Danıştay Kararı 7. Daire 1997/2522 E. 1998/1206 K. 25.03.1998 T.

7. Daire         1997/2522 E.  ,  1998/1206 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/2522
Karar No: 1998/1206

Temyiz İsteminde Bulunan : T.C. Merkez Bankası Başkanlığı
Vekili :Av. …
Karşı Taraf : … Bankası Şişli Şubesi Müdürlüğü
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : T.C. Merkez Bankasınca … Bankası Şişli Şubesi hesaplarından yapılan toplam 30.298.400.- lira mahsup işleminin iptali ile bu tutarın %64 faizi ile birlikte taraflarına iadesi istemiyle açılan davayı; uyuşmazlığın, davalı idareye teminat olarak verilen senetlerin reeskont kredisi sebebiyle devredilmesinden sonra ihracatçı firmanın taahhüt ettiği ihracatı gerçekleştirememesi üzerine senetlerin Merkez Bankasınca davacı bankaya iadesi sırasında evvelce ihracatçı firmadan alınmamış damga vergisinden kaynaklanmış bulunduğu; bu nedenle, 2576 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 6’ncı maddesi hükmü uyarınca davaya bakmakla görevli mahkemenin vergi mahkemesi olduğu; olayda, T.C. Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının 18.11.1993 gün ve 308466 sayılı yazısına istinaden, davalı idarece, davacı bankaya yazılan 16.3.1994 gün ve 50523 sayılı yazı ile avans taahhütmamesine ait damga vergisi ile buna tekabül eden gecikme cezasının yatırılması için Şişli Vergi Dairesi Müdürlüğüne, kredi senetlerine ait damga vergisi ile buna tekabül eden gecikme cezasının firmaca yatırılması için Kağıthane Vergi Dairesi Müdürlüğüne bildirimde bulunulduğu; kredi sözleşmesine ait damga vergisi ile tahsil edilmemiş bulunan diğer vergi, resim ve harçların bildirilmesinin ise … Bankasınca yapılacağının duyurulduğu; bu durumda, ihracat teşvik kredilerinde, aracı bankanın sadece ihracatın yapılıp yapılmadığını takip mükellefiyetinin bulunduğu; verginin tarh tahakkuk ve tahsil usullerinin ise, kanunla konulmasının asıl olduğu; vergi mükellefiyetinin de, kanun dışında değiştirilmesi mümkün bulunmadığı; davalı idare damga vergisini tarh, tahakkuk ve tahsile yetkili olmadığından, davacı bankanın hesabından mahsup suretiyle tahsil edilen damga vergisinde isabet görülmediği; ayrıca, kanuni faiz ödemesinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28’nci maddesinin 6’ncı fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının geç infazı halinde mümkün olabileceğinden, faize ilişkin istemin kabulüne olanak bulunmadığı; bu nedenle, 30.298.400.- lira damga vergisinin davacıya iadesinin icap ettiği gerekçesiyle kabul ve dava konusu işlemi iptal eden …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; … Bankasına devrolunan … Bankası tarafından …Yünlü Sanayi A.Ş.’ye kullandırılan kredilere ilişkin senetleri teminata almak suretiyle sağlanan reeskont kredisine ilişkin işlemler, bankanın bankacılık faaliyetlerine ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın özel hukuk hükümleri çerçevesinde, adli yargıda çözümlenmesi gerektiği; bankaca mahsup konusu edilen paranın damga vergisi olmadığı; bankaların aracılık ettikleri firmaların, teşvik belgesine sahip olmaları halinde, vergi, resim, harç istisnası uygulandığı gibi, banka meclisinin kararı ile daha düşük reeskont faizi de uygulandığı; teşvik belgesinin iptal edildiğinin bildirilmesi üzerine, teşvik belgesi olmayan firmalara sağlanan reeskont kredisi ile teşvik belgesi olanlar arasındaki faiz farkı ve bu faiz farkına yürütülen faiz ve bunlara ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergisinin alınması gerektiği; bu nedenle, davacı bankanın hesabından özel hukuk hükümlerine göre mahsup edilen banka alacağının damga vergisi şeklinde değerlendirilerek verilen kararda isabet bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Dosyanın incelenmesinden, davacı banka tarafından kanuni faizi ile birlikte iadesi istenilen dava dilekçesine ekli dekontlardaki toplam 30.298.400.- liranın, T.C. Merkez Bankası tarafından bankacılık faaliyetleri çerçevesinde T.C. … Bankasına (eski … Bankası) kullandırdığı reeskont kredisinden kaynaklanan, reeskont fark faizi bu faize yürütülen faiz ve bunlara ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergileri ile verilen reeskont kredisine ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergisi olduğu, T.C. Merkez Bankası ile T.C. … Bankasına devrolunan … Bankası arasında akdedilen Orta Vadeli Senet Üzerine Avans Taahhütnamesinin 3’üncü ve 10’uncu maddelerinin uygulanmasına yönelik olarak T.C. … Bankasının T.C. Merkez Bankasındaki avans hesabından, söz konusu borçların mahsup suretiyle ödendiği anlaşılmıştır.
1211 sayılı Merkez Bankası Kanunu ile kanun gereği düzenlenen avans yönetmeliği ve bu yönetmelik çerçevesinde düzenlenip imzalanan avans taahhütnamesinin incelenmesinden, T.C. Merkez Bankasının bankacılık faaliyetlerinin yürütülmesine yönelik olarak, özel hukuk hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığın görümü ve çözümü, adli yargı yerlerindeki mahkemelere ait bulunduğundan, idari yargının görev alanı dışındaki dava hakkında vergi mahkemesince verilen kararda hukuki isabet bulunmamakla kararın bu yönden bozulması düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6’ncı maddesinin (a) bendinde Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlere ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere; (b) bendinde de, (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaların vergi mahkemelerince çözümleneceği açıklanmış bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davanın, T.C. … Bankasına devredilen … Bankası T.A.Ş. tarafından … Yünlü Sanayi Anonim Şirketine 20.12.1984 gün ve … sayılı teşvik belgesine istinaden vergi, resim ve harçtan müstesna olarak kullandırılan kredi dolayısıyla yapılan avans taahhütnamesi ile kredi sözleşmesine ait olup T.C. … Bankasınca ilgili vergi dairesine ödenmesi gereken vergilerle, reeskont kredisine uygulanan faiz farkı ve bu farka uygulanan faiz toplamının, teşvik belgesindeki ihracat taahhüdünün yerine getirilmemesi sebebiyle, bankanın T.C. Merkez Bankasında bulunan hesabından taahhütnamenin 10’uncu maddesi uyarınca mahsup edilmesine dair işlemin iptali ve mahsup edilen miktarın %64 oranındaki faizi ile birlikte kendilerine ödenmesine karar verilmesi istemiyle T.C. Merkez Bankası Başkanlığına karşı açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, ortada, verginin tarh, tahakkuk ve tahsile yetkili vergi idaresi veya tahsil dairesi tarafından yapılmış vergilendirme veya tahsil işlemi değil, özel hukuk hükümlerine göre düzenlenen orta vadeli senet üzerine avans taahhütnamesinin bir maddesinin kendisine taahhütte bulunulan T.C. Merkez Bankasınca uygulanması hali mevcuttur. Özel hukuku ilgilendiren bu uygulamadan doğan uyuşmazlığın çözüm yeri, Adli Yargı Düzenine mensup mahkemelerdir. Sözkonusu uygulama sonunda, T.C. … Bankasının T.C. Merkez Bankasındaki hesabından mahsup edilen miktarın bir bölümünün, bu Bankanın yetkili vergi dairesine ödemek zorunda olduğu vergi borcu olması da, Adli Yargı’nın görevine giren bu davada İdari Yargı’yı, dolayısıyla vergi mahkemesini görevli kılabilecek nitelikte değildir.
Bu nedenle, Adli Yargı’nın görevine giren özel hukuk uyuşmazlığının esası hakkında verilen temyize konu kararın, İdari Yargı’nın görevi dışında işe bakılarak verildiği açık bulunduğundan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendi uyarınca bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 25.3.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.