Danıştay Kararı 7. Daire 1997/1244 E. 1998/862 K. 05.03.1998 T.

7. Daire         1997/1244 E.  ,  1998/862 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/1244
Karar No: 1998/862

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : … Dış Ticaret Ltd. Şti.
Vekili : Av. …- Av. …
İstemin Özeti : Bandırma Gümrük Müdürlüğünde tescilli 30.11.1993 gün ve … sayılı giriş beyannamesi kapsamı eşya için tahakkuk ettirilen gümrük vergilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; 6183 sayılı kanunun 58’inci maddesinden bahisle, dosyanın incelenmesinden, ödeme emrine konu ek tahakkuka karşı mahkemelerinin E:…sayısıyla açılan davada, idari merci tecavüzü nedeniyle dosyanın K:…sayılı kararla Bandırma Gümrük Müdürlüğüne tevdiine karar verildiğinin anlaşıldığı; bu durumda, tahakkuk itiraz aşamasında olduğundan, ortada kesinleşmiş bir kamu alacağından söz edilemeyeceği; bu nedenle düzenlenen ödeme emrinde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden …Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; 15 günlük süre içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen kamu alacağının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Dosyanın incelenmesinden, 25.10.1995 tarihinde yükümlü şirkete tebliğ edilen tahakkuka karşı itiraz süresi geçirilerek 10.11.1995 gününda açılan davada, mahkemece idari merci tecavüzü nedeniyle dosyanın merciine gönderildiği, bunun üzerine ödeme emrine karşı açılan davada, tahakkuk idari itiraz aşamasında olduğundan henüz kesinleşmiş bir kamu alacağı bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptal edildiği anlaşılmış olup, bu durumda, mahkemece, dosyanın merciine tevdi üzerine idarece ne gibi bir işlem tesis edildiğinin araştıralarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçesiyle ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: Bandırma Giriş Gümrük Müdürlüğünce tescilli 39.11.1993 tarih ve … sayılı beyanname muhteviyatı eşyanın beyan olunan kıymetinin düşük olduğu gerekçesi ile yapılan ek tahakkukun kesinleştiğinden bahisle amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptaline ilişkin vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55 nci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gerektiğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; aynı yasanın 58’inci maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı iddiasıyla tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği belirtilmiştir.
Olayda 30.11.1993 tarih ve … sayılı beyannameden kaynaklanan kıymet farkı nedeniyle yapılan ek tahakkuka karşı … Vergi Mahkemesinde dava açılmış olduğu dava dosyasındaki belgelerle sabittir.Bu durumda söz konusu ek vergi tahakkuku dava aşamasında olup ortada henüz kesinleşmiş ve tahsil edilebilir bir amme alacağının bulunmadığı anlaşıldığından,henüz kesinleşmemiş amme alacağı için düzenlenen ödeme emrinin bu gerekçe ile iptaline ilişkin vergi mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar 2577 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinde belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığından temyiz isteğinin reddi ile mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
1615 sayılı Gümrük Kanununun 78’inci maddesinde vergi tahakkuklarına karşı yapılacak itirazlar düzenlenmiş, 79’uncu maddesinde de, tahakkuku yapan memurların, yaptıkları tahakkukları mükellefe veya temsilcisine veya gümrük komisyoncusuna bildirerek beyanname vesair tahakkuk kağıtları üzerinde imza alacakları, bu suretle tahakkuka bilgi edinmekten, beyanname ve tahakkuk kağıdını imzalamaktan çekinenlere yazılı tebligat yapılacağı, itirazın, ancak bu fıkrada yazılı imza veya yazılı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yapılabileceği, bu süre içinde itiraza uğramayan vergiler ile itirazları olmadığını beyanname ve sair tahakkuk kağıdı üzerinde yazı ile beyan edenlerin vergilerinin, kanunun 87’nci maddesi hükmü saklı kalmak üzere itiraz yollarına gitmek bakımından kesinleşmiş olacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı kanunun “İtirazın incelenmesi” başlıklı 81’inci maddesinde,
“İtirazlar bir dilekçe ile tahakkuku yapan idare kanalı ile bağlı bulunduğu gümrük müdürlüğüne yapılır ve müdürlükçe bir ay içinde incelenerek karara bağlanır.
Müdürlükçe itiraz yerinde görülmezse mütalaası ile birlikte belge ve numuneler beyan olunan normal fiyat ile vergi miktarı bakanlıkça tespit edilecek değere kadar olan anlaşmazlıklar için, bağlı bulundukları gümrükler başmüdürlüklerine, bu miktardan fazla olan kıymet ve vergiler için de Gümrükler Genel Müdürlüğüne gönderilir. Bu itirazlar başmüdürlüklerce iki ay, Genel Müdürlükçe üç ay içinde incelenir ve bir karara bağlanır.
Başmüdürlüklerce veya Genel Müdürlükçe itiraz yerinde görülürse tahakkukun buna göre yapılması gümrüğe tebliğ olunur. Ayrı bir uygulama kararına varılmış ise bu karar da ilgili gümrük vasıtasıyla itiraz sahibine tebliğ edilir…” denilmiş, anılan kanunun 84’üncü maddesinde de, mükelleflerin 78’inci maddenin 4, 5 ve 7’nci fıkralarında yazılı sebeplerden biriyle onbeş gün içinde tahakkuku yapan idarenin bağlı bulunduğu gümrük müdürlüğüne itirazda bulunabilecekleri, bu merciin bir ay zarfında vereceği kararlara karşı onbeş gün içinde Bakanlıkça tespit edilecek normal fiyata kadar olan miktarlar için bağlı bulundukları gümrükler başmüdürlüklerine ve bu miktardan yukarı değerde olanlar için Gümrükler Genel Müdürlüğüne itiraz olunabileceği, bu itirazların başmüdürlüklerde iki ay, Gümrükler Genel Müdürlüğünce üç ay içinde karara bağlanacağı, bu karara karşı idari yargı yolunun açık olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Gümrük Yönetmeliğinin 410’uncu maddesinde ise, süresi içinde yapılmadığı idare amirlerince yapılacak inceleme sonucunda anlaşılan itirazlara ait dilekçelerin muameleye konulmayacağı ve durumun itirazı yapan mükellefe yazı ile bildirileceği belirtilmiş bulunmaktadır.
Bu hükümler karşısında, gümrük vergi ve resimlerine ilişkin olarak yükümlüye tebliğ edilecek tahakkuklara karşı kanunda belirtilen idari itiraz yolları tüketilmeden doğrudan dava açılması söz konusu olamayacağı gibi, bu tahakkuklara 15 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmemesi halinde de tahakkuk kesinleşmiş olacaktır.
Bu durumda kamu alacağı tahsil edilebilir hale geleceğinden, bu alacak için ödeme emri düzenlenebileceğinin kabulü zorunlu olmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, 25.10.1995 tarihinde yükümlü şirkete tebliğ edilen tahakkuka karşı, itiraz süresi geçirilerek 10.11.1995 gününde dava açıldığı, gümrük vergisine karşı açılan davada, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararıyla, katma değer vergisine karşı açılan davada, aynı mahkemenin … gün ve E:…; K:… sayılı kararıyla merci tecavüzü nedeniyle dosyanın görevli mercie gönderildiği, bunun üzerine, 22.12.1995 gününde düzenlenerek 11.1.1996 tarihinde yükümlü şirkete tebliğ edilen ödeme emrinin, vergi mahkemesince, tahakkukun idari itiraz aşamasında olduğundan ortada kesinleşmiş bir kamu alacağı bulunmadığı gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece idari merci tecavüzü nedeniyle verilen merciine tevdi kararı üzerine idarece ne gibi bir işlem tesis edildiği araştırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ödeme emrinin yazılı gerekçeyle iptalinde yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; kararın bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından bu konuda ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 5.3.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.