Danıştay Kararı 7. Daire 1997/1867 E. 1998/805 K. 04.03.1998 T.

7. Daire         1997/1867 E.  ,  1998/805 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/1867
Karar No: 1998/805

Temyiz İsteminde Bulunan : … Sanayi Mamulleri Pazarlama ve Ticaret A.Ş
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : İzmir Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 26.7.1994 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin olarak ihracatçı şirkete ödenen vade farkı üzerinden ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük vergisi ile katma değer vergisine vaki itirazı reddeden İzmir Gümrükler Başmüdürlüğünün 3.7.1995 gün ve 86 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davayı; 1615 sayılı Gümrük Kanununun, 3968 sayılı Kanunun 1’inci maddesiyle değişik 65’inci maddesine dayanılarak çıkarılan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmaya ilişkin Yönetmeliğin 13’üncü maddesinde, bu yönetmeliğin 6’ncı maddesine göre gümrük vergisine esas kıymet belirlenirken ithal eşyasının gerçekte ödenen veya ödenecek fiyatına, satış bedelinin peşin ödenmemesi nedeniyle satıcıya vade farkı, fiyat farkı, gecikme faizi veya kabul kredili ödemeler gibi adlar altında yapılan ödemeler ile faiz ödemelerinin ilave edileceğinin belirtildiği, olayda, gümrük idaresince yapılan araştırmalar sonucu beyanname muhteviyatı eşya için satıcıya vade farkı (faiz) transfer edildiğinin tespit edildiği, bu durumda vade faizinin eşyanın kıymetine ilave edilmesi suretiyle yapılan ek gümrük vergisi tahakkukunda yasaya aykırılık görülmediği, aynı şekilde 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun “İthalatta Matrah” başlığını taşıyan 21’inci maddesinin c bendinde, fiili ithalata kadar yapılan diğer giderler ve ödemeler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin ithalatta ödenecek verginin matrahına dahil olduğunun belirtildiği, sözü geçen maddede “vade farkı ve faizine” yer verilmemekle birlikte, alıcı (ithalatçı) tarafından yapılan bir gider niteliği taşıması itibarıyla vade farkının “fiili ithalata kadar yapılan diğer giderler ve ödemeler” kapsamında düşünülmesi gerektiği, vade farkı transferinin fiili ithalattan sonra yapılmış olması, sözleşmeye dayalı giderin bu niteliğini değiştiren bir neden sayılamayacağı cihetle, bu konuda ileri sürülen iddialara itibar edilmediği ve kabul kredili ödemede satıcıya (ihracatçı) ödenen vade farkı ithalattaki katma değer vergisi matrahına dahil olduğundan, dava konusu ek tahakkukun katma değer vergisine ilişkin kısmını da kusurlandırıcı mahiyette görülmediği gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; müvekkil firma tarafından fiili ithalattan sonra vade farkı ödendiğinden ek tahakkuk yapılmaması; vade farkının katma değer vergisi matrahına dahil olduğu kabul edilse bile gümrük vergisi matrahına dahil edilmemesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından ithal olunan eşyaya ilişkin olarak ihracatçı şirkete ödenen vade farkının gümrük vergisi matrahına ilavesi suretiyle ek olarak gümrük vergisi ile katma değer vergisi tahakkuku yapılmasından kaynaklanmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun “İthalatta matrah” başlıklı 21’inci maddesinde; “İthalatta verginin matrahı aşağıda gösterilen unsurların toplamıdır.” denildikten sonra, (a) bendinde; “ithal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti”, ithalatta katma değer vergisinin matrahını oluşturan unsurlardan biri olarak sayılmıştır.
1615 sayılı Gümrük Kanununun, 3968 sayılı Kanunun 1’inci maddesiyle değişik 65’inci maddesine dayanılarak çıkarılan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmaya ilişkin Yönetmeliğin 13’üncü maddesinde de, bu yönetmeliğin 6’ncı maddesine göre, gümrük vergisine esas kıymet belirlenirken ithal eşyasının gerçekte ödenen veya ödenecek fiyatına, satış bedelinin peşin ödenmemesi nedeniyle satıcı firmaya vade farkı adı altında yapılan ödemelerin ilave edileceği belirtilmiştir. Buna göre, ithal olunan eşyanın gümrük vergisine esas kıymetine dahil edilmesi gereken vade farkı faizinin Katma Değer Vergisi Kanununun 21’inci maddesinin yukarıda açıklanan (a) bendi uyarınca ithalde alınan katma değer vergisi matrahına ilave edilmesi suretiyle ek tahakkuk yapılmasında kanuna aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 4.8 oranında ve … liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz edenden alınmasına, 4.3.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.