Danıştay Kararı 7. Daire 1997/1328 E. 1998/1684 K. 30.04.1998 T.

7. Daire         1997/1328 E.  ,  1998/1684 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/1328
Karar No: 1998/1684

Temyiz İsteminde Bulunan : … Ticaret Anonim Şirketi
Vekili :Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
İstemin Özeti : Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 27.1.1993 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle yükümlü şirket adına salınan ek gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin kaldırılması talebiyle yapılan başvuru üzerine İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünce tesis edilen 13.9.1996 gün ve 25569 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28’inci maddesinden bahisle, dosyanın incelenmesinden, ek tahakkukun, 24.8.1995 tarihinde yükümlü şirketin adresinde bulunamaması nedeniyle ilanen tebliğ edildiği, her ne kadar ilanen tebligatın usulüne uygun yapılmadığı ileri sürülmekte ise de; adres değişikliği 31.10.1995 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesin’de yayımlandığından ve ilanda değişikliğin 27.9.1995 tarihinden itibaren geçerli olacağı belirtildiğinden, daha önceki bir tarihte adresinde tebligatın mümkün olmaması nedeniyle yükümlü şirkete ilanen tebligat yapılmasında usule aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla, bu iddianın yerinde görülmediği, bu itibarla, yükümlü şirket adına tesis edilen işlemin yerinde olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; yapılan ilanen tebligatın yerinde olmadığı, zira; davalı idarece ilanen tebligat yoluna gidilmeksizin adresin tespiti suretiyle bu adrese tebligat yapılabileceği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli 27.1.1993 gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle yapılan ek tahakkukun, adresinden ayrılmış olması nedeniyle yükümlü şirkete ilanen tebliğ edildiği; bilahare, sözü geçen ek tahakkukun tahsili amacıyla ödeme emri düzenlendiği; yükümlü şirket tarafından, ilanen tebligatın usulüne uygun olmadığından bahisle, ek tahakkuka ilişkin tebligatın yeni adreslerine yapılması ve ödeme emrinin kaldırılması istemiyle 3.4.1996 ve 11.4.1996 günlü dilekçeler ile önce Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğüne başvurulduğu; bu başvurunun giriş gümrük müdürlüğünce reddi üzerine de, 25.4.1996 ve 6.9.1996 günlü dilekçeler ile İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğüne başvurulduğu; İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünün 13.9.1996 gün ve 25569 sayılı yazısıyla Gümrük Yönetmeliğinin 410’uncu maddesi hükmü uyarınca süresi içinde yapılmayan itiraz ile ilgili olarak başmüdürlüklerince herhangi bir karar alınmasının mümkün bulunmadığının bildirildiği; bu şekilde tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın ise, Mahkemece, yazılı gerekçe ile reddedildiği anlaşılmıştır.
İlanen yapılan tebligatın usulsüz olduğu; dolayısıyla, ortada, ödeme emri ile tahsili kabil nitelikte bir kamu alacağı bulunmadığı yolundaki davacı iddiasının, ödeme emrinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58’inci maddesinde öngörülen yedi günlük süre içerisinde idari davaya konu edilmesi veya aynı süre içerisinde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11’inci maddesine uygun olarak yapılacak idari başvuru sonucunda yine bu maddeye uygun şekilde idari dava açılması halinde, incelenmesi ve ödeme emrinin iptaline dayanak alınması mümkün bulunmaktadır.
Olayda; ödeme emrinin iptali istemiyle yukarıda sözü edilen yedi günlük süre içerisinde idari dava açılmamış olduğu gibi, bu süre geçtikten sonra, ek tahakkuku yapan Gümrük Müdürlüğüne ve Başmüdürlüğe yapılan başvurular da, 2577 sayılı Kanunun anılan 11’inci maddesine uygun değildir. Bu yüzden, sözkonusu başvurular dolayısıyla ödeme emrine karşı yeni bir dava açma süresinin işlemesine olanak bulunmamaktadır. Ayrıca; bu başvurulara verilen cevapların birer idari işlem gibi idari davaya konu edilmelerine de, süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen ödeme emrinin dolaylı olarak hukuka uygunluk denetimine tabi tutulması sonucu doğuracağından, cevaz verilemez.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; sonucu itibarıyla yerinde görülen mahkeme kararının onanmasına, … lira maktu karar harcının temyiz edenden alınmasına, 30.4.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.