Danıştay Kararı 7. Daire 1997/1752 E. 1998/1383 K. 15.04.1998 T.

7. Daire         1997/1752 E.  ,  1998/1383 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/1752
Karar No: 1998/1383

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı
Karşı Taraf : … Kimya Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 27.5.1991 gün ve … sayılı beyanname kapsamında ithal olunan eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrini; 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28’inci ve izleyen maddelerinde, ilanen tebligatın koşullarının belirtildiği, söz konusu düzenlemelere göre, adresi meçhul olanlara ilanen tebligat yapılabileceği; dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı şirket tarafından yapılan ithalata ilişkin ek tahakkukun, davacı kurumun bilinen adresinde tebliğ edilmek istenildiği, ancak tebligatın, adreste bulunamama nedeniyle yapılamaması üzerine ilanen tebliğ yoluna gidildiği; bu suretle kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla, uyuşmazlık konusu ödeme emrinin tanzim ve tebliğ edildiği, her ne kadar, 19.4.1994 tarihinde, “…Mahallesi, …Sokak No:… …/…” adresinde tebligat yapılamadığı açık ise de, söz konusu tebliğ evrakının davalı idareye tebliği üzerine, 22.4.1994 tarihli yazı ile, davacı şirketin adresi ve diğer bilgilerin … Ticaret Odasından sorulduğu, adı geçen kurumun 25.4.1994 tarihli cevap yazısında, davacı şirketin adresinin, “…Sokak No:……/…” olduğu, şirketin 28.5.1993 tarihinde tasfiyeye girdiği ve tasfiye memurunun adresinin de “… …Cad. No:……” olarak kayıtlı bulunduğu yolunda bilgilere yer verildiğinin anlaşıldığı; bu duruma göre, idarece, öncelikle, tespit edilen yeni iş yeri adresinde tebligat yapılması gerekirken, bu yola başvurulmadan, doğrudan ilanen tebliğ yoluna gidilmesinde kanuna uyarlık bulunmadığı, bu itibarla, 6183 sayılı Kanunun 55’inci maddesinde belirtilen kesinleşmiş bir amme alacağından söz edilemeyeceğinden, davacı şirket adına ödeme emri tanzim ve tebliğinde kanuna uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:…sayılı kararının; gösterdiği adreste bulunamayan mükellefe ilanen tebliğ edilen gümrük vergi ve resimlerinin vadesinde ödenmemesi üzerine, kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri tanzim ve tebliğinde kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10’uncu maddesinde, tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı belirtilmiş, anılan kanunun uygulanmasını göstermek üzere yayımlanan Tebligat Tüzüğünün “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 13. maddesinde de, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa kendi müracaatı, diğer alakalıların bildirmesi mevcut vesaik tahkikat veya sair suretlerle bilinen en son adresinde yapılır.
Tebligat yapılacak adresin takdiren tespit edilmiş olması lazımdır. Gösterilen adreste tebligat yapılmayan ahvalde, tebligatı çıkaran merci tarafından memurların ve diğer meslek ve sanat erbabının adresleri mensup oldukları teşkilattan, avukatlarınki barodan veya Adliye Vekaletinden, askeri şahısların adresleri askerlik şubesi, Milli Müdafaa Vekaleti gibi salahiyetli mercilerden sorulur.
Bu merciler sorulan adresi en kısa zamanda ve sahih olarak bildirirler.” hükmü yer almış, yine Tebligat Kanununun “İlanen tebligat” başlıklı 28’inci maddesinde de, adresi meçhul olanlara tebligatın ilanen yapılacağı, daha önceki maddeler mucibince tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresinin meçhul sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda açıklanan kanun ve tüzük hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, tebligatın, tebligatı çıkaran merci tarafından yapılacak inceleme sonucu, tebliğ yapılacak şahsın takdiren tespit edilecek bilinen en son adresine yapılması, gösterilen adreste tebligat yapılamayan hallerde, tebligatı çıkaran merci tarafından, memurların ve diğer meslek ve sanat erbabının adreslerinin, mensup oldukları teşkilattan sorulması ve alınacak cevaba göre tebligat işleminin tekemmül ettirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; ek tahakkukun, davacı şirketin idarece bilinen “…Mah. …Sokak No:… …/…” adresinde tebliğ edilmek istendiği, şirketin bu adreste bulunamadığının ve muhtarda da kaydının olmadığının 19.4.1994 tarihli tutanakla tespiti üzerine, şirketin adresi, ortaklarının ad, soyad ve adreslerinin, 22.4.1994 tarihli yazı ile … Ticaret Odasından sorulduğu, 25.4.1994 tarihinde davalı gürük müdürlüğü kayıtlarına intikal eden aynı tarihli … Ticaret Odası yazısı ile, şirketin en son adresinin, ortakların kimlikleri ile adreslerinin, ayrıca 24.5.1993 tarihinde tasfiyesine karar verildiğinin, tasfiyenin, 28.5.1993 tarihinde tescil ve 9.6.1993 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğinin, tasfiye memurunun ad ve soyadı ile adresinin bildirildiği; buna rağmen, idarece, ek tahakkukun, 26.4.1994 tarihinde ilanen tebliği yoluna gidildiği; bu suretle kesinleştirilen amme alacağının tahsili amacıyla da, uyuşmazlık konusu ödeme emrinin tanzim ve tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tebligat Kanununun yukarıda açıklanan 28’inci maddesinde de belirtildiği gibi, ilanen tebligat, ancak adresi meçhul olanlara yapılabilir. Bir kimsenin adresinin meçhul sayılabilmesi için de, yine aynı maddeye göre, kanunun daha önceki maddeleri mucibince tebligat yapılamaması, ikametgahının, meskeninin veya iş yerinin bulunamaması gerekir.
Olayda ise, davacının bilinen adresinde tebligat yapılamaması nedeniyle, Tebligat Tüzüğünün 13’üncü maddesi uyarınca sorulması üzerine … Ticaret Odasınca şirketin adresi, ortaklarının kimlikleri, tasfiyeye girmiş olduğu ve tasfiye memurlarının ad, soyad ve adresleri ayrıntılı olarak davalı idareye bildirilmiş bulunduğundan, davacı şirketin adresinin meçhul olduğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, davacı şirket adına yapılan ek tahakkukun ilanen tebliğ edilmesi suretiyle kesinleştiğinden bahisle, söz konusu amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali yolundaki mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına, 15.4.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.