Danıştay Kararı 7. Daire 1997/2516 E. 1998/485 K. 18.02.1998 T.

7. Daire         1997/2516 E.  ,  1998/485 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/2516
Karar No: 1998/485

Temyiz İsteminde Bulunan : Yeni Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Deri Konfeksiyon Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
İstemin Özeti : Yükümlü şirket tarafından teşvik belgesinde öngörülen sermaye özel şartının ihlal edildiğinden bahisle, artırılan sermaye miktarı üzerinden 1991 yılı için tarh edilen kusur cezalı damga vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; 3505 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesinin (c) fıkrasından söz edilerek, yükümlü şirketin yatırım teşvik belgesinin özel şartlar bölümünde 10.000.000.- lira olan sermayenin 30.7.1991 tarihine kadar 3.175.000.000.- liraya çıkarılmasının öngörülmesi üzerine, şirketin bu şart uyarınca 29.7.1991 gününde akdedilen olağan genel kurul toplantısı ile sermayesini 3.200.000.000.- liraya yükseltiği, bu hususun Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca 26.7.1991 tarihinde onandığı ve …Asliye …Ticaret Mahkemesinin … günlü kararı ile tasdik edildiği, keyfiyetin ise aynı tarihte Ticaret Sicili Memurluğunca tescil edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda yükümlü şirketin, kendisine tanınan süreden önce sermaye artırım şartını yerine getirdiği sonucuna ulaşıldığı, ancak, 3.175.000.000.- lira olarak artırılması öngörülen sermayenin 3.200.000.000.- lira olarak artırılmış bulunması karşısında, aradaki 25.000.000.- lira farka isabet eden damga vergisinin yükümlü şirketten aranılması icap ettiği gerekçesiyle kısmen kabul eden …’üncü Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; teşvik belgesi özel şartlar bölümünde belirtilen değerleri ve süreleri ihlal ettiği anlaşılan yükümlü şirket adına yapılan tarhiyatta isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : 3505 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre uygulanacak damga vergisi istisnası, teşvik belgesinde öngörülen işlemleri, belgede belirtilen değer ve esaslar çerçevesinde kapsamaktadır.
Olayda ise, teşvik belgesinde sermaye özel şartı olarak 30.7.1991 tarihine kadar yapılması gerektiği öngörülen sermaye artırımı işleminin, bu tarihten sonra … tarihinde yapılan tescille gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, gerek yukarıda sözü edilen kanun hükmü, gerekse bu konuda yapılan yasal düzenlemeye ilişkin olarak yayımlanan (1) seri nolu İhracat ve Yatırımlarda Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkındaki Tebliğe göre, sermaye artırımına ilişkin özel şartlar ihlal edilmiş bulunduğundan, buna ilişkin olarak tarh edilen kusur cezalı damga vergisinde isabetsizlik bulunmadığından, aksi yönde tesis olunan mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
3505 sayılı Kanunun 1.1.1989 tarihinde yürürlüğe giren geçici 2. maddesinin (c) bendinde, ihracat veya döviz kazandırma taahhüdünde bulunulan ve yatırım teşvik belgesine bağlanmış yatırımlarla ilgili şirket kuruluşu ve sermaye artırımı işlemlerinin ve bu işlemlerle ilgil olarak düzenlenen kağıtların 31.12.1993 tarihine kadar 488 sayılı Kanuna göre damga vergisinden, 492 sayılı Kanuna göre de harçlardan istisna edildiği hükme bağlanmıştır.
Bu düzenlemeye ilişkin uygulamayı yönlendirmek amacıyla, aynı maddenin son fıkrasına dayanılarak yayımlanan İhracat ve Yatırımlarda Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkında (1) seri nolu Tebliğin, “Yatırımlarla İlgili İstisnanın Kapsamı” başlığını taşıyan II/c bölümünde de,ihracat ve döviz kazandırma taahhüdünde bulunulan yatırım teşvik belgesi kapsamındaki şirket kuruluşu ve sermaye artırımı işlemlerinin damga vergisinden istisna olduğu, istisnanın, söz konusu taahhütleri kapsayan belge ibraz edilmek koşuluyla 1.1.1989 tarihinden itibaren vuku bulan işlemlerin tümüne, teşvik belgesinde belirtilen hususlar dikkate alınarak resen uygulanacağı esası kabul edilmiştir.
Kanun ve tebliğlerin “teşvik belgesi kapsamındaki şirket kuruluşu ve sermaye artırımı…” ifadesinden, yatırımın teşviki için şirket kuruluşu ve sermaye artırımının teşvik belgesinin zorunlu şartı olması halinin amaçlandığı, ancak bu koşulla söz konusu işlemin vergi, resim ve harç istisnasından yararlandırılabileceği anlaşılmaktadır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 300’üncü maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, tasdik edilen şirketin, merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan olunacağı açıklandıktan sonra, tescil ve ilan edilecek hususlar arasında esas sermaye miktarı da gösterilmiş olup; Kanunun 301’inci maddesinin ilk fıkrasında da, şirketin ticaret siciline tescil ile hükme şahsiyet kazanacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan; anılan Kanunun “ticaret sicili” ile ilgili faslında yer alan 33’üncü maddesinde, tescil edilmiş hususlarda vukubulacak her türlü değişikliğin de, tescil olunacağı öngörülmüştür.
Bu hükümlerden; anonim şirketlerin kuruluşunda ticaret siciline tescil edilen sermaye miktarındaki değişikliklerin de, ticaret siciline tescilinin gerekeceği ve bu tescilin muteberlik şartı olduğu; dolayısıyla, sermaye miktarında yapılan değişikliğin tescil tarihinde hüküm ifade edeceği anlaşılmaktadır. Nitekim, Türk Ticaret Kanununun bu hukuki duruma paralel olarak düzenlenen 395’inci maddesinde; esas sermayenin artırılmasına dair olan umumi heyet kararının, taahhüt edilen hisse senetlerine ait zaruri olan ilk ödemelerin yapılmış olduğunu tesbit eden umumi heyet kararının alınmasından sonra ticaret siciline tescil olunacağı; esas sermayenin artırılması keyfiyetinin tescilinden önce çıkarılan hisse senetlerinin hükümsüz olacağı yolunda yer alan hüküm de, bunu doğrulamaktadır.
Bu hukuki durum karşısında; 3505 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesinin (c) bendi uyarınca, ihracat veya döviz kazandırma taahhüdünde bulunulan ve yatırım teşvik belgesine bağlanan yatırımlarla ilgili sermaye artırımı işlemlerinin damga vergisinden müstesna olabilmesi için, sermaye artırımına dair şirket genel kurul kararının en geç teşvik belgesinde öngörülen tarihe kadar ticaret siciline tescil edilmiş olması gerekeceği açık bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; 13.12.1990 gün ve … sayılı yatırım teşvik belgesinde, beş yıllık toplam 1.125.000.- Amerikan doları ihracat taahhüdünde bulunulduğu; yatırımın yararlanacağı teşvik tedbirleri arasında vergi, resim ve harç istisnasına yer verildiği; belgenin özel şartlar bölümünde, şirketin 10.000.000.- lira olan sermayesini 30.7.1991 tarihine kadar 3.175.000.000.- lira nakit olarak artırarak vize ettireceğinin öngörüldüğü; şirket tarafından ise, sermayenin 3.200.000.000.- liraya çıkarılmasına 24.7.1991 tarihli olağan genel kurul toplantısında karar verilerek, bu nedenle düzenlenen tadil tasarısının 26.7.1991 tarihinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca onaylatıldığı; sermaye artırımına ilişkin bu değişiklik Asliye …’nci Ticaret Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararı ile tasdik edilerek, Ticaret Sicili Memurluğunca … tarihinde tescil edildiği ve 7.8.1991 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; teşvik belgesinde öngörülen sermaye artışını, yine anılan belgede belirlenen 30.7.1991 tarihinden sonra … tarihinde ticaret siciline tescil suretiyle gerçekleştiren davacı şirketin bu artış dolayısıyla damga vergisi istisnasından yararlanması mümkün bulunmadığından; aksi yolda verilen Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 18.2.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.