bankadaki mevduat ve gayrimenkuller beyan edildiği halde murisin ölüm tarihi olan 24.2.1994 tarihi itibarıyla işletme hesabı özetinde tespit edilen safi ticari kazancın beyan dışı bırakıldığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı; bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerde özsermayenin, ilgili dönemin ticari karını da kapsadığı, bu kar işletmeden çekilmiş olmadıkça, özsermayenin tespiti sırasında dikkate alınarak veraset ve intikal vergisi matrahına dahil olduğu, ancak, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için durumun daha farklı olduğu, nazari olarak ölüm tarihi itibarıyla işletme defteri üzerinde bir kar tespiti mümkün ise de, bu karın işletme sahibi tarafından ne şekilde kullanıldığını tespit etmenin mümkün bulunmadığı; zira, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen karının, ticari özvarlık veya diğer servet unsurları arasında yayılmış ya da servet unsurları arasından herhangi bir şekilde çıkmış bulunabileceği, şöyle ki teşebbüs sahibinin daha önce bu karı işletmeden çekerek bir bankadaki tasarruf hesabına yatırmış olabileceği gibi, özel kasasında nakit olarak saklamış, başka bir servet unsuruna dönüştürmüş, ivazsız olarak diğer bir kimseye intikal ettirmiş, işletme için mal mübayaasında kullanmış olabileceği, bu nedenle, ölüm tarihi itibarıyla işletme defterine göre, tespit edilecek ticari karın ayrıca veraset ve intikal vergisi matrahına dahil edilmesinin mükerrer vergilemeye yol açacağı, buna göre, murisin mükellefiyetinin işletme esasına göre tesis edilmiş olması halinde, veraset ve intikal vergisi mükelleflerince ticari sermaye olarak sadece ölüm tarihi itibarıyla mevcut ticari varlığın beyan edilmesi gerektiği, işletme esasına göre defter tutulan işletmelerde ticari varlık= mevcutlar + alacaklar = borçlar şeklinde hesaplandığına göre, mevcutların da işletmedeki dönem sonu mal mevcudu ile demirbaşların toplamından meydana gelmesi nedeniyle murisin ölüm tarihi olan 24.2.1994 tarihi itibarıyla dönem sonu mal mevcudu ile işletmeye kayıtlı demirbaşın bulunmamasından dolayı varislerin verdiği veraset ve intikal vergisi beyannamesinde beyan edilmesi gereken ticari varlık bulunmadığından, yapılan cezalı veraset ve intikal vergisi tarhiyatında isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden …Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; vergi inceleme raporu uyarınca yapılan cezalı tarhiyatta isabetsizlik bulunmadığı, 326.445.695.-liranın harcandığı yolunda bir belge de ibraz edilemediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, 10.11.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.