Danıştay Kararı 7. Daire 1997/2332 E. 1998/1500 K. 22.04.1998 T.

7. Daire         1997/2332 E.  ,  1998/1500 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/2332
Karar No: 1998/1500

Temyiz İsteminde Bulunan : Kavaklıdere Vergi Dairesi Başkanlığı
Karşı Taraf : Müflis … A.Ş. İflas İdaresi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : 1994 yılı Haziran ayına ilişkin Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Beyannamesinin süresinden sonra verildiğinden bahisle kesilen kaçakçılık cezasını; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344’üncü ve 371’nci maddelerinden söz edilerek, davacı kurum tarafından gider vergisi beyannamesinin süresinden sonra davalı idareye 16.8.1994 tarih ve 41533 sayılı dilekçe ekinde verildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar dilekçede, davacı tarafından pişmanlıktan yararlandırılmaları konusunda açık bir ifadeye yer verilmemiş ise de, dilekçede pişmanlık deyiminin kullanılmamış olmasının, davacının pişmanlıktan yararlanmasına engel teşkil etmeyeceği, bu nedenle, kaçakçılık cezası kesilmesinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran …. Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; davacı beyannameyi yasal süresinden sonra vermiş bulunmakla, verginin eksik tahakkukuna yol açtığı, bunun vergi ziyaına sebep olduğu, bu nedenle kesilen kaçakçılık cezasının yerinde bulunduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Olayda, 20.4.1994 gün ve 21914 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20.4.1994 gün ve 94/5483 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 3182 sayılı Bankalar Kanununun 12 ve 68’inci maddelerine göre bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan … Bankası A.Ş.’nin yönetim ve denetiminin … Bankası A.Ş.’ye verilmesi nedeniyle, bu banka tarafından 1994 Haziran ayına ait banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesinin süresinden sonra kendiliğinden dilekçe ekinde 16.8.1994 tarihinde verilmesi dolayısıyla, dava konusu kaçakçılık cezasının kesildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371’inci maddesinde, mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51’inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde ödenmesi ve maddede sayılan diğer şartların da yerine getirilmesi halinde, yükümlülerin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilecekleri belirtilmiştir.
3182 sayılı Bankalar Kanununun 68’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında da, Bakanlar Kurulunun mevduat kabul ve bankacılık işlemleri yapma yetkisinin kaldırılmasına ilişkin kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren, banka aleyhindeki icra takiplerinin iflas talebinin kabul veya reddine kadar duracağı hükmün altına alınmış olup, dosyada mevcut …’inci Asliye Ticaret Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararından da, iflas talebinin kabul edildiği ve yükümlü …nın iflasına karar verildiği anlaşılmış bulunmaktadır.
Davalı idarece temyiz dilekçesinde, 213 sayılı Kanunun 371’inci maddesine göre, yükümlü bankanın pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için verginin pişmanlık zammı ile birlikte ödenmesi gerektiği halde, ödeme yetkilerinin bulunmadığından söz edilerek verilen dilekçe ekindeki beyanname üzerine davacının pişmanlık hükümlerinden faydalanmasının mümkün bulunmadığı ileri sürülmekte ise de; yukarıda sözü edilen Bankalar Kanunu hükümlerine göre, uyuşmazlık konusu banka ve sigorta muameleleri vergisinin beyan edilerek ödenmesi gereken dönemde, (iflas talebinin kabulünden önce) herhangi bir ödemede bulunması yasa gereği engellenen davacı bankanın, pişmanlık talebi ile birlikte vergileri ödeyemeyeceğini bildirmesi, bu bankanın pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmasına engel bir hal oluşturmayacağından, bu hususta idarece ileri sürülen temyiz iddiaları kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına, 22.4.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.