Danıştay Kararı 7. Daire 1997/1952 E. 1998/1333 K. 01.04.1998 T.

7. Daire         1997/1952 E.  ,  1998/1333 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/1952
Karar No: 1998/1333

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : … Elektrik Endüstrisi Anonim Şirketi
Vekili : Av. …- Av. …
İstemin Özeti : Gebze Gümrük Müdürlüğünde tescilli 21.7.1995 gün ve … sayılı geçici giriş beyannamesi ile ithali yapılan eşyaların süresi içinde yurt dışı edilmediği gibi, süre uzatım talebinin de süresinden sonra olduğundan bahisle, giriş esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük vergi ve resimleri ile bunlara bağlı olarak hesaplanan kanuni faizin tahsili amacıyla düzenlenen Gebze Gümrük Müdürlüğünün 25.6.1996 gün ve 17398 sayılı işlemini; 1615 sayılı Yasanın 119’uncu ve 122’nci maddelerinden bahsedilerek, olayda, yükümlü şirketçe 21.7.1995 tarihinde geçici ithal edilen eşyanın, yurtta kalma süresi dolduğu halde yurt dışı edilmemesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı, yükümlü şirketin geç de olsa eşyanın yurt dışı edildiği iddiasının araştırılması amacıyla, Gebze Ticaret Odası Başkanlığından eşyanın durumunun sorulması üzerine, gönderilen yazıda, tamir için Almanya’dan gelmesi gereken yedek parçanın gecikmesi nedeniyle, eşyanın tamirinin uzadığı ve bu nedenle eşyanın yurt dışına 15.3.1996 tarihinde çıkartılabileceği belirtildiğinden, ortada mücbir sebep olması nedeniyle yükümlü şirketçe 45 günlük gecikmeyle eşyanın yurt dışı edildiğinin anlaşılması karşısında, idarece tesis edilen işlemde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; 132 sayılı Genelge uyarınca geçici olarak ithal edilen eşyanın 21.1.1996 tarihine kadar yurt dışı edilmediği gibi, bu tarihten sonra süre uzatım talebinde bulunulduğu, dolayısıyla tesis edilen işlemde yasal isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket tarafından Gümrük Kanununun 119’uncu maddesinin 1’inci fıkrası (a) bendi hükmünden yararlanılmak suretiyle Gebze Gümrük Müdürlüğünde tescil edilen 21.7.1995 tarih ve … sayılı beyanname kapsamında geçici olarak ithal olunan “elektrik transformatörü” isimli eşyanın vergi ve resimlerinin teminata bağlandığı ve fiilen ithal edildiği, davacı kurum tarafından davalı idareye verilen taahhütnamede, eşyaların 21.1.1996 tarihine kadar yurt dışı edileceğinin belirtildiği, ancak, eşyaların süresinden sonra 4.3.1996 tarihinde yurt dışı edilmesi nedeniyle, 7.3.1996 tarihinde kayda giren dilekçe ile gümrük müdürlüğünden süre uzatım talebinde bulunulduğu, idarece, söz konusu eşyaların 21.1.1996 tarihi itibarıyla yurt dışı edilememesi nedeniyle Gümrük Kanununun 149’uncu maddesi uygulanmak suretiyle uyuşmazlık konusu vergi ve resimlerin tahsiline yönelik olarak dava konusu 25.6.1996 tarih ve 17398 sayılı işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Gümrük Kanununun 2817 sayılı Kanunla değişik 175’inci maddesinin 1’inci fıkrasında: “Bu kanunla tayin edilmiş sürelere ilişkin hükümlerin uygulanmasında zorlayıcı sebepler veya beklenmeyen haller nazara alınarak duruma göre bakanlıkça tespit edilecek esas ve usullere göre süre değişimi yapılabilir.” hükmü yer almış, 2’nci fıkrasının birinci cümlesinde de, ancak, 140’ıncı madde kapsamına giren eşya için sürelerin bitiminden evvel zorlayıcı sebepleri gösteren bir yazıyla ilgili gümrüğe veya bakanlığa bizzat veya taahhütlü mektup veya telgrafla başvurulmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.
Söz konusu madde, 2419 ve 2817 sayılı Kanunlarla değiştirilmeden önce, “Aksine sarahat bulunmadıkça, bu kanunda tayin edilmiş sürelere ilişkin hükümlerin uygulanmasında sürelerin bitiminden evvel başvurulmak şartıyla zorlayıcı sebepler ve beklenmeyen haller nazara alınarak, duruma göre burada Bakanlıkça süre değişimi yapılabilir.” hükmünü taşımakta iken, 25.2.1981 tarih ve 2419 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenerek, Gümrük Kanununun 140’ncı maddesi kapsamına giren eşya dışında, diğer ithalatlarda, süre değişimi için, sürelerin bitiminden evvel başvuru zorunluluğu kaldırılmıştır. 2817 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sırasında da aynı ilke korunarak madde halen yürürlükte bulunan şekilde düzenlenmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalardan ve 175’inci maddenin yürürlükte bulunan hükmünden de anlaşılacağı üzere, Gümrük Kanunu ile tayin edilmiş sürelerin değişimi için, 140’ıncı madde kapsamına giren eşya hariç olmak üzere, sürelerin bitiminden önce başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. 175’inci maddede yer alan hüküm ile, kanunla tayin edilmiş sürelere ilişkin hükümlerin uygulanmasında, zorlayıcı sebepler veya beklenmeyen haller nazara alınarak bu sürelerin değişimi konusunda bakanlığa bir takdir yetkisi verilmiştir.
Nitekim, Gümrükler Genel Müdürlüğünce çıkarılan 31.12.1984 gün ve 1985/6 sayılı Genelgede de, 1615 sayılı Kanunun 175’inci maddesinde, süreye ilişkin başvuruların kanuni sürenin bitiminden önce yapılması şartının bulunmadığı belirtildikten sonra, eşyanın yurtta kalma süresinin bitiş tarihinden 20 gün önce, ilgilisine, sürenin bitim tarihine kadar yurt dışı edilmesi,çıkış hükmünde gümrüğe teslimi veya mücbir sebeple birlikte ek süre talebinde bulunmaları, aksi takdirde kanuni gereğine tevessül edileceği hususunun tebliği, tebligatta belirtilen süre içinde müracaatları halinde gereğinin yapılması, müracaat olmaması halinde gümrük vergi ve resimlerinin kanuni faizi ile birlikte irada intikali ile (Gümrük Kanununun) 149’uncu madde uyarınca işlem yapılması gerektiği, gümrük merkez ve taşra teşkilatına bildirilmiştir.
Yukarıda yer alan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, geçici ithali yapılan, ancak kanuni yurtta kalma süresi içinde yurt dışı edilmeyen eşyalar hakkındaki süre uzatım talepleri üzerine, Gümrük Kanununun 175’inci maddesinde belirtilen zorlayıcı sebepler veya beklenmeyen hallerin bulunup bulunmadığı hususu incelenmeden, kanunda öngörülmediği halde, yalnızca eşyanın kanuni yurtta kalma süresi içinde süre uzatım talebinde bulunulmadığından bahisle tarhiyat yapılamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda geçici olarak ithal edilen eşyaların süresi içinde yurt dışı edilmediği gibi, süre uzatım talebinin de süresinden sonra olduğundan bahisle giriş esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük vergi ve resimleri ile bunlara bağlı olarak hesaplanacak kanuni faizin tahsiline yönelik olarak tesis edilen işlemi iptal eden mahkeme kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına, 1.4.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.